Bu yılbaşı diğerlerinden biraz daha farklı oldu galiba. Yılın son günlerinde uzay cağını yaşadığımız bir zamanda bir müftü çıkıyor noel babayı tanımadığını itiraf ediyor, “yaşamış mı yaşamamış mı belli değildir” diyor ve ekliyor “yok bacadan girmiş yok pencereden girmiş demek ki bu uydurma birisi. Üyle bir şey yok o eğer kayda değer bir kişi olsaydı adam gibi kapıdan girerdi” demiş kültürsüz müftü(!)
Diğer taraftan kültür Bakanı çıkıyor bizi bilgilendirmek için aynen şöyle diyor; “noel baba Patara’da doğmuş Demre’de yaşamış bizdeki bilgi budur ve biz bu bilgiyi destekliyoruz” Sayın Günay’ın müftü ile beslendikleri kaynak aynı olması gerekmez miydi?
Her yıl farkında olmadan kendimizi suni bir gündemin ortasında buluruz. Ve yılbaşı kutlamaları ne bizim ülkemizde ne de diğer Müslüman ülkelerde İslam’a uygun kutlanmaz. Kutlanmasın demiyoruz ama dinimize, mukaddesatımıza, ahlakımıza aykırı bir şekilde olmasın istiyoruz. Hele yaşadığımız coğrafyada hiç olmasın isteriz ama olur. Mutlu bir azınlığın haklarına çok büyük saygı duyarız, isteklerini de eksiksiz yerine getiririz. Hiç düşünmeyiz ki o işlenen günaha sessiz kaldığımız için bize de günah yazılır. Her sessiz kalışımız bizden bir şeyler götürür eğer dininin gereğini yapmazsan o zaman dinde laçkalık başlar. Kimliğini kaybedersen artık “sen” olmaktan uzaklaşır başkalaşırsın...
İnsanların doğuştan hakkı olan inancını yaşama hürriyeti mutlu bir azınlığın hakkı olduğu kadar sessiz çoğunluğun da Hakkı olsun isteriz. Bu ülkede her yıl yılbaşında ayni aymazlıkları yaşarız. Dini otoritelerden ses çıksın isteriz. Üncelikle bilgi ve ilim yuvası olan ilahiyatlardaki ilahiyatçılardan bekleriz bunu... Diyanet’ten bekleriz ama ses çıkmaz. Dinde yeterliliği olan Süleyman YERNİÜERİ müftü kardeşimiz çıkar, kimseyi üzmeyecek şekilde yarı ciddi yarı espri yaparak bizim istek ve arzularımıza tercüman olur bizde seviniriz. Bir gün sonrada duyarız ki, müftüye soruşturma açılmış...
Bunu fırsat bilen azınlıkların avukatı sayın bakan Günay’da fırsat bu fırsat diyerek müftüye gönderme yapar; “üstüne vazife olmayan insanlar konuşuyor diye”. Peki sorarım size ülkemizin müftüsünü küçük düşürmeye çalışan sayın bakana neden kimse tepki göstermez? Böyle bir konuda müftüler konuşmayacaksa kimler konuşacak? Bu bakan geldiği günden beri bir türlü doku uyuşmaz lığını halledememiş. Benim kanaatim sayın bakanın bu oluşumun içinde bulunmasının sebebi bir başka siyasi oluşumun içinde yer alamamasıdır.
şimdi asıl beni üzen mesele bu zamana kadar çoğunluğun haklarını görmez olan sayın diyanet işleri başkanı Mehmet Görmez’in rahatsız olması gerekmez mi? Neden derseniz ülkenin genel yapısının ve ruhunun anlaşılması için bulunmaz bir fırsat değil mi bu yıl başılar? Ülkenin dininden sorumlu bir başkan her yıl küresel bir isyanın olduğunu nasıl görmez? Allah sana bu makamı nasip etmiş o makam herkese nasip olur mu? Sen bir şekilde kamuoyu yapıp Müslümanları bu yılbaşı yanlışlarının dışına nasıl tutabilirim diye bilgiler üretmen gerekmez mi?
Çünkü bu ülkede Müslümanlar bu olayın dışında kalamıyor ki. En Müslüman hane dahi bu çirkinlikten payını alıyor. Eğer, emniyet görevlileri umum hanenin kapısına daha fazla polis yolluyorsa daha fazla zina, meyhanenin kapısına daha fazla polis yolluyorsa daha fazla içki, kumarhanelerin kapısına daha fazla güç gönderiyorsa daha fazla kumar oynanıyor demektir! Hem de bu görevli sayısı yılbaşı diye en az dörde beşe katlanıyorsa üzülmemiz gerekmez mi?
Yılbaşı gelmeden en az bir ay önce imamlar, ilçe müftüleri, il müftüleri, ilahiyatçılar devamlı olarak bizleri uyarmaları gerekmez mi? Eğer sesimiz çıkmıyorsa iman problemimiz var demektir, Allah korusun. Sahiden bize ne oldu? Üzerimize ölü toprağı mı serptiler?
Meclis başkanımız Sayın Cemil Üiçek bir yıldır anayasa yapamadıklarından rahatsız olmuş; “Müslim Babayı dinleyince” rahatlamış. Artık rahatlığı nerelerde aramaya başlamışız. Asgari ücret 700 olunca rahat, emekli vekiller 8000 olunca daha da rahat... Zaten Emekli vekillerde azınlıklar sınıfına girmiyor mu?
Başbakanımız bu Ramazan’da Ankara -Konya hızlı tren seferlerinin açılışını yaparken Orada da aynı azınlığın haklarının korunduğunu görüyoruz. Ramazana hürmeten mahalle aralarındaki birahanelerin dahi kapalı olmasına rağmen trende altı saatlik bir yol için içki barının açık olduğunu gözlemliyoruz. şimdi ben soruyorum; Altı saatlik yolu bir buçuk saate indirdiğin halde bu bar neden açık?
Übür taraftan hükümetimiz sigara için radikal kararlar aldı. Takdir ediyor ve destekliyoruz. Başarılı da oldu ama bir buçuk saatlik yolda içki için de ayni radikal kararları alamaz mı? Alır… Zaten Halkın yarısı arkanızdadır, içki için de aynı radikal kararları alırsanız halkın yüzde seksenini yanınıza alırsınız. Ben öyle inanıyorum sigarada başarıldı ise içki için de daha rahat başarılır. Mutlu azınlıklar, gerçekten bu kadar el üstünde tutulması gereken varlıklar mıdır?
Selam ve dua ile...
EMEKLİ VEKİLLERE ERMENİ KIYAğI
527 Milletvekili olan Fransa Parlamentosu 46 vekilinin katılımıyla Ermeni Soykırımını inkÇ¢r edene ceza verme yasası çıkardı.
Yani %10Âu katılmış.
Fransa ve parlamentosu adına utanılacak bir durum.
Tarihi parmak hesabıyla yazmaya kalkıp onu bile beceremiyorlar.
Halt yemek yakışıyor demek ki o 46 vekileÂ
Gerçekten inansalar 527 vekil de katılıp oy verirdi.
Demek ki yaptıkları soytarılığa kendileri de inanmıyor.
OYAK RENAULTÂcular bakalım ne yapacak, hep biz boykot edecek değiliz ya!
Asıl konu ise; bizi yani Türk milletini temsil eden bazı vekillerimizin yaptığına bakın!
BÇ¢zıları diyorum çünkü anlatacağım rezaleti yapanları kastediyorum.
Yapmayanlara sözümüz yok.
Bizim vekillerimiz de zaten bu rezalete bulaşmayanlardır.
İşte gerçek rezaleti görünÂ
FransaÂnın yaptığı bu soytarılığa cevap vermek üzere toplanan vekillerimizden bazıları çaktırmadan emekli maaşlarına 5.000(BEŞBİN)eski parayla Beş Milyar TL zam kaptırıvermişler.
Yani Ermeni konusu için toplandık diye millete yutturup kendilerine kıyak zam yapmışlar.
Sayın vekillerimize çalışırken aldıkları yüksek maaş helal olsun.
Ancak:
Milyonlarca emekli sefilken, onlara 5-10 TL zam yapıp kendinize bin katı yapmanız FransaÂnın yaptığından daha büyük ayıp hatta rezalettir.
Hele de milli bir konunun arkasına saklanarak, gece yarısı böyle kıyak zam yapmak çok çirkindir.
Sizin Milli konunuz kıyak zammı acaba?
Yarın bir savaş kararı için toplansanız; bazılarınız hemen çaktırmadan bir kıyak maaş zammı daha ister.
Her milli konunun arkasına saklanıp, milleti soymayı kim öğretti bu bÇ¢zılarına?
Hadi okullarda eğitim alamamışlar, ya anne-babaları onlarda mı öğretmemiş?
Hiç sanmıyorum eminim ki anne ve babaları da bunlardan utanıyorlardırÂ
Milletimiz ve emeklilerimiz zaten utanıyorlar bu ayıbı okudukça ve gördükçeÂ
Ben yapılan bu kıyak hortumlamada olan vergi payımı haram ediyorum.
Zehir zıkkım olsun, eşlerinin, çocuklarının kursağından geçmesin inşallahÂ
Milletvekili iken aldıkları onların olsun ama emekli olunca diğer emsal emekliler gibi olmalılar.
Haramzade değil adam gibi, saygın ve helalzade emekli olsunlar.
Ermeni zammı iptal edilsin!
Eşlerinize ve çocuklarınıza helal yedirinÂ
Tabii helal kavramını unutmadıysanız!
Yok, biz kanunu çıkarınca helal olur diyorsanız, o zaman niye beş bin lirayla duruyorsunuz ki!
Kıbrıs için toplanıp; eşlerinize,
İsrail için toplanıp; anne ve babalarınıza,
Anayasa için toplanıp; amca, dayı ve torunlarınıza da yapın kıyak bir zamÂ
PKK/KCK için toplanın çocuklarınızı muaf tutun askerlikten ve bir de kıyak maaş bağlayın tosuncuklarınızaÂ
Hep yakınlarınıza özel olsun bu kıyaklarınız, millete sakın kıyak geçmeyinÂ
Çünkü Türk Milletinin kursağından haram maaş geçmez!
Ama ben Meclisimizden ve birçok vekilimizden umutluyum.
Çoğunluğu böylesi rezillikleri bırakın yapmayı, duymak bile istemezler.
İşte bizim vekilimiz onlardırÂ
Diğerleri mi?
Onlar emekli ermeni zammı vekilleridir ve öyle de anılacaklardır.
Tarihe not düşelim de, her ermeni konusu geldiğinde bunları hatırlayalım ve unutmayalımÂ
Emekli ermeni zammı vekilleri diyelim ve çocukları bile toplumda başları önde eğik gezsinler ve utansınlar haramzade babalarındanÂ
Başı dik gezenlere ise selam olsun.