banner102

Biz insanları ve cinleri sadece ve sadece kendisine kulluk için yaratan Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretlerine sonsuz şükürler ediyorum ki, Hak'kı haykırmayı bize bir kez daha nasip etti.

Kur'an-ı Kerim'i hayatıyla birebir yaşayan ve biz Müslümanlara emsal teşkil eden Sevgili Peygamberimize Selat-ü Selam olsun.

Yazıya başlamadan önce şunu belirtmek istiyorum; Bu yazı tamamen Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker görevini ifa etmek için yazılmıştır. Ne oy toplamak nede birilerini yerden yere vurmak için yazılmamıştır. Bunu bu şekilde bilmenizi ve ona göre ön yargısız okumanızı rica ediyorum.

Malumunuz önümüzde 1 Kasım seçimleri var. Bu seçimler hem ülkemiz için hem de dünyadaki bütün Müslüman ve mazlumlar için büyük önem arz eden bir seçimdir.

Bu ülkenin bir vatandaşı olarak sandığa gidip görüş ve inancımıza göre oy vereceğiz. Önümüze koyulacak oy pusulasında 29 parti ve birde bağımsızlar yer alacak. Bizde inancımıza göre terazi koyup inancımıza göre hangi parti tartıyorsa ona oy vereceğiz. Bunun dışında bir oy veriş şekli kesinlikle inancımıza göre olamaz. Olsa olsa nefsimiz şeytanla işbirliği içerisinde biz göstereceği şekilde oy verme düşüncesi olur.

Bu kısa açıklamadan sonra esas anlatmak istediğim konuya gelmek istiyorum. Müslümanım diyen herkese namaz kılmak farzdır. Ki bu farz hesap gününüm en önemli sorgu maddelerindendir!

Biz Müslümanlar namaz kılarken neler söylüyor, nelere söz veriyor ve nasıl dua ediyoruz diye bir göz atalım.

Namaza niyetle başlıyoruz ki niyetsiz namaz sahih olmaz. Dikkat edin oy verirken de niyet ediyoruz.. Allah'u Ekber diyerek ellerimizi kulaklarımıza getirerek bütün nefsi ve şeytani şeyleri elimizin tersi ile geriye iterek ellerimizi en büyük olan Allah'n (Celle Celalühü) huzurunda bağlıyoruz ve Subhanellah diyerek başlıyoruz..

"Allah'ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur."

Dikkat edin! Oy verirken de bu okuduklarımızı düşünelim.. Bizleri Yaratan, rızık veren ve yöneten Rabbimizin hiçbir konuda eksiği olmaz. Ülke yönetiminde, kanunlarda, sosyal haklarda, ekonomi alanlarında ve dünya meselelerinde Rabbimizin hükümlerinde zerre kadar eksiklik olmaz. Kainatın ve içindekilerin Yaratıcısı O'dur. Ondan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur. Yani ab, abd, israil Rabbimizin kanunları ve O'nun yolundan gidenlerin gücü karşısında kocaman hiçtir..

Kısa bir duadan sonra şeytanın şerrinden korunarak ve Allah'ın (Celle Celalühü) adıyla Fatiha süresini okumaya başlıyoruz. "Hamd o âlemlerin Rabbinedir, O Rahmân ve Rahimdir, O, din gününün (Hesap günü) sahibidir. Ancak sana kulluk ederiz ve ancak senden yardım dileriz, Bizi doğru yola ilet, O kendilerine nimet verdiğin Mü'min kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların (Hahudi ve Hıristiyanların) yoluna değil."

Dikkat edin! Oy verirken, hesap günün sahibini düşünelim ve bizden hesabı; iktidarlar ve onların koyduğu kanunlar değil din günün sahibi soracağını düşünelim. Ve biz sadece O'na kulluk ederiz, yani sadece O'nun emir ve yasaklarını dikkate alırız. Kulların koyduğu emir ve yasakları (kanunları) dikkate almayız. Ve sadece O'ndan yardım isteriz. abd, ab, nato vb şer güçlerden(!) yardım istemeyiz.
Sonunda da bizi doğru yola ilet diye dua eder ve bu doğru yola giden Şuurlu Müslümanların yolunu isteriz (İslam Birliğini kuran, Adil düzeni kurmaya çalışan, Yeryüzüne Hakkı hakim kılmak için mücadele edenlerin). Ardından Kur'an-ı Kerim'de açık beyan lanetlenen ve aşağılanan Yahudi ve Hıristiyanların yoluna iletme diye de dua ederiz.

Fatiha süresinden sonra kısa bir sure olarak Mücadele suresinin 22 ayetini okuyorum: ”Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun-babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa- Allah'a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah'ın tarafında olanlardır."

Dikkat edin! Oy verirken de bu ayeti iyi düşünün..

Namazımıza devam ediyoruz ve Allahuekber diyerek Rabbimizin en büyük olduğunu söylüyoruz ve rüku'a eğiliyoruz. Yani sadece ve sadece Rabbimizin huzurunda eğildiğimizi, mala, şana-şöhrete ve paraya boyun eğmediğimizi söylüyoruz. Sonra Sübhanerabbiyelazim diyerek büyük olan Rabbim her türlü kusurdan uzak olduğunu söylüyoruz.

Ardından tekrar dirilerek, Semi'allahu limen hamideh diyerek Rabbimizin kendine hamd edeni işittiğini söylüyoruz ve Rabbena lekelhamd sözü ile 'Rabbimiz, hamd sadece sanadır' diyoruz. Daha sonra Allahü ekber diyerek en büyük Allah (Celle Celalühü) olduğunu, yani ab, abd, nato, israil, ingiltere vs şer güçler büyük değil zelildir. Bir kişide olsa herşeyi ile Allah'ın (Celle Celalühü) yanında olanın güçlü olduğunu söylüyoruz ve secdeye kapanıyoruz. Ki ne pahasına olursa olsun hiç kimsenin veya hiçbir gücün önünde direkt veya dolaylı olarak boyun eğmiyor, nede secdeye kapanmıyoruz. Sadece Rabbimizin huzurunda secdeye kapanıp Sübhanerabbbiyel a'la, Yüce olan Rabbim her türlü kusurdan uzaktır, diyoruz.

Aynı bu şekilde ve şuurla bir rekat daha namaz kılıyor ve Fatiha süresinden sonra şu ayeti okuyoruz; Tevbe suresi 8. ayet: ”Nasıl olabilir ki! Onlar size galip gelselerdi, sizin hakkınızda ne ahit, ne de antlaşma gözetirlerdi. Onlar ağızlarıyla sizi razı ediyorlar, hâlbuki kalpleri (buna) karşı çıkıyor. Çünkü onların çoğu yoldan çıkmışlardır."

İkinci rüku ve secdeden sonra oturup Ettehiyyatü duasını okuruz ve okuduğumuz duada meail olarak "Her türlü kavli, bedeni ve mali ibadetler Allah'a mahsustur. Ey şânı yüce Peygamber, selam ve Allah'ın rahmetiyle bereketleri senin üzerine olsun ve selam bizlere ve Allah'ın sâlih kulları üzerine olsun. Ben şehadet ederim ve yakinen bilirim ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Ve şehadet ederim ki Hazret-i Muhammed Allah'ın kulu ve Resûlüdür." diyoruz. Ardından - Allahumme Salli: "Allah'ım, Hz.Muhammed ve âline, Hz.İbrahim'e ve âline rahmet ettiğin gibi rahmet eyle." Allahumme Barik: "Allah'ım, Hz.Muhammed ve âline, Hz.İbrahim'e ve âline mübarek kıldığın gibi mübarek kıl." - Rabbenâa Âatina: "Ey Rabbimiz, bize dünyada ve ahirette iyi hal ver ve bizi o ateş azabından koru." - Rabbenâağfirlii: "Ey Rabbimiz, hesab günü geldiği zaman bizi mağfiret et. Anne ve babamı ve müninleri de mağfiret et." dualarını okuyarak sağa ve sola selam veriyoruz.

Son olarak bütün hocaefendilerden özür diliyorum. Ben kimseye bilgiçlik taslamak için bunu yazmadım, sadece kıldığım namazı bu düşüncelerle kıldığım için kaleme aldım. Yazıdaki bütün hatalar şahsımın, güzellikler de Rabbimize aittir.  

Selam olsun Hakkı Hak bilip tabi olan ve batılı batıl bilip ona karşı mücadele edenlere..

Selam olsun yüreğinin sesini dinleyip Saadet'i duyanlara..
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90