banner102

Bu konuda bir yazı daha yazmıştık. “Dinler(!) arası diyalog” ifadesinin yanlış olduğunu Zira Allah (c.c) katında dinin tek ve İslam dini olduğunu (Al-i İmran, 19) nakletmiş ve konunun itikadi boyutunu okuyucularımıza sunmuştuk. (Cemre dergisi sayı 54. shf. 19)

Bu mesele bir vakıadır, bir süreçtir önümüzde işleyip gidiyor. Bunu durdurmak zor gibi görünüyor. Dışında kalmakta Müslüman olarak kardeşlerimizle beraberliğimize serin rüzgarlar estiriyor. Önce bir tespit yapalım: Diyalog dan ne kastediyoruz? “Karşılıklı konuşma” ise zaten bizim kitabımız Kur’ân-ı Kerim baştan sona bir diyalog örneğidir.

 “Allah buyurdu: (Ey İblis!) Ben sana emretmişken seni secde etmekten alı koyan nedir?” (Araf, 12)

 “(İblis dedi) Ben ondan (Adem’den) daha üstünüm. Çünkü beni ateşten yarattın.” (Araf, 12)

 “Kafirler dediler ki. Bu Kur’ân’ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın. Umulur ki bastırırsınız.” (Fussılet, 26)

Allah Teala (cc) buyurdu ki: “Kim inkâr ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu cehennem azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası.” (Bakara, 126)

Bunlardan başka gerek peygamberlerle kavimleri arasında, gerekse peygamberlerle inanmayanlar arasında geçen çok sayıdaki diyalog (konuşma) örnekleri Kur’ân-ı Kerim’de mevcuttur.

Diyalog’dan eğer, İslam dinini ve Kur’ân’ı, Müslüman olmayanlara tebliğ etmek, onları da İslam’la şereflendirmek kastediliyorsa; zaden peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) gönderilişi tebliğden ibarettir. “…Sana düşen sadece tebliğdir…” (Şura, 48)

Hz. Peygamber’in (s.a.v) risalet müddeti olan 23 yıl tebliğ ile geçmiştir. Bu süre içerisinde eza ve cefalar, hicretler, savaşlar, verilen şehitler, geride kalan yaralılar, (Kendisi de içlerinde olmak kaydıyla) gaziler, bunların hepsi bahsettiğimiz manada birer diyalog örneğidir.

Diyalog’dan eğer; dünyadaki olumsuzluklara bir araya gelerek çözüm bulmak kastediliyorsa; bu maksatla her din (batıl da olsa) mensubu etkili ve yetkili kimseler bir araya gelir konuşur, tartışır, mesajlar yayımlar dünyadaki sorunların çözümüne yardımcı olmaya çalışırlar. O zaman bunun adı. “Dinler arası diyalog” değil de “İnsanlar arası diyalog” olur. İlle de din kelimesi kullanılacaksa; “DİNLİLER ARASI DİYALOG” diyebiliriz. Burada bunu teklif ediyorum. “Dinler arası diyalog” yerine “Dinliler arası diyalog.” Cümleye iki harf, (bir hece) ilave ediyoruz, çalışmaların içeriğini buna göre oluşturuyoruz oluveriyor.

Bu teklifime hoşgörü ile yaklaşılmasını, reddedilmemesini, tolerans tanınmasını, millet olarak uzlaşma zemini oluşturulmasını temenni ediyor ve  tüm diyalogculardan bunu bekliyorum. Görüyorsunuz ki bir heceyle diyalogcu oldum.

“DİNLİLER ARASI DİYALOG” PROJESİ KAPSAMINDA HANGİ ÇALIŞMALAR YAPILABİLİR?

 

1- Yetenekli, yetişmiş Müslüman ilim adamları İslam’ın üstünlüğünü, güzelliğini, farkını, eşsizliğini tüm insanlığa tebliğ eder ve tüm insanlığı İslam’a, kurtuluşa davet eder.

2- Ehli kitaba; “Gelin sizinle bizim aramızdaki müşterek olan bir söze…” (Al-i İmrân, 64) çağrısı yapılır. İnisiyatifi elde bulundurarak onlara teslis inancından vazgeçmeleri, kişileri, eşyaları putlaştırmamaları, küfür ve şirk’e dayalı sistemleri terk etmeleri söylenir. Böylece müşrik ve kâfir olmaktan kurtulur. İslam la şereflenme fırsatıyla buluşurlar. (Bu çağrıyı Hz Peygamber’in (s.a.v) yaptığını ancak Ehl'i Kitaptan olumlu cevap alamadığını burada belirtmekte fayda vardır.)  Gelmezlerse o zaman onlara Rabbimizin bize öğrettiği söz söylenir;  “Eğer yüz çevirirlerse işte o zaman şahit olunuz ki, biz Müslümanız deyiniz.” (Âl-i İmrân, 64)

3- Dünya mes’elelerinde zaman zaman bir araya gelerek, ortak faaliyetler yapılabilir. Mesela: Dünyadaki bütün kimyasal silahlar, nükleer silahlar imha edilebilir. (Sadece İran’da muhtemelen bulunduğu farzedilenler değil, ABD, Rusya ve İsrail’de olanlar da)

Tüm işgallerin sona erdirilmesi, çocukların ve savunmasız sivillerin öldürülmelerine son verilmesi, zengin ve süper devletlerin insan (özellikle Müslüman) öldürmek için hazırladıkları savunma bütçelerini dünyadaki aç insanların gıda ihtiyaçlarına tahsis etmeleri çağrısı yapılır. İnandığı gibi yaşama özgürlüğünün bütün inanç sahiplerine sağlanması, bu konudaki çifte standart uygulamalara tüm dünyada son verilmesi çağrısında bulunulur.

4- Terörün gerçek tanımı yapılarak asıl perde arkasındaki modern (!) teröristlerin ortaya çıkartılması için çalışmalar yapılabilir. Sonuçları da takip edilir.

Teklif etmiş olduğum bu proje hayata geçirildiği takdirde benzer içerikli maddeler tespit edilip çalışmalar daha da çeşitlenebilir.

“DİNLİLER ARASI DİYALOG” PROJESİ KAPSAMINDA NELER KAT’İYYEN YAPILAMAZ?

1- Kaynağı Allah’a (c.c) dayanan ve katında tek ve yegâne din olan İslam'ın üstünlüğü pazarlık konusu edilemez. Diyalog, dinler arasında değil, dinliler arasında yürütülür.

               2- İslam en üstedir; onun üstüne hiçbir şey konamaz. (H. Şerif.)

               3- Bir Müslüman bir hıristiyanın (vasfı ne olursa olsun) önünde eğilemez, elini öpemez.

               4- Müslüman hanımlar, ehl-i kitapla evlendirilemez. Bu konudaki Kur’ân hükmü (Mühtehine, 10) oylamaya sunulamaz.

               5- İslam’dan başka hiçbir din için “Hak Din” ifadesi kullanılamaz.

               6-“Dinliler Arası Diyalog” projesinde inisiyatif elde bulundurulur, devredilemez.

               7- Cennete girmek için Müslüman olma şartı, hükmü, kurtuluşa erişmek için Hz. Muhammed’e (s.a.v) iman etmiş olma şartı sulandırılamaz.

               8- Kur’ân-ı Kerim’in hiçbir ifadesi ağır bulunamaz.

Bu maddeler proje hayata geçirildiğinde erbabınca çoğaltılarak çalışmalara esas olacak biçimde dahil edilir. Son yıllarda ülkemizin gündeminde oturmuş olan “Dinler arası diyalog” sürecini; “Dinliler arası diyalog” biçiminde düzeltip arz ettiğimiz maddeler doğrultusunda işletmenin vatanımıza, milletimize, devletimize daha faydalı olacağı kanaatindeyim.

Resmi ya da gayr-ı resmi bu süreç içerisinde ki ilgili tüm kurum, kuruluş, cemaat, etkili ve yetkililere özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’mıza projemi arz ediyorum..

Not: Bu yazı Cemre Dergisi Aralık 2005 sayısında yayınlanmıştır. Maalesef bugünkü gibi kavranamamıştır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
adem kavuncu 2016-12-07 16:17:29

merhabalar kemal bey yazınızı okudum kafamda soru işaretleri var dinler arası diyalog fettullah gülen ve ekibinin 1997 yılında başlatmış olduğu vatikan projesi siz dinler arası diyog konusunu nezaman kaleme aldınız ne gibi çalışmalarda bulundunuz yani dinler arası diyalog müslümanlara kurulan tuzaktır gibi görüşleriniz varmı veya vaaz verdinizmi bunları belgeleye bilirmisiniz

Avatar
izzet elmacı 2016-12-08 14:09:19

şimdimi aklınıza geldi diyalog daha önce nerdeydin

Avatar
ekrem bal 2016-12-14 17:16:32

diyalog islam dünyasıyla yapılır

Avatar
RIFKI ANLAR 2016-12-15 17:00:01

DİNLERDE DİYALOG YOKTUR SİZ HOCAM ŞİMDİMİ AKLINIZA GELDİ ELEŞTİRMEK NERDE KALDINIZ DAHA ÖNCE NİYE YAZMADINIZ

Avatar
hafız 2016-12-19 04:31:02

bir projede ben size arz etmek istiyorum sayın hocam ufak tefek meselelerden dolayı gencleri kurstan atıpta hayatlarını köretmeyelim inş

Avatar
enes açık 2016-12-28 12:26:33

yıllar önce fettullaha hoca derdiniz

Avatar
adil sarı 2016-12-31 14:31:10

yıllar önce niye yazmadın korktunuz mu

Avatar
baki 2017-02-16 10:48:46

diyalog faaliyetlerinin başlama yılı 1996 yılı başlarıdır.bu yazınız 10 yıl sonra yazılmış olmakla etlıye ve sutluye dokunmamış hatta ilgili şahs soz soylenmesıne musade etmemişsiniz.herkes onu okuyor adlı kıtap kampanyasına karsı tavrınızı da bılıyoruz.kusura bakmayın hocam.ayıktırmadınız bu mılletı.ayıktıranlarıda fıtnecı olarak yaftaladınız.

banner90