Bizler; “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” diyen Efendimiz'in ümmetiyiz. Bizi de diğer ümmetler arasından seçilmiş kılan da bu anlayışla yaptığımız hayırlı çalışmalardır. Yaşadığımız toplum içindeki çalışmaların içinde Anadolu Gençlik Derneği güzide bir yere sahip dersek kimseye haksızlık yapmayız.
Ümmet olarak daha önce başımızdan geçen sıkıntılı dönemlerden çok daha zor bir zamanın içindeyiz. Her birimizin zihinleri parçalara ayrılmış, bunun sonucunda fertler olarak da parçalara ayrılmış bir haldeyiz. Aslından olması gereken bir binanın tuğlaları olmaktır.Bu noktada kapsayıcı ve kucaklayıcı söylemlere ihtiyacımız olduğunu söylemeye gerek olmadığından buraya da yazmayalım. Gerekli olan bu duruşu sağlayan kurum da şüphesiz Anadolu Gençlik Derneği’dir.
Anadolu Gençlik Derneği'nin, kendi dışındaki çalışmalara alternatif, onları dışlayan bir yapı değildir. Aksine diğer yapıları kucaklayan, birleştiren bir çatı konumundadır. Erbakan Hoca'nın deyimiyle, diğer kardeşlerimiz bu işin sanat okulu, Anadolu Gençlik Derneği ise harp okuludur. Bu tanımdaki amaç, diğerlerinin yaptığı işleri küçümsemek değil, az önce söylediğimiz gibi birleştirici, kuşatıcı yapısı ve var olan gücü fiiliyata dökebilmesidir.
Hareketin yapısını ve çalışmalarını belirleyen düşünce, mensubu olduğumuz dine bütüncül bakmak, parçanın bütünün tamamı olmadığını ortaya koyabilmektir. Bu söylenen basit bir cümle değildir tabi ki. Ama bugün ise bize lazım olan bakış budur. Derneğin, hayata kendi kurumsal faaliyetlerinin menfaati açısından bakmayan, özelde yaşadığı toplumun, genelde ise tüm ümmetin derdiyle hem hal olduğunu rahatlıkla belirtelim. Söz konusu şekilde düşünmediğini, aslını inkar etmediğini ve pembe tablolar içinde gönül rahatlığıyla, razı edilmiş bir şekilde günü birlik çalışmaların peşinde koşmadığını buraya yazalım. Milli Gençlik Vakfı'nı bilenler söylediklerimizi daha iyi anlamışlardır.
Modernizmin en çok zarar verdiği kimseler ne yazık ki biz Müslümanlar oldu. Dünyada ümmetin üstünde o kadar acı, ölüm, katliam varken, küçük avuntuların içinde kayboluyoruz. Artık en yüreklilerimiz sosyal medyadan bir iki paylaşım yapan, birkaç twitt atan, profil resmini günün anlam ve önemine binaen değiştiren, ardından gönlü huşuyla dolup kenara çekilen insanlar haline geldi. Hala anlayamadık, mazlumların, Kudüs'ün ve insanlığın kurtuluşunu, aynı sosyal medyanın sahiplerinin düzenini yıkmaktan geçtiğini . Hala anlayamadık kahrolsun İsrail diye paylaşım yaptıktan sonra İsrail'in kahrolmadığını ve kahrolmayacağını. Buraya kadar anlattığımız şunun içindir.
Anadolu Gençlik Derneği, bugün Kudüs özgür olmadan ben gülemem diyen Selahaddin Eyyübilerin mevzisi, hareket noktasıdır.Söylem ve eylem birliğine, bedeli ne olursa olsun sahip çıkan yürekli insanların yeridir. Kendine özgü en büyük farklardan birinin bu olduğunu da yine gönül rahatlığıyla yazmış olalım.
Son olarak şöyle diyelim. Beklenen fetihleri yapacak fetih neslini yetiştiren Anadolu Gençlik Derneği! Seni sadece bizler değil ümmet bekliyor. Vesselam....
