banner102

Artık aylarla ifade edeceğimiz bir sürece girdi koronalı hayat. Böyle bir sürecin yaşanma ihtimalini şuurlu müslümanlar dışında herhalde hiç kimse bekler değildi.

Özellikle bölgemiz itibariyle süreç öncesinde neredeyse sadece Suriye krizi ve bağlı olarak Rusya ve Amerika zülmünün insanlığa kadermiş gibi takdim edilmesi vardı.

Başta Türkiye olmak üzere bazı İslâm ülkeleri yöneticileri maalesef bu terör baronlarını otorite kabul etmiş ve ne yazık ki onların izni olmadan bir adım atmıyorlardı.

Bugün bu baronların da, onları otorite kabul edenlerin de ne durumda olduklarını evinden çıkamayan dört yaşındaki çocuktan doksan yaşındaki nineye kadar hekes gayet iyi biliyor.

Şimdi ağa da bir hizmetkâr da... Şimdi paşa da bir er de bir... Şimdi zalim de bir mazlum da... Yara sıcakken çok fazla acı vermez. Hekes bir yandan pansuman olmaya çalışır. Şu an bu süreci yaşıyoruz.

Allah vermesin, süreç uzarsa veya başka musibetler arkasından gelirse, mesela Allah muhafaza büyük bir deprem olursa, kimse kimsenin yarası ile ilgilenmez Âlim Allah.

Dua edelim de Yüce Allah bu sürecin kısa sürede bitmesini nasip etsin. Öyle sanıyorum ki yedi milyar insanın da tememnisi bu yöndedir.

Gelelim, farz-ı mahal korona daha fazla canlarımızı almadan kısa süre sonra çekti gitti. Peki, sonrasında ne olacak? ... Süreçten nasıl bir ders çıkaracağız? ... esas olan o.

Eski tas eski hamam (mı?) devam edecek. Yoksa herkes kendine bir pay çıkaracak mı? ... Duruma bakılırsa kısa bir durgunluktan sonra maalesef tarihe gömülecek ve belki daha da azgınlık alıp başını yürüyecek.

Bir takım komplo teorilerine bakılırsa insanlık daha da içinden çıkılamayacak bir hal alacak. Dünyada işlenen insanlık ayıbının boyutları daha da büyüyecek.

Allah bilir ya batılı azgın milletler bunu yaparlar. Yani beterin beterini yaparlar. Onlardan beklenir. Asıl ben sözü müslümanlarara, İslâm ülkeleri yöneticilerine ve esasen de bizim ülkemizi yönetenlere getirmek istiyorum.

Şayet bu durumda bile siyasi rant ve kavgadan başlarını alabilirlerse, milli birliğimizin sembolü Meclisimizi basit hesplarınının arenası haline getirmekten vaz geçerlerse şu cümlelerime dikkat kesilmelerini tavsiye etmek isterim.

Bu korona musibetinden nasıl ders çıkarılması gerekir adına bir komisyon kursunlar. Sonra muhtemel sebepleri bir bir masaya yatırsınlar. Sonra da kavgaya mahal vermeyecek çözümler üretsinler.

Tabi biz de eli kalem tutan ve biraz da bilgi devşirmiş olanlar olarak kendilerine ışık tutma gayretinde oluruz.

Bakınız bugünlerde Meclis'te af yasası görüşülüyor. (Kazara düşenleri tenzih ediyorum) Arsızı hırsızı bırkma cabasındalar. Bu işin sonu ne olur, onu da çok hesap ettiklerini sanmıyorum... Bu işin bir boyutu.

Esas olan bu hapishaneler neden dolup taşıyor?.. Neden bu ülkede her bin kişiden beşi hapisanede?.. Sebepler nelerdir?.. Daha az suç işlenen hatta hiç işlenmeyen bir düzen kurmak çok mu zor?..

Evet, bugün Mecliste görüşmekte olduğunuz bu tâli meseleyi bir an evvel bir sonuca bağlayın. O insanları ve de umut bağlayanlarının umutlarını boşa çıkarmayın. Ancak, esas hapisanelerin dolmasınına neden olan ana sebepler üzerine yoğunlaşın.

Bugün ülkemizdeki en büyük sorun, maneviyat sorunudur. Yıllardır insanlar zina ile, faiz ile, rüşvet ile vs harama ve ahlaksızlığa sürüklenmiştir. Bunlar kanunlarla adeta teşvik edilir olmuştur.

Öyle ki; zina haram, kanunla serbest... Faiz haram, kanunla serbest... Domuz eti yemek haram, üretimi ve satışı kanunla serbest... eşcinssellik haram, kanunlarla teşvik ediliyor olmuş...

Bu ülkede erkek erkeye resmi nikahlar kıyılır olmuş. Telvizon program ve dizileriyle ahlâki erezyon yaşanıyor. Devlet eliyle kumar ayyuka çıkmış. Batağa saplanmış batı özentisi saplantı haline getirilmiş... saymakla bitmez.

Bakınız tez elden yeni mesajlar vermek zorundasınız. Öncelikle insanları Kur'an'ı anlamaya sevk etmeniz gerekir. Bunun için medyadan seferberlik başlatmanız gerekir.

Okullarda manevi eğitimlere ağırlık verilmelidir. Bugün hapisanelerdeki insanlar da milli eğitim sistmimizde yetişen insanlar. Düşünün ki her bin insandan dördü beşi suç işlmiş...

Yüce Allah'ın evleri camiler bugün garip durumda. Bugüne kadar da sanki çok da coşkulu değildi ya! Tez elden birinci ağızdan virüs sonrası gençlerin camilere akın etmesi telkinleri yapılmalıdır.

Kısacası önce ahlak ve maneviyattan başlayarak, hızlı kalkınma, şahsiyetli ve dirayetli dış politika, arkasından İslâm birliği ve tabi en son 'Yeni Bir Dünya' kurma çalışmaları gibi yeni ve önemli adımlar atılmalıdır.

Bütün bunların yapılması için 2023'ü beklemek gerekmez.

İşte karanlıktan-aydınlıga ancak böyle çıkılacaktır. Başka da alternatif yoktur.
Vesselâm

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90