banner102
Geçtiğimiz Pazar gününün en önemli özelliği Peygamber Efendimizin miladi doğum günüydü.  Mübarek olsun! … Türkiye’de her yıl 14-20 Nisan günleri kutlu doğum haftası olarak belirlenmiş ve bu vesileyle ülke genelinde muhtelif kutlamalar yapılıyor.

Geçtiğimiz Pazar’ın bir başka özelliği de açık öğretim sınavlarının olmasıydı. Ee: “Öğrenmenin yaşı yok.”  demişler. Sözüm ona yarım asırlık yaştan sonra yine talebelik damarımız tuttu. O vesileyle hafta sonu iki günüm Bakırköy’de geçti. Ha! Yeri gelmişken şu sınav sistemine de bir cümleyle değinelim. Yani şu Millet, şu sınav illetinden bir türlü kurtulamadı gitti. Bu kadar saçma bir sistemi kim nasıl geliştirmiş, doğrusu aklına şaşar dururum. Dilerim bu ne menem sistem, yakın bir zamanda iptal edilir de Milli eğitimimiz de taşımakta olduğu bu kamburdan kurtulur bir an evvel…  Tabii bu başka bir yazı konusu… Biz yine dönelim Pazar’a

Dedim ya bu Pazar Bakırköy’deydim. Sabah oturumunda Yeşilyurt’ta sınava girdim. Çıktıktan sonra öğlenden sonraki oturuma epey vakit vardı. ‘Şöyle biraz dolaşayım.’ dedim. Yeşilyurt, gerçekten de yaşanabilir bir semt. Genellikle ikiyi üçü geçmeyen katlı ve bahçeli evler, yer yer villalar, geniş ve düzgün kaldırımlar sakin ve temiz sokaklar…

Önce bir sahile ineyim istedim. Yürürken, kaldırım kenarında bahçe çitlerine asılı bazı pankartlara ilişti gözlerim. Bakırköy belediye başkanının kutlama mesajlarını içeriyor. Resimlerini bile çektim. Birisinde şunlar yazılıydı: ‘Hıristiyan Vatandaşlarımızın PASKALYA Bayramını Kutlarım.’ Bir diğerinde: ‘Musevi Vatandaşlarımızın PESAH Bayramını Kutlarım.’ Tabii o bölgede genellikle Hıristiyan ve Museviler oturuyor olabilir. Siyaset bu ya seçmenin gönlünü almak lazım. Gelecek seçimleri de var bunun.

Paskalya, Hıristiyanların en büyük bayramlarından birisi. Hz İsa’nın diriliş günü olarak bilinir. 22 Mart-25 Nisan tarihleri arasında olmak kaydıyla herhangi bir gün ve genellikle de Nisan ayının ikinci pazarı kutlanır. Pesah ise Yahudilerin bayramıdır. İsmine ‘Fısıh’ veya ‘Hamursuz’ bayramı da denir. İsrailoğulları’nın Mısır Firavunlarının köleliğinden kurtulduğu gün olarak kabul edilir. Her yıl Nisan ayının 15’inde başlar ve takriben bir hafta devam eder.

Bahsettim ya bu bölgede çok sayıda Hıristiyan ve Yahudi vatandaşlar yaşıyor olabilir. Bu durumda pankartlardaki mesajlar da normaldir ve Bakırköy genelinde sadece o bölgeye bu pankartlar asılmış zannediyorum. Yani mesela Bakırköy’ün içinde rastlamadım. Yalnız Bakırköy’ün genelinde kaldırımlarda, neredeyse her köşe başında, otobüs duraklarında belediyeye ait çok sayıdaki ışıklı panoda yine sayın belediye başkanın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayan afişler gördüm. Biraz abartılı da olsa yine de Milli bir bayramımız. Ona da normal diyelim.

‘Peki, normal olmayan bir şey mi var?’ diye soracaksınız doğal olarak … Evet, garibime giden iki şey var. Bunlardan bir tanesi gerek Yeşilköy, gerek Bakırköy ve gerekse Yeşilyurt’ta birçok yerde camii var. Bu da doğal olarak demektir ki Bakırköy halkının büyük bir bölümü Müslüman. Hal böyle iken ve her yerde Kutlu Doğum Haftası kutlama mesajları varken, Bakırköy belediyesine ait bu manada herhangi bir afiş pankart vs. ye rastlamadım. Demek seçmenin nabzına göre şerbet yok! Doğrusu bu durumda insanın aklına başka şeyler geliyor…

İkinci garibime giden şey de yukarıda bahsettiğim iki kutlama pankartının arasına asılmış üçüncü bir pankart ki o da yine belediye başkanlığına ait. İçeriği ise şöyle: ‘Bakırköy’ün çocukları atasına mektup götürüyor.’  Ata, Hıristiyan, Musevi, çocuklar; bunların hepsini bir arada yoğurunca doğrusu insan kurtlanmadan edemiyor…

Aslında bana bir üçüncü normal değil gibi gelen bir şey daha var ki o da Kutlu doğum haftasıyla ilgili. Kutlu doğum haftası, 1989’dan itibaren Nur Cemaati’nin girişimi ve Diyanetin desteği ile Mevlit Kandili’nin arkasından çeşitli etkinlikler düzenlenerek kutlanmaya başlamış, 1994’den itibaren ise Mildi takvim esas alınarak her yıl 14-20 Nisan tarihleri arasında kutlanıyor. Bu tarihler, ‘Hıristiyan ve Yahudilerin yukarıda bahsettiğimiz Paskalya ve Pesah bayramlarının günlerine rastlaması tevafuk mudur, yoksa dinler arası diyalogla bir ilgisi var mıdır?’ diye insan düşünmeden edemiyor.

Neyse, öylen sonrası sınavım Yeşilköy semtindeydi. Yeşilköy’de Yeşilyurt’un aksine daha bir çarpık yapılaşma gözlemledim. Ya da benim gördüğüm yerler öyleydi… Derken, daha vakit var diyerek camide bir miktar Kur’an’ı Kerim okudum. Sanki o gün hepsi bir araya gelecekmiş gibi camide de şu eski antika saatlerden vardı ki saat başı olunca başladı çan sesi çalmaya! Öylen namazını müteakip bu konuda imam efendiyi uyardım…

Arkasından sınav öncesi açlığı simit ve suyla halletmek istedim. Şöyle bir parkın çimenliğinde oturup simidimi yiyeyim istedim ancak, süs köpeklerinin bu gibi yerleri kirlettiklerini daha evvel ifade etmiştim.

“Tabi sınav nasıl geçti?” diye sorabilirsiniz. Dedim ya bu sistem bozuk!...

Ha! İkinci üniversite olarak iki yıllık ilahiyat okuyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
emre 2014-04-29 09:18:11

mahalle ağızıyla yazı yazıyorsunuz. ey editörler! sizde gelen her yazyı olduğu gibi yayınlıyorsunuz. böyle habercilik olur mu? imla hataları zirve yapmış. türkçe katledilmiş haberiniz yok. kuran'ı kerim miktarla okunmaz. bir kaç sayfa okudum deseydiniz olurdu. ayrıca "öylen" değil "öğlen" yazacaksınız.

banner90