banner102

Bulunduğunuz makam sıradan bir makam değil. Siz dünyada adaleti tesis etmekle görevlisiniz. Milli görüşçü sıfatınızın yüklendiği en dar mânâ budur. Daha genişi ise D-8’in hedefleridir. Nedir o hedefler? ... Dünya’da İslam’ın bakış açısıyla barış ve adaleti tesis edeceksiniz, insan hakları ve eşitlik ilkesine riayet edeceksiniz, sorunları diyalogla çözeceksiniz. Savaşları önleyecek, çatışmaların önüne geçeceksiniz; çifte standardı yok edecek, baskı ve tahakkümü engelleyeceksiniz. Merhum Liderimiz Erbakan hocamızın gösterdiği ‘Ey Milli Görüşçüler; hedefiniz, 2. Yalta Konferansı’dır!..’ istikametine kilitleneceksiniz.

Şimdi buradan esasen genç Milli Görüşçülere sesleniyorum. Büyüklerimin ellerinden öperim. Onlara sözümüz yok. Onlar bizim tabiri caizse fenerimizdir. Onlar önde gidenimiz ve önümüze ışık tutanlarımızdır. Onlar, bulundukları mevkie en layık olanlardır. Onlara dil uzatan tecrübesiz Milli Görüşçülerin: “Dillerini koparır, ağızlarını cart diye ikiye ayırırım.” demiyorum. Çünkü henüz yolun başındalar. Tabiri caizse henüz toylar. Kimisi ne yazık ki çabuk gaza geliyor ve davanın önde gidenlerine dil uzatma talihsizliğinde bulunuyor.

Ey Genç Milli Görüşçüler! Dava eri yani mücahit olmak öyle birden bire olmuyor. Merdiven basamak basamak çıkılır. Mücahitlik insan misali: doğar, emekler, yürür, büyür, gelişir… Mücahitlik, yaşlanmayla bir köşeye çekilerek bitirilemez. O bir kulluk vazifesidir. Tâkat ölçüsünde yapılır. Herkes üzerine düşen görevi yapmak zorundadır. Hiç kimse kimseye: “Çekil kenara mücahitlik senin neyine? Artık sıra bende.” deme hakkına sahip değildir. Buna mücahitlik değil kusura bakılmasın ama bir nevi donkişotluk denir. Donkişottan da mücahit olmaz.

Mücahitlik insan hayatının sonuna kadar ilk günkü heyecanıyla devam eder. Yani insan yaşlanınca mücahitliği rafa kaldıramaz. Bir kimseye: “Yeter artık sen yaşlandın bir köşeye çekil.” denirse, zulüm olur. Kimileri, bu davanın önde gidenlerine kalkıp dil uzatma talihsizliğinde bulunuyor ve: “Yeter artık işi gençlere bıraksınlar.”diyor. “Onlardan mücahit olmaz.” diyor. İşte bu zulümdür ve bunu yapan zalimdir.

Şimdi genelden özele gelmek istiyorum. Muhterem Şevket Kazan Ağabeyimizle ilgili son gelişmelere değinmek istiyorum. Daha da açığı: “28 Şubatçılardan davacıyım veya değilim.” haberlerine kendini Milli Görüşçü diye tanımlayanların yaptıkları yorumlara değinmek istiyorum. Çoğu maksadını aştı doğrusu. Yönlendirmelerin tamamının hain mihraklar tarafından olduğundan eminim. Şunu ifade edeyim ki genç Milli Görüşçülerin gaza gelip, tepinmeleri öncelikle kendi kendilerine haksızlıktır…

Şimdi altını çizerek ifade ediyorum ki Şevket Kazan Ağabeyimize Rahmetli Hocamız Milli Görüş’ün tarihi ile ilgili kitap yazdırmıştır. Mesela yüz sene sonra onun kitabından Milli Görüş öğrenilecek. Gerçekler için onun kitabı kaynak gösterilecek. Bu ise sinsi mihrakların planlarını bozacak. O kaynağı ortadan kaldırmaları mümkün değil elbette ki. Ancak B planları da yok değil… Yani en azından Şevket Kazan’ı bugünden itibarsızlaştırmak, gelecekte birilerinin onun yazdıklarına itibar etmesini engellemek. Her şey ortada… O gammazlar, planlarını uzun vadeli yapıyorlar ve ne yazık ki bizimkiler de hemen atlıyorlar.

Kalpleriniz mutmain olsun diye bir tespitimi daha aktarayım. Yine Merhum Hocamız Şevket Ağabeyimize 54. Hükümette Adalet bakanlığı görevini vermişti. Bunun anlamı nedir bilir misiniz? … Adalet mülkün temelidir. Yani mülk bizzat Zat-ı A’lilerine teslim edilmişti. Bilirsiniz Lozan Konferansı’nda anlaşma şartı olarak Türkiye’nin önüne on yıl süreyle Adalet Bakanlığımızda müsteşar bulundurmayı dayatmışlardı. Yaptılar da. Mülkümüzün temeline dinamit de koydular. Bugün dahi hâlâ memlekette adaletsizlik almış başını yürümüş…

Ey genç Milli Görüşçüler! Bu ifadeler sıkma ifadeler değil ve bir yerlere gönderme yapma amacı da taşımıyor. Sözüm meclisten dışarı bu ifadeleri dikkate almayanların ya itikadında bozukluk var veya haindir. Elbette siz bu kategorilerde değilsiniz. Dedim ya:“Sözüm meclisten dışarı.” diye

Tabi yarası olan gocunabilir. İstedikleri kadar gocunsunlar. Yeter artık zatı muhteremlerden çok çektik. Bu güne kadar çok kardeşimizin ayağını kaydırdılar. Artık akıllarınca son darbeye hazırlanıyorlar. Karşılarında Milli Görüş ve ferasetli Milli Görüşçüler olduğunun farkında değiller herhalde. Her zaman olduğu gibi bu sefer de yine genç Milli Görüşçüler üzerinden planlarını yürütmeye çalışıyorlar. Onların Milli Görüş’e darbe vurma ne hadlerine. Onlar bir gün El-Kahhar’ın sillesini öğle bir yiyecekler ki felekleri şaşacak. Şaşacak da; neyse biz yine de dua edelim ki belki Yüce Rabbimizin tövbe kapısından girerler içeriye.

Taktikleri bilinmeyen bir taktik de değil. Son 10-15 senedir kullandıkları gelenekçi-yenilikçi sloganıyla ayrıştırma taktiği. Şimdilerde ise yine benzer şekilde ak saçlılar-gençler diye değiştirdiler. Bu yolla çok kimseyi oyuna getirip işbirlikçi yaptılar. Maalesef şimdi onlar batılı dostlarının kucağında oturuyorlar. Öyle ki rezil rısvay bir hayat sürüyorlar. Zinaya, binaya müptela oldular. Faize, domuza gark oldular…

Biz yine de haklarında hayır duada bulunarak, bir an evvel bu illet yaşantıdan kurtulsunlar diyelim!..Başka ne diyelim?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
adelet elmacı 2015-03-01 11:33:39

cumhurbaşkanımız varken saadet partisi kapansın bence oyları bölmeyelim dünya liderimiz var

Avatar
reis 2015-03-01 19:55:36

asıl saadettir, oyları akp bölmüştür.

banner90