banner102
Anasol-D Koalisyon hükümeti döneminde dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan krizi bilmeyen yoktur.  19 Şubat 2001 tarihindeki MGK'da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yolsuzlukların üzerine gidilmesi noktasında çıkan tartışma sonucu Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlatır. MGK'da başlayan kriz, toplantı sonrası koalisyon liderlerinin ortak basın açıklaması ile kamuoyuna ilan edilir kriz daha da beter ortaya saçılır. Aynı gün içersinde dolar fırlar, borsa çöker ve faizler yükselir. Devlet yönetimindeki bu ciddiyetsizliğin ülkeye faturası milyarlarca dolar olur.

Geldiğimiz noktada benzer bir dönem yaşanıyor. Konu ülkenin para politikasını yönetmede tek yetkili makam olan özerk Merkez Bankasının faizlerde indirime gitmemesi. Daha doğrusu indirime gitmeden önce devletin tepesindeki 1 numaranın Merkez Bankası Başkanına kamuoyu önünde devlet yönetimi anlayışına sığmayacak şekilde ifadeler kullanması. Arkasından ekonomi yönetimindeki bir bakanın benzer tutumdaki sözleri. Ve hemen peşinden yandaş havuz medyasında Merkez Bankası'na yönelik ağır bir saldırı kampanyası. Sonuç aslında 2001'deki krizden pek farklı değil. Dolar ve altın yükselmiş. Paradan para kazanan spekülatörlere gün doğmuştur.

Şaka gibi değil mi?

Türkiye gibi çok kırılgan bir ekonominin en kilit noktalarından birinin devletin 1 numaralı makamından adeta 'zılgıt' yer gibi azar işitmesi. Kamuoyu önünde itibarının zaafiyete uğratılması. İş yapamaz hale getirilmesi. Üstelik yasaya göre Merkez Bankası özerk statüde. Yani hiçbir siyasi ve anayasal makam bankanın asli görevine müdahale edemez. Ama gelin görünki popülist yaklaşımlar siyasi menfaatler nedeniyle banka bu işlevini zorlukla yerine getirmeye çalışıyor.

Tüm bunların yanında asıl irdelenmesi gereken nokta "faizleri neden indirmiyorsun?" çıkışından önce faizleri indirmek için neler yapılmalı sorusunu cevaplamak olmalı. Öyleya Merkez Bankası faiz indirim ve artırım kararlarını belirli kriterlere göre alıyor. Siz ülkenin ekonomi politikasını yöneten siyasi iktidar olarak eğer ülkede sermaye artışını sağlayacak tedbirler almıyorsanız, örneğin üretim ekonomisi, işsizlere istihdam, yatırım gibi çok önemli ve ülke için hayati konularda gereken açılımları yapmıyorsanız neden Merkez Bankası Başkanına suç buluyorsunuz diye sormazlar mı adama.

Cumhurbaşkanı makamında olan devletin 1 numarasının "faizlerin nispeten yüksek seyretmesi yatırımlar için engel" açıklamasına ne demeli? Sanki ülkede yatırım olması için tek koşul faizlerin düşük seyretmesi. Faizlerin nispeten düşük seyretmesi ilk bakışta mnatıklı ve yatırımlar için olumlu bir etken olarak düşünülebilir. Ama ülkede büyüyen ve en çok AKP iktidarı döneminde semirdikçe semiren faiz lobisini daha da güçlendirmekten öte işe yaramaz bu laflar. O nedenle faizlerin düşük seyretmesi faiz lobisini gocundurmaz aksine ağına düşüreceği insan sayısı bu nedenle daha çok artacağı için sevinir. İktisat literatüründe 'talebin fiyat esnekliği' şeklinde nbir kavram vardır. Buna göre bir malın fiyatı (maliyeti) yükseldikçe o mala olan talep düşerken, fiyatı düşerken aynı mala olan talep artar. Faizleri de bu noktada böyle düşünebiliriz. Faizler yüksekken maliyeti nedeniyle kredi vb. faizli araçlara olan talep düşük olacak, fakat faizler düşünce bu talep artacaktır. Bu artış da ülkenin borçlarını sürekli yükseltecektir. Allah'ın (CC) haram kıldığı üstelik büyük günahlardan saydığı faizi illa düşürün deyip ona gelecek talebin artmasına önayak olanların vay haline!

Siz bu ülkede ağır sanayi, üretim, istihdam gibi çok önemli ekonomik konuları gündemden kaldırdınız. Üretim ekonomisinden rant ekonomisine geçiş yaptınız. Miletin elinden alım gücü aldınız. Milleti ve devleti borçlandırdıkça borçlandırdınız. Tüm olumsuz tablolar ile mücadele edecek tek bir ekonomik programınız yok. Ama sırf siyasi menfaatler gereği popülist söylemleri kullanmaktan geri durmuyor, pamuk ipliğine bağlı dengeleri bozacak açıklamaları ise gırla yapıyorsunuz. 

Bu sizin devleti yönetme anlayışınız!...

1 Numaraya Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olarak sormak istiyorum: 

Üniversite mezunu gençlerimiz KPSS çarklarında ezilip gelecek hayallerini kaybederken çıkıp yetkili bakanınıza "yahu ne olacak gençlerimizin hali" deyip fırça attınız mı?
Esnaf ezilirken, çiftçi sürekli alınterini kaybderken yetkilileri çağırıp "neden bir çözüm bulmuyorsunuz?" diye sordunuz mu?
Ülke faiz lobisine teslim olmuş, yediden yetmişe herkes borçlanmışken "biz nerde hata yaptık" diye kendinize sordunuz mu?

Tüm bu soruları samimiyetle cevaplamadıktan sonra herşey boş. Merkez Bankası Başaknında aradığınız hatayı bence siz kendinizde arayın. Fakat içinizdeki kibir buna ne kadar izin verir onu Allah (cc) bilir işte...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90