İmtihanda olduğunu bilenler sadece Müslümanlardır. Sadece kimlikte yazılı olan Müslüman ile elinden geldiğince kurallara uygun şekilde imtihanı icra etmeye çalışan Müslüman görünürde aynı olsa da son derece farklıdır. Kısaca şuursuz bir Müslüman ile şuurlu Müslümanın gideceği yer aynı olamaz!
Esasen Müslümanım diyen insan Yaratanın emir ve yasaklarına teslim oldum diyendir. Teslim olmakta Peygamberleri aracılığı ile gönderdiği ilahi mesajlara uyma gayreti ile olur. Kul olarak hata yapar, günah işler ama hemen tevbe ederek bu hatalarında ısrar etmez. Kulların emir ve yasaklarını Yaratanın emir ve yasaklarına değişmez. Yaratılan varlıkların hiçbirinden KORKMAZ, sadece sadece bütün kesikliklerden münezzeh olan Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretlerinden KORKAR!!
Birçoğumuzun bildiği bu gerçekleri kısaca hatırlattıktan sonra esas anlatmak istediğim konuyu anlatmaya çalışacağım.
Konumuza şu ilahi hüküm ile başlayalım: “Onların dinlerine uymadıkça Yahudiler ve Hıristiyanlar asla sizden razı olmazlar.” (Bakara, 2/120)
Müslümanların dışındaki bütün inanışların esas gayesi Müslümanlığı ve Müslümanları ortadan kaldırmaktır. Çünkü yeryüzü Hak ile Batılın savaşı üzerine kuruludur. Ya Hakkın yanında yer alıp batıla karşı mücadele ederek bu imtihanı başarı ile geçersin, ya da batılın yanında yer alıp kafirler ile birlikte cehennemin dibini boylarsın. Bu uyarılar bizlere ilahi emirler ile açık açık bildirilmektedir.
Kafirler bizden onların dinine uymadığımız müddetçe kesinlikle razı olmaz diye inandıktan sonra onların üzerimizdeki planlarını da hafife alıp komplo teorisi diye geçiştiremeyiz. Bu güne kadar siyonizmin 100 yıllık planların ortaya net bir şekilde koyan Erbakan hocamız ve aynı yolda samimi şekilde giden Milli Görüş neferleri, bu planları söylediği zaman şuursuz Müslümanlar kıs kıs gülerek komplo teorisi diyorlar! Planlar İslam coğrafyasında bir bir hayata geçirilirken, kıs kıs gülen kafirlerin başı olan siyonisler oluyor. Komplo teorisi diyenlerde ağlar duruma düşüyorlar, tabi farkına varabilirlerse!
Dünyayı yönetenlerin baş aktörlerinde Rockefeller ailesinin üyelerinden olan David Rockefeller, bütün insanlığı kendilerine nasıl köle yapacaklarını alenen açıklıyor. Müslümanlar uykuda olduğu için bu gerçekleri alenen söylemesinde bir sakınca görmeyen Rockefeller, bütün insanlığı tek bir noktadan kontrol etme hedefinin nasıl yapılacağını kısaca şu şekilde açıklıyor:
“Dünyadaki bizim dışımızdaki bütün insanlara uzaktan kontrol edebileceğimiz bir çip takıp tek merkezden onları yöneteceğiz. Bize karşı olanları çip sayesinde kontrol edecek ve istediğimiz şekilde yönlendireceğiz. Eğer uymayan olursa onun banka bilgilerini, ehliyetini, resmi kurumlarla ilişkisini, aracını, kısaca zorunlu şekilde kullandığı bütün alanları iptal edeceğiz.”
Evet, özetle anlattığım bu hedefi alenen söyleyenlerin yüzyıllık planları tek tek gerçekleşiyor. Bu planların içinde olan Irak, Afganistan, Suriye gibi ülkelerin işgali de alenen yıllar önce söylenmişti. Ama ne hazindir ki Müslümanım diyen birçok insan bunlara komplo teorisi demişti.
Çipli kimlik yüzyıllık planın parçası değil mi?
Evet, ülkemizde de 2017 yılında aktif şekilde dağıtımına başlanan yeni çipli kimlik kartları, siyonist Rockefeller’in anlattığı çiplerden ne farkı var?
Ne farkı var biliyor musunuz?
Bizim kartları son derece güvenli bir şekilde Aselsan üretmiş! Hiçbir şekilde bilgiler kopyalanamıyor ve çalınamıyor! Yeni kimlik kartını 15 TL para vererek alacağız ve kaybettiğimizde 32 TL ödeyeceğiz. Eskilerinde kadın ile erkek kimlik kartının farklı rengi var ike yenilerinde tek tüp olacak ve ‘Dini’ hanesi de olmayacak. Din hanesi olmayan bu kimlikleri 10 yıl kullanıp tekrar yenileyeceğiz. Aynı zamanda vize yerine de geçecek olan bu kartların hafızası 1 gb.
Bu bilgiler bizlere medya ve yöneticiler aracılığı ile çok güvenli ve cazip gösterildi. Medya aracılığı ile anlatılanları dinleyipte inanmayan çok az insan olur!
Bende bu kartların, ülkemiz ve Müslümanlar üzerinde oynana büyük bir oyunun parçası olduğuna inanan bir kişi olarak bu yazıyı kaleme aldım. Almadan önce elimden geldiğince araştırma yaptım. Tabi dünya gözlüğü ile değil, ahret bilinci ile araştırmayı yaptım.
Ülkemizde Tubitak tarafından güvenli(!) şekilde üretilen bu çipli kimlik kartları Uluslararası standartlara! Uygun şekilde üretiliyor. Aynı zamanda pasaport ve vize işlemleri için de kullanılacak bu kart, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nin kurallarına uygun üretilmiş.
DİKKAT EDİN!
Uluslararası standartlar: 1946’da Cenevre’de kurulan Uluslararası teşkilât
Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü: Birleşmiş Milletler kuruluş kararnamesinin 43. maddesine dayanarak 4 Nisan 1947 tarihinde kurulan bir örgüt. BM’e bağlı bir uzmanlık örgütü olan bu örgüt BM’den bağımsız olarak karar alamaz.
Sonuç: Çipli kartın ne amaçla üretildiğini ve büyük planın bir parçası olup olmadığını anlamanız için mutlaka “Gizli dünya devleti” adlı kitabı okuyun. Detaylı bilgi için şiddetle araştırmanızı tavsiye ediyorum.
ÇARE NE?
İslam’da çözülmeyecek bu sorun olmaz. Bunun için ülkemizin sistemi Müslüman halkın inancına uygun bir şekilde sıfırdan değişmesi gerekiyor. Bu bir anda olacak demiyorum ama bu yolda gayret edilmesi gerekiyor, ab denen kaferelerin yolunda değil. Amerikasız bu iş olmaz demeyi bırakın düşünmeden bütün kafirleri bir kenara itip İslam Birliği’ni kurarak kendi inancımızla dünyaya hakim olacağız. Bizim medeniyetimiz ile dünyada yaşayan gayri Müslimlere adaleti, ahlakı, dürüstlüğü, temizliği ve insanca yaşamayı göstereceğiz. İnancımıza uygun şekilde teknolojiyi üretip kullanacağız. Bu şekilde yapma gayreti içinde olduğumuz anda her şey değişecek. Erbakan hocamızın dediği gibi “Siz Refah iktidarında Milli Görüş’ün sadece kokusunu aldınız” Evet sadece kokusu bu kadarsa ya kendisi ne kadar huzur getirir orayı siz düşünün.
Selam Allah Zücelal ve Tagaddes Hazretlerinin yolunda canıyla ve malıyla cihad etme gayreti içinde olanların üzerine olsun.
