banner102

Aynanın taşıdığı değeri aşağı yukarı hepimiz biliyoruz. Kimileri sabah evden çıkmadan nasıl göründüklerini öğrenmek için, kimileri yüzündeki kırışıklıkların ne kadar derinleştiğini görmek için, kimileri de oldukları hali insanların beğenisine sunmak için kullanırlar aynayı. Bir nevi son kontrol noktası diyebiliriz. Bunun yanı sıra aynayı kendisiyle hemhal olmak için kullanan insanlarda vardır. Yazının başlığını belirlemem de etkili olan kıymetli yazarımızın da aynayı bu raviyeden değerlendirdiği kanaatindeyim.

Kendisiyle hemhal olmayı göze alan cesur yürekli insan aynadan korkmayacaktır. Aslına bakarsanız bizler aynadan korkmuyoruz, karşısına çıkmaktan kaçınıyoruz diyebilirim. Gerçek manada aynanın karşısına geçerek kendisiyle hemhal olabilen kaç insan vardır acaba?

Aynanın karşısında hemhal olmak bir yana bu eylemi denemek bile istemiyoruz. Maskelerimizden kurtulmak için cesaret edemediğimiz bir durum söz konusu.

Mış gibi yapmanın en kestirme yolu aynaya üstünkörü bakmaktır. Ancak mış gibi yaparak kaçamayacağımız gerçekliğimizin yolu ise aynayla hemhal olmaktır.

Yukarıda bahsettiğim gibi genel olarak aynalara çok yüzeysel anlamlar yüklüyoruz. Bu kalıpların dışına çıkmaya cesaret edip, ayna korkusunu yenerek hakiki manada kendimizle hemhal olmak için aynanın karşısına çıktığımızda kendimize soracağımız soruyu iyi seçmemiz gerekiyor.

Kalıplaşmış sorulardan çıkacak olan cevaplar aşağı yukarı aynı olacaktır. Bu duruma düşmemek için özgün bir soru sormalıyız. Bize ait, bizden olan ve cevabı da bizde saklı olan bir soru. İşte bu soruyu sorma cesareti edindiğimizde çıkacağız aynanın karşısına ki doğru soruya doğru cevap verelim. Hüseyin Akın hocam ne güzel söylemiş. “Dava diye bir şey varsa o öz evimizdir, gerisi dışarısıdır. Öz evimiz ait olduğumuz kalbimiz, kafamız, ruhumuz ve benliğimizle üzerinde bulunduğumuz sırat-ı müstakimdir. Gerisi bir cangıl!”

Yüzümüze bakıp sen sordun sen cevapla diyaloğu kurabilmeliyiz. Bu diyalog her zerresiyle, bütün duruşuyla, pür dikkatle dinlenen, ardından cevabını bekleyen en gerçekçi soru-cevap diyaloğu olacaktır.

Her insanın yüz hatlarında o insanın kişiliğine dair tahmin etmemize yarayan şifreler vardır. Özgün bir soru sorma cesaretini kendimizde bulduğumuzda, kendi yüz hatlarımızda kimsenin çözemediği ve sadece tek’in eksiksiz bildiği, bizim bile kendimizi henüz keşfedemediğimiz şifreleri göreceğiz. Sorduğumuz her sorunun sonucunda gerçek yüzümüzü keşfetmiş, maskelerinden kurtulmuş, kendimizi özüne kavuşmuş olarak bulacağız. Kavuşamasak bile keşfe çıktığımız bu yolculuğun heyecanını yaşayacağız. Hiç değilse bu heyecanı yaşamaya değer diyorum. Ne diyordu Beyazıd-i Bestami hz. “Hakikat aramakla bulunmaz ancak bulanlar hep arayanlardır.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90