banner102

Kültürümüzde ‘vurun abalıya’ diye bir deyim vardır. Abalı aslında saf demek. Yani önüne gelenin günah keçisi ilan ettiği kimse. Suçu işleyen onun üstüne atar… hata yapan onu suçlar… Sizin anlayacağınız… neyse ben şimdi o tabiri kullanmayayım.

Şimdi bu başlığı AKP’nin IŞİD politikasını eleştirmek adına attım. Aslında AKP abalı falan değil. Yani saf falan değil. O lafın gelişi. Evet, AKP’ye vurulması gerekir ama hak ettiği için vurulur. Abalı olduğu için falan değil. Neden hak ettiğini de yıllardır anlatıp duruyoruz. Şimdi niye “Vuralım.” diyoruz?  Çünkü 100 gündür, “Aman sesinizi çıkarmayın, adamlarımız ellerinde.” dediler. Biz de doğal olarak sesimizi çıkaramadık.

Şimdi, 100 günü geçti, dört aya yaklaştı, kimse çıkıp ta şu IŞDİ’i bir tanıtmadı bize. Musul’u işgal edip, 49 vatandaşımızı rehin aldıkları gün duyduk, o gün bugündür de haklarında şöyle adamakıllı bir şey öğrenemedik. Ama hükümetin durumuna bakıyorsun sanki yıllardır kendileriyle muhataplar.

Bütün bu yaşananlar gizli bir merkezden yürüyor ama kimdir, nedir bilinmez!.. Gerçi Amerika’nın parmağının olmadığını ve bizim hükümetimizin de bunu bilmediğini düşünmek saflık olur.

“Niçin?” derseniz… Çünkü AKP şimdiye kadar hiç Amerika’nın yörüngesinden çıkmadı. AKP hükümeti, ta 12 yıl önce kurulduğu ilk günden beri müttefikimiz deyip duruyor. O dönem masum Irak halkı üzerine bomba yağdıran Amerikan uçakları bizim havaalanlarınızı kullanmışlardı.

Bu gün IŞİD, sürekli yeni topraklar işgal ediyor. Bırakın Irak’ı Suriye’de bile yayılıyorlar. 20 bin kişiler deniyor. Sayın Başbakan: “Amerika’nın Irak’ta bıraktığı silahlar külliyen IŞİD’in eline geçti.” diyor. Bu nasıl oluyor acaba. Amerika dağın başında mı bıraktı tam teşekkül çalışan silahlarını?

Amerika şimdi IŞİD’i vurmaya hazırlanıyor. Geçenlerde ıssız bir yerde duran iki tane aracını vurdu da ne öleni var ne yaralananı. Amerika, karşısında dev gibi bir ordu var havası estirmeye çalışıyor. Bütün dünyayı arkasına almaya çalışıyor.

Şimdi 49 rehinemiz kurtuldu. Hükümet, “Kurtardık.” diyor. Kimileri, “IŞİD serbest bıraktı.” diyor. AKP milletvekili Sayın Şamil Tayyar, CIA parmağından bahsediyor. Bana biraz Apo’nun teslim edilişine benziyor gibi geliyor.

Sayın Cumhurbaşkanı: “IŞİD’le maddi bir pazarlığımız yok. Ancak, siyasi ve diplomatik pazarlık var.” diyor. Bu çok önemli tavizler verildi anlamı taşıyor. Gerçi durum ortada. Akın akın Suriyeliler sınırlarımızdan giriyorlar. “Kapıları açtık.” diyorlar. “Misafirperveriz.” diyorlar. En azından orta vadeli hazırlıklar sürüyor.

Peki, işin aslı nedir? … Onu pek bilen yok. İş, yaşananları göz önünde bulundurarak yorum yapmaya kalıyor. Bir de yetkililerin söylediklerinin altında yatan gerçekleri tahmin etmeye… Görünen o ki Suriye IŞİD’e teslim ediliyor. Çok ileriye gitmez, bugün yarın Esed de muhalifler de Amerika’ya gel bizi kurtar diyeceklerdir. Müttefikler durumu o aşamaya getirdi.

Evet, Suriye boşaltılıyor. Saysanız tahmin ediyorum yüze 60’ı ülkesini terk etti. 10 milyonun üzerinde halk mülteci durumda. Yüzde 99’u zillet içinde yaşıyor. Diğerleri kendi ülkelerinde zillet içinde yaşıyor. Üç yıldır yarım milyona yakın Müslüman birbirini öldürdü, öldürmeye devam ediyor.

Hükümet Türkiye’ye gelen sığınmacılara hoş geldiniz der gibi tavır takınıyor. Adeta daha fazlasına da ‘gelin’ der gibi davranıyor. Bütün bunlar, Amerika’nın Suriye’ye müdahalesini ve zararsız zahmetsiz yerleşeceğini gösteriyor. Bu işin artık daha fazla uzayacağını da tahmin etmiyorum. Tabi işin sonraki aşamalarında Büyük İsrail var.

Kısacası BOP projesi adım adım yürüyor. Müslümanlar bir zillet içerisinde yaşıyor.  Daha nereye kadar böyle devam edecek? Ver Irak’ı ver Suriye’yi. İş bununla bitiyor mu? Sırada canımızdan can vereceğimiz, güzelim topraklarımız Özgür Kürdistan’a telsim edilecek. Bütün bunlar BOP’un maddeleri. BOP eş başkanlığı hala bizde. Bütün bu yaşananlar üstelik bizim elimizle yürüyor.

Yıllardır bu karamsar tabloyu çizip duruyoruz. Biz, millet olarak içeride yaşanan bir takım iyileştirme ve içi boş vaatlerle uyutulup duruyoruz. Şöyle bir etrafımıza bakmalıyız. Etrafımız cayır cayır yanıyor. Ateş bize aslında sıçradı ama arkamız dönük olduğu için göremiyoruz. O denli narkozlanmışız ki dumanın kokusunu da alamıyoruz…

Özürle!.. ‘Hani adamın karısının metresi varmış da arkasına hafiye takmış… Hafiye, yaşananları her haber verdikçe, Adam: “Dur bakalım ne olacak, dur bakalım ne olacak” diyip duruyor… Ee planı baştan yanlış yapınca olacağı budur. Bundan sonra ne yapsan nafile…

Peki, çare ne?

Çare de çözüm de MİLLİ GÖRÜŞ’tür. Biz, söylemeye devam edeceğiz…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90