Bayramın 3. gününü Kudüs'te geçirmek için uçakla İsrail'e giden, Tel Aviv Havaalanı'na geldiklerinde alışık olmadıkları bir tutumla karşılaştıklarını belirten Mustafa Teke, ''Beni ve birkaç arkadaşımı ayırarak, uzun bir süre beklettiler. Mail adresimiz, cep telefonlarımız, ailemiz, evli olup olmadığımız, kaç çocuğumuz olduğuna kadar bütün bilgileri istediler.
Zorla pantolonumu çıkarttılar
19.45 uçağına binmek üzere havaalanına gittik. Saat 17.00'de sıraya girerek, valizlerimizi verdik. Valizlerimiz en ince noktasına kadar defalarca arandı. Sonra 'içeri girin' dediler. İki özel güvenlik odasına girdik. Bu odada bir polis üzerimdeki her şeyi çıkarmamı istedi. Hem elle hem de dedektörle aramaya başladılar. Üzerimdeki pantolonumu da çıkarmamı istediler. Ben de itiraz ettim. 'Dedektör sinyal veriyor, çıkar' diye ısrar ettiler. Ben de bir tercüman istedim. Bana elle dokunduklarında ben de onları ittim. Bu sırada havaalanında ne kadar sivil polis varsa benim odaya girdiler. Perdeyi çektiler. 'Neden çıkarmıyorsun pantolonu' dediler. Bende 'Müslümanım ve pantolonumu çıkarmam' dedim. 'O zaman uçamazsın' dediler. Ben de 'hiç sorun değil benim ülkem beni buradan alır ama bu haksızlığı ve terörist muamelesini biz hak etmiyoruz' dedim. Daha sonra zorla pantolonumu açtırdılar.
Türklere çok özel muamele
Ben sinirli bir şekilde dışarı çıkarken Türk bayanların da aynı şekilde bu soyunma odalarına alındığını gördük. Bu bizi daha da üzdü. Bunu sadece Türklere yaptılar. Üzel odaya sadece Türkleri aldılar. Bize karşı dünyada hiç bir ülkenin yapamayacağı şekilde küstahça bir tavır içinde terörist muamelesi dahi diyemeyeceğimiz daha kötü bir muameleyle davrandılar. Biz Türkiye olarak bunu kabul edemeyiz'' dedi.
Sözlü tacize uğradık
Gördükleri kötü muameleyi bütün yetkililere iletmek istediğini ifade eden Teke, ''Biz burada Yahudi düşmanlığı yapmıyoruz. şunu özellikle belirtmek istiyorum. Bindiğimiz uçak bir kardeşimizin sağlık durumundaki ciddiyet nedeniyle Antalya'ya acil iniş yaptı. Antalya'ya indiğimizde arkadaşlarla bunu müzakere ederken, Yahudi asıllı iki Türk vatandaşı tarafından sözlü tacize uğradık. Bu havaalanına kadar devam etti. Biz onlara dedik ki Türk vatandaşları bunu hak etmiyor. İsrail bu şekilde davranarak siyonist bir tavır sergiliyor, bunu onaylayanlar da Türk pasaportunu hak etmiyor'' şeklinde konuştu.
Bizleri özel odalara aldılar
Bayram vesilesiyle 5 günlük Kudüs-Ürdün ziyareti yapmak istediklerini belirten Kafilenin rehberi Eyüp Ensar Uğur'da ''Türk turistlere belirgin şekilde farklı uygulamalar vardı geçiş noktalarında. Mesela, 'biz Türküz' dediğimiz halde Fatiha okutuyorlardı. Bu aramalar nedeniyle uçağımız yarım saat rötarlı kalktı. Üç tane bayan misafirimiz az daha uçağı kaçıracaktı ki biz direttik onlar gelmeden gitmeyiz dedik. Uçağın rötarlı kalkmasının nedeni, çok fazla aradılar, didik didik ettiler. Sırıtan, çok yapmacık kontroller vardı. Benim bir selpak mendilimi üç kez aradılar. Paçamın elli kere üzerinden geçtiler, özel odalara aldılar. Kimisinin ayakkabısını defalarca deldiler içinde bir şey var mı diye. Kirli çamaşırlarımıza kadar her şeyi ortaya döktüler'' dedi.