Dünya kamuoyunun neredeyse her gününü, belki de her gündemini işgal eden iki mel-un devletten bahsedeceğim. Neredeyse hiç bir haber, hiç bir gündem yok ki onlardan bahsedilmesin...
Gayri gelin dünyayı her dem anlamsız bir girdabın içerisine çekmeye çalışan bu iki mel-ûn devleti bundan böyle kendi adlarıyla zikretmeyelim. Ben de zikretmemek için burada isimlerini ifade etmeyeceğim.
Herkes zaten biliyor, malum birisi şu dünyayı kana bulayan senaryoların üreticisi olan, hani Ortadoğu’nun çıban başısı diye de zaman zaman zikrettiğimiz devlet ki ona bundan böyle artık ‘Çıban Başı Devlet’ diyelim, ismi bu olsun...
Diğeri de bu Çıban Başı’nın emellerini eksiksiz gerçekleştiren, bütün terör örgütlerinin arkasında duran, onları silahla besleyen ve gözünü kırpmadan dünyayı kana bulayan okyanus ötesindeki o terörist başı devlet ki; ona da bundan böyle sadece 'Terörist Başı Devlet’ diyelim.
Bundan böyle bu iki azılı devleti bu isimlerle zikredelim. Her yerde böyle ifade ederek adeta zihinlere kazıyalım. Kazıyalım ki bu millet nasıl bir oyunun içerisinde olduğunun belki farkına varabilsin.
Zikredelim ki; kimin bunlarla ittifak kurduğunu, dostum dediğini, kimin bunlarla iyi ilişkiler içerisinde olduğunu, kimin bunlarla ticari ilişkilerde bulunduğunu bilsinler de belki uyansınlar.
Zikredelim ki, o azılılara karşı belki kin ve nefret duyguları aşılarız bu millete. Belki o zalimlerin zalimliklerinin, azgınlıklarının, mazlum milletlere yaşattıkları zilletlerin ve Müslüman coğrafyada işledikleri vahşiliklerin farkına vardırırız.
Evet, bu millete o azılıları azgınlıklarıyla tanıtalım. Gerçek isimlerini zikrettikçe birisi dünyaya hükmeder kisvesine büründüğünden gözlerde büyüyor, diğeri de kim bilir Kur’an’da çokça zikredildiği için içten içe bir sempati uyandırıyor. Halbuki Kur’an’da onların lanetlenmiş millet oldukları açıkça belirtiliyor!..
AKP'ye gönül verenler gayri ihtiyari de olsa onlara sempati duyuyorlar. O densizleri bu isimlerle zikredilmeyi başarabilirsek onlardan nefret edenler AKP'den de belki soğurlar.
Düşünsenize sahabenin fethettiği topraklara bugün o canilerin yazdığı senaryo doğrultusunda ve terörist başı devletle birlikte bomba yağdırıyoruz. Canilerin ürettikleri suni örgütler bahanesiyle mazlumları yerlerinden yurtlarından ediyoruz. Hoş o örgütün içindekilerin çoğu da kandırılarak götürülen zavallılar değil midir?
Akşamüzeri sofrasını yerde serili bırakıp, evinin kapısını dahi kapatmadan eşi ve iki küçük çocuğuyla birlikte apar topar IŞİD'e katılıp, orada ölen birini düşünün... Evet, bu hadise gerçekte yaşandı. Hem de Türkiye'de. Şimdi o zavallı kadıncağız ve o iki masum yavru ne haldedir kim bilir... Bir hükümet düşünün ki halkına işte bu kadar sahip çıkıyor. Hatta şimdi Musul'da bu insanlara karşı savaşıyor.
Evet ya Musul ve canilerle birlikte aldatılmış Müslümanlara karşı savaş ve de İslam toprakları... O topraklar ki her karışı bir sahabe şehitliği gibidir. O topraklarda bizim ecdadımız bin yıl adaletle hüküm sürdü de ne kimseye zulmetti ne de ettirdi. O topraklar vatandır, candır. Bombaladığımız, yerlerinden yurtlarından ettiğimiz insanlar gardaştır, canandır.
O vatanlara, o gardaşlara ihanet edenler, haindir, delalettedir. Evet, gardaşlar; bu gidişe bir son vermenin zamanı geldi de geçiyor. Benimkisi ise bu anlamda bir arayıştır.
He, ne dersiniz acaba tutar mı? ... Kim bilir bir zamanlar hasretle yâd edilen hoca efendi birdenbire terörist başı ilan edildi, tuttu da; yıllardır insanlığa kan kusturan bu iki mel-un devletle ilgili bu plan neden tutmasın?!
