Bir yanda bütün imkanlarını gençliğin ahlaki açıdan dejenerasyona uğraması için sarfeden dünya ölçeğinde batıl yapı. Üretmeden lüks tüketimi teşvik eden ekonomik bir algı, her türlü sorumluluktan, ahlaki değerden uzaklaştırmaya uğraşan bir elektronik ortam, maddi başarıyı her şeyden önemli gören bir eğitim anlayışı… ve daha niceleri. Bütün çabaları gençlerimizi her türlü milli-manevi ve ahlaki kaygılardan uzaklaştırmaya çalışan bin türlü düşman. Tek düşünceleri sorumsuz bir gençlik yetiştirerek diledikçe sömürebilmek.
Diğer yandan önce ahlak ve maneviyat diyen ve insanlığın kurtuluşunu bunda gören ve bunun için imkânlarını seferber etmeye çalışan bir kesim. Yıllarca gerçek bir ahlak eğitiminden uzak kalmış gençler için doğru adımlar atmaya çalışan bir yaklaşımla gençlere ulaşmaya çalışıyor. Gençlere Allah’ı, peygamberi, ahireti, sorumluluklarını hatırlatmaya, bunlara sahip çıkmaya çağıran bir çaba.
Evet. Türkiyede Müslümanlar insanımızı eğitmek için ciddi şeyler yapmayı düşünüyorlar. Çaba sarfedip gayret ediyor, projeler üretiyor. İşte bu çalışmaları yürütenlerden biri de yıllardan beri Anadolu insanı için bir umut olan A.G.D’dir. En ücra köşelere kadar giden ve milleti için bir şeyler değil, çok şeyler yapmaya çalışan bu dernek, çalışmalarıyla milletin yüz akı gençler yetiştiriyor. Nereye giderseniz gidin kapısını açıp girebileceğiniz bir A.G.D bulabilirsiniz artık.
Bu A.G.D’lerden biride, gönül dostlarının yardımıyla inanılmazı başaran Of A.G.D’dir. Of’taki gençler ve öğrenciler için güzel çalışmalar yapıyorlar. Modern bir öğrenci yurdu, herkesin oturabileceği bir lokal ve ayrıca bir dershane kurarak hizmetlerini yürütmektedirler. Bütün bunlar gençlerimiz için ne yapabiliriz düşüncesinin samimiyetle hayata aktarılması anlamındadır. Ayrıca sürekli dersler yapılarak insanlarımıza ciddi ve sağlıklı bir eğitim verilmektedir.
Of A.G.D’nin gerçekleştirdiği ilk derse katılma fırsatım olmadı. Bir hafta önce Amasya/Suluova’da elim bir trafik kazasında hayatını kaybeden Hacı Hasan Ballı kardeşimizin hatim duasına katılmam gerekiyordu. Bu derste, Of’ta üniversite kurulunca gençler için ne yapabiliriz, bize düşen görevler nelerdir, nasıl bir dünya istiyoruz, bizzat Müslümanlar eliyle gerçekleştirilen ifsadı nasıl engelleyebiliriz gibi hayati konular gündeme getirilmiş ve katılımcılardan gerek sözlü ve gerekse yazılı olarak görüş ve önerilerini talep etmişlerdi. Benim katılabildiğim ikinci derste de aynı konu gündeme gelince ben de bu konudaki düşüncelerimi dile getirmeyi gerekli buldum. Nacizane tespitler veya öneriler olarak kabul edilebilecek fikirlerimi maddeler halinde özetlemeye çalıştım. Umarım benim için çok önemli olan bu öneriler dikkate alınarak çalışmalar içerisinde gerektiği gibi değerlendirilir.
Her A.G.D’li liderine biat etmeli ve akitleşmelidir. Hoşuna gitse de gitmese de itaat etmesi gerektiğini bilmelidir.
A.G.D’li genç şuurlu bir Müslüman olarak her davranışına İslam’ın güzelliklerini yansıtmalı, ibadetlerine azami dikkat etmelidir. Haramlara karşı tepkisini sürekli canlı tutmalı ve kötülüğe engel olmak için üzerine düşeni yerine getirmelidir. Bu onun imanındaki samimiyetinin bir göstergesidir.
Her A.G.D’li şartlar ne olura olsun, iyi günde kötü günde kimlerle yan yana olduğuna bakmalı, aldığı tavrın kimin işine yaradığını hesap etmeli, sözlerinin kimin sözlerine benzediğini, attığı adımların kimin adımına uygun olduğunu düşünmelidir. En önemlisi de, yaptığı işlerin kimin işine yaradığını görmelidir
Her A.G.D’li salih dost ve dostlar edinmelidir. Sürekli görüştüğü kişiler olabildiğince alim, salih ve muttaki kişiler olmalı, sıkıntıya düştüğünde başvuracağı ilim-irfan sahibi insanlarla dostluk kurmalıdır. İkiyüzlü, münafık tiynetli insanlardan uzak durmalıdır. Çünkü bu yapıdaki insanlar toplumun çürük dişleridir. Onlarla dostluk olmaz, onlara güvenilmez, onlarla bu davada beraber hareket edilemez. Çünkü onlar sadece imani açıdan zafiyetli değil, aynı zamanda şahsiyet, asalet yoksunudurlar. Onlar olduklarından farklı görünerek insanları aldatır, insani ve ahlaki değerleri fazla önemsemeyerek kendi çıkar ve menfaatlerine bakarlar. En küçük bir sıkıntıda da gemiyi en önce onlar terk ederler.
Her A.G.D’li kendisi gibi aynı değerlere sahip olmayanları sırdaş edinmemesi gerektiğini iyi bilmelidir. Tehlikelere karşı hazırlıklı olmalı ve kendisini buna karşı yetiştirmelidir.
Her A.G.D’li adil olmalı ama tarafsız olmamalıdır. Sürekli hakk’ın tarafında olmalı, aleyhine bile olsa hak’tan vazgeçmemelidir.
Her A.G.D’li bir prensip olarak inandığı değerleri önce kendi nefsinde ve evinde uygulamalı, sonra yakın çevresinden başlayarak ulaşabildiği insanlara gerekeni söylemelidir. Bu şekilde bir davranış sözün tesir gücünü ve etkisini artırır.
Her A.G.D’li bir fikri, bir düşünceyi değerlendirirken onun tamamına bakmalı, kastını ve hedefini kavramalı, insanın fıtratına uyup uymadığına, yaşanabilirliğine dikkat etmelidir. Ayrıca o fikre kimlerin hizmet ettiğine, fikrin kimlerin işine yaradığına bakmalı, önderlerinin dünyevi menfaatler karşısında tavırlarının ne olduğunu iyi değerlendirebilmelidir.
Ayrıca;
Belki birçok insan için önemi olmayan ama benim için çok önemli şu hususlara da dikkat etmelidir.
A.G.D yöneticileri birbirlerini mutlaka ailece tanımalı, birbirlerinin evlerine misafirliğe gitmelidir.
A.G.D’lilerin eşleri ve çocukları birbirlerini iyi tanımalı dostluklar bu çerçevede geliştirilmelidir.
A.G.D’lilerin evlerinde televizyon olmamalıdır. Tv. kültürüyle yetişmiş bir gençlik bir başka kültürün dilini konuşur. Başka bir kültürün beyniyle düşünür.
A.G.D’liler mevcut Tv. kanallarını ailece oturup izlememelidir. Çünkü bu haya duygusunun önemini kaybetmesine sebep olur.
A.G.D’liler televiyon konusunda hassas olmalıdır.
Müsbet veya menfi bir dizi veya film seyredildikten sonra kıldığımız namazlarda mutlaka bunların etkisi olmaktadır. Aklımıza, kalbimize yerleşerek ibadetlerimizi doğru yapmamıza engel olmaktadır.
Bunlara dikkat edilmesi Allah’ın izniyle gençlerimizin yetişmesine olumlu katkı sağlayacaktır kanaatindeyim.
Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.
Selam ve dua ile…
