banner102

7 Haziran seçimleri gelip çattı... Çok önemli bir seçim arefesindeyiz.

 Bu seçimin ne kadar önemli olduğunu anlamak için müneccimlik taslamaya gerek yok. Ama birkaç rakam vererek ve bazı saptamalarda bulunarak bazı altını çizmeye gerek var.

Ülkemizde maalesef işsizlik, borçlanma, faiz lobisi, adaletsiz gelir dağılımı gibi oldukça sorunlu konular var.  Öylesine sorunlu ki, bu konular artık kangren haline geldi. İşsizlik toplumun tüm katmanlarını etkiliyor. İnsanımızın çoğu açlık sınırın altında bir asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Haliyle geçinemediği için mecburen borçlanıyor. Borçlandığı kesim ise bankacılık kesimi, yani nam-ı diğer faiz lobisi...

BDDK'nın resmi verilerine göre bankalara borçlu olan vatandaş sayısı çılgınca artıyor. Borçlarını ödeyemeyip yasal takibe düşen kişi sayısı ise... olarak gerçekleşti. Kredi kartı ve kredi borçlarını ödeyemeyen insan sayısı o kadar çoğaldı ki, son rakamlara göre 3 milyonu aşkın yasal takipte insan var. Seçim sathına girmiş tüm partiler vatandaşın faiz lobisine olan faiz borçlarını silme taahhüdü veriyor. İşin ilginci en çok takip edilen ve en çok polemik konusu yapılan konu da faiz lobisine olan bu borçlar.

Vatandaş bu girdapta öylesine bunalmış ki yeni meclisten en çok beklediği şeylerin başında da bu var. Sadece millet değil, devlet de borçlu. Yine resmi verilere göre AKP hükümetinin bu yılki ekonomik programında 2015 için faiz lobisine ödenecek borç faizi tutarı tamı tamına 52 milyar TL!

Bir düşünün, bir ülkenin borç stokunun sadece faizi 52 milyar TL ise borcun anaparası ne kadar olur?! Son güncel rakamlara göre Türkiye Cumhuriyeti'nin toplam dış borç stoku 2014 son çeyrek rakamlarına göre 402,4 milyar dolar! Bu rakam AKP hükümeti işbaşına geldiği 2002 yılı sonunda 130 milyar dolar seviyesinde idi. İç borç ise yine 2014 3. çeyreğinde 553 milyar TL'yi aştı! AKP Hükümeti on milyarlarca dolarlık özelleştirme yapmasına rağmen nasıl oldu da borç en azından bu oranda azalması gerekirken, nerdeyse kat kat arttı? Kim bilir bu sorunun cevabı Başbakan yardımcısı Bülent Arınç'ın devlette israf konusuna atıf yaptığı, "eğer devlet içinde israf olmasaydı vatandaştan vergi bile alınmazdı" sözünde saklıdır.

Ekonomideki korkunç ve vahim tablo maalesef milletimizi sosyolojik olarak da olumsuz etkiliyor. Aile yapısı ekonomideki vahim tablodan etkilenerek çökme noktasına gelmiş. İşsiz gençliğimiz madde bağımlılığı ile yok edilmek üzere. Ahlak ve maneviyat korkunç bir dejenerasyona uğramış durumda. Öyleki 'bizim mahalleden' saydığımız sofilerimiz bile yolsuzlukları anlattığımızda 'eskiler çalmıyor muydu?' demeye kadar vardırdılar işi. Kimi mütedeyyin insanlarımız ise toplumumuzdaki ahlaki ve dini bozulmaları normal görmeye başladı. İşin paradoksal tarafı bu normalleşmeyi başlatanların tolumun kanaat önderleri sayılan güzide cemaatlerimizin içindeki hocaefendiler!

Haşa- 'Faize helal-i hoş olsun! Allah cc bereketini artırsın' diyen ülkenin başbakanına esaslı bir cevap vermesi, hatta bu sözleri söylediğine pişman etmesi gereken hocaefendiler, imam efendiler, kanaat önderleri maalesef suskun! Allah'ın yüce kelamını cuma günleri gırgır malzemesi yapıp, haşa bakara-makara diye alay eden aşağılık danışman, bakan, milletvekili tayfasını hala yanı başında tutanlara tek ses etmiyorlar! Tepki göstermiyorlar!

Kainatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Alemlerin Efendisine (SAV) "O, kibir yaptı ama biz yapmadık!" diyen soysuzları ülke yönetiminde söz sahibi yapanlara karşı hiç bişey olmamış gibi davranıyorlar! Bir yandan da toplumda iyice beliren tehlikelere karşı uyarması gereken yazar-çizer tayfasının yandaşlığı var. Aslında yakınlaşan karanlık tabloyu çok iyi biliyorlar. Tehlikenin farkındalar. Ama onlar da suskun. Yandaş olmanın verdiği cezbe ile bizzat Akp iktidarının bile içinden bazı sağduyulu isimler tarafından dillendirilen yanlışlara gözleri kör, kulakları sağır oldular.

Yılların yorgunluğu yüzlerinden yüzündeki derin çizgilerle ayan-beyan olan işçi emeklisi Veli amcanın ayağındaki kara lastik bile delikken, onun oyları ile seçilen ülkenin reis-i cumhurunun sarayında milyarlık kadehlerinin olması, şatafat, lüks ve debdebenin tahammül sınırlarını zorlamasına karşı suskunlar! Ve hiç utanmadan 'bizimkiler bazı işleri yanlış etti, ama bu seçimde yine oyları ona verin!' diye ahkam kesiyorlar.

Tüm bu karanlık tablolar içersinde seçime giriyoruz. Binlerce yıldır İslamın bayraktarlığını yapmış milletimiz asli ruhundan uzaklaştırılıyor. Peki nasıl karar vereceğiz? Geçmişten bugüne bu millete en çok hizmet eden kimlerse, kurtuluş orada. Milletine insanca yaşama imkanı sağlayan, geliri halkı içerisinde adil bölüştüren, devr-i iktidarlarında faiz lobilerinin değil halkın kazandığı, ahlak ve maneviyatı ilk sıraya koyan kimlerse yönümüz orası olmalı.

Bugüne kadar bunu Milli Görüş başardı, yine başaracaktır. Saadetle yeniden başaracaktır. Saadet Partisi tüm engellemelere, tüm karşı operasyonlara, siyonizmin ve içerdeki yarenlerinin tüm oyunlarına karşın görevini yerine getirecek, milleti için sahada olmaya devam edecektir. Allah'ın yardımı ile barajları geçecek ve ülkenin tekrar orjinal rotasına dönmesi için mecliste olacaktır.

Sandığa giderken 'Saadet'i istiyorum ama ya barajı geçemezse oyum yanar mı?' diye kesinlikle düşünmemek gerek. Çünkü o barajları biz zihnimizde aşarsak bizim gibi herkes aşar. Özellikle 'Saadet'e oy verirseniz bu CHP'ye yarar' diye ahmakça konuşanlara asla itibar etmeyiniz. Bunu diyenlere 'eğer Saadet'e vermezsem o zaman ülke yanar' cevabını verebilmeliyiz. 7 Haziran seçimleri bu milletin insanca yaşama-yaşamama, vatanın bölünüp-bölünmeme, kimliğinden kopup-kopmama tercihini yapacağı çok önemli bir seçim olacak.

Biz inanıyoruz ki tüm manipülasyonlara ve operasyonlara rağmen bu millet asli kimliğini temsil eden Saadet Partisi'ni büyük bir destekle meclise gönderecek ve üzerine oynanan büyük oyunu bozacaktır.

Zafer şüphesiz ki inananlarındır...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
genç 2015-06-09 22:31:24

çok büyük bir destek, %2

banner90