AK partililerin bilinç altına ittikleri vicdanlarını uyandıran Milli görüşçülerden rahatsız olmalarını onlar için müspet bir değer olarak görüyorum. Bu, onların kökleriyle olan bağlarının henüz kopmadığı anlamına geliyor. Eskiden milli görüşçüler bağnazlıkla itham edilirlerdi, şimdi Ak parti seçmeninde bağnazlık tavan yaptı. Ak parti seçmeninin geldiği nokta; "kayıtsız şartsız" Tayyip Erdoğan'ı desteklemek "farz"dır gibi tehlikeli bir yer. Bu size çok iddialı bir tespit olarak gelebilir. Bu iddiayı ispat eden bir çok örnek var. Misal olarak kafirlerin İslam topraklarına girmelerine müsaade etmek, hatta onlara asker ve lojistik destek sağlandığını söylediğinizde bunu inkar edemiyorlar, sadece "ama" " fakat" gibi kelimelerle demagojiye baş vuruyorlar. Bazı "haram"ların devlet eliyle ve yapılan düzenlemelerle artarak devam ettiğini söylediğinizde ise basit bahanelerin arkasına sığınıyorlar. Hud suresi 11. ayette, "Zalimlere meyletmeyin, yoksa ateş size dokunur. Sizin Allah'tan başka velileriniz yoktur. sonra yardım göremezsiniz.uyarısı müminler için mihenk taşı olmak zorunda.
Ekonomi ve sosyal muhtevalı bazı konuların Türkiye ölçeğinde çarpıklık ve adaletsizliklerine dikkat çektikçe "yok efendim eskiden daha kötüydü" gibi cümlelerle başlayan savunmalar. İyi de kardeşim, hani kötü örnek örnek değildi. Ayrıca daha iyisini istemek veya yapma iddiasında bulunmak suç mu.? Evet bu kardeşlerimize göre suç !!. Bu misalleri artırmak mümkün, ancak siz ne söylerseniz söyleyin söylediklerinizi doğrulamakla birlikte; yine de "Ak partiyi /Tayyip'i desteklemeyenin imanından şüphe ederim" gibi çok iddialı cümleleri ben bizzat değişik kişilerden duydum. Ak parti seçmeninin kahir ekseriyeti "Tayyip" diyor. Başka hiç bir şey onların gözünde bir değer ifade etmiyor veya ikinci planda kalıyor.
Müslümanlar açısından dinin/ İslam'ın bağlayıcılığının yerine göre iman ölçüsü, duruma göre fasıklık/ büyük günah olmasını nasıl anlamak lazım. Uluslararası ilişkilerden sosyal hayatımıza, ekonomiden aile hayatımıza şöyle bir baktığımızda "dindarlık" adına ilerleme mi yoksa gerileme mi var. Dİ Başkanlığının dindarlıkla ilgili tarifi "Dindarlıkta en önemli unsur, maneviyatın derin bir şekilde hissedilmesi ve gündelik hayatta tutum ve davranış haline dönüştürülmesidir."(etrafımıza/topluma bir bakalım böyle bir tarife uygun mu veya ne kadar yakın ) şeklinde tarif edilse de "Müslüman'ın derdiyle dertlenmeyen bizden değildir" hadisi şerifindeki tehdit mucibince gerçek daha derin ve sınırlarımızı aşan boyutta ele alınmak zorundadır.
Görünürde Türkiye ölçeğinde % 2-3 gibi rakamlarla ifade edilen, gerçekte ise bir bucuk milyarlık İslam aleminin özü ve ruhunu temsil eden "Milli görüş" İslam aleminin lokomotifidir. "Milli görüş", hayatı ve olayları dünya - ahiret ekseninde değerlendirmesi nedeniyle çok büyük riskleri göze almıştır. Milli görüşçüler "ben" merkezli siyaset peşinde koşmayan, geçici dünya hayatını öncelemeyen bir anlayışı temsil etmektedir. Ferd olarak, Milli görüşçülerin de dünyevileşme konusunda tehlikeli sularda dolaştıklarının altını çizmek istiyorum ancak; Milli görüş, bir" medeniyet projesi" olarak öngördüğü hayat anlayışı bizim inancımızın emrettiği ve tavsiye ettiği bir çizgiyi temsil etmektedir. Bu Adil'i mutlak olanın "Muhakkak ki Allah cc adalet ve ihsan sahibi olmayı emrediyor" fermanının gereğidir. Bu bakımdan peşine takıldığınız lokomotifin sizi nereye götürmeye çalıştığına bir bakınız. Örnek aldığı medeniyet İslam medeniyeti mi yoksa Avrupa medeniyeti /edeniyeti mi.?
Sonuç olarak benim düşüncem; Milli görüşçülerin varlığı Ak parti seçmeninin vicdanını rahatsız ediyor. Gerçekleri hatırlatan Musa as. sürgün edildiği gibi milli görüş de yok edilmelidir.
cennetten yer parselleyen siz değilmisiniz.hepsini anladıkta fatih erbakandamı yoldan çıktı.bir arabs yazıdıdır beni tskip etme bende ksyboldum sizinkide aynen o misal