banner102
"İnsanoğluna şu beş şeyden hesap sorulmadıkça onun ayakları Kıyâmet Gününde Rabbinin huzurundan ayrılmayacaktır: Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nerede kazanıp nereye harcadığından ve öğrendiği ilimle nasıl amel ettiğinden." (Tirmizi, Sıfâtü-l Kıyâme: 1)


Görüldüğü gibi burada her yaş ve her baştaki insanı yakından ilgilendiren beş nimetin hesabının sorulacağı belirtilmektedir.

Ömrünü nerede tükettiğinin sorulması, bir bakıma "hayat nimeti"nin ve insana ihsan edilen "zaman"ın nerede harcandığıyla ilgilidir.  insana, hayatı ve zamanı ihsan eden Allah olduğuna göre, bu nimet Onun rızası ve emirleri doğrultusunda kullanılmalıdır.

Yüce Peygamberimiz (a.s.m.), bir hadiste, "iki nimet vardır ki, insanların çoğu bunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit" (Tirmizi, Zühd: 2405) buyurarak, mühim bir zaafımıza dikkat çekmiştir. Maalesef, birçoğumuz, özellikle sıhhat ve zaman bakımından bol imkânları bulunan gençler, bu hususta yanılmaktadırlar.

"Gençliği nerede yıprattığı"nın sorulması ise, doğrudan gençleri ilgilendirmektedir. Bu sorgulama, "gençliğin güzel yaşamak, hoşça vakit geçirmek, gülüp eğlenmek" için verilmediğini göstermektedir. Madem ki gençlik, Allah'ın nimetleri bakımından birçok artıları olan bir devredir; onun şükrü de, bu nimeti Allah'ın izni dairesinde kullanmaktır. Gençlere ihsan edilen "güç, kuvvet, sıhhat, âfiyet" gibi nimetler, daha fazla sevap kazanmanın birer vasıtası olmazlarsa, dünyada da, âhirette de başımıza belâ olabilirler.
"Malın nerede kazanılıp nerede harcandığının" sorulması da, tüm insanları uyaran bir alârm zili hükmündedir. Çünkü, bu cümleyle, herkesin helâl kazanıp helâl yollara harcaması istenmektedir. Parayı Allah'ın razı olduğu yollarla kazanmak ve Onun rızasına uygun yerlere sarf etmek, dünyevî harcamalarımızda israf etmemek gerekir.
"Öğrenilen ilimle nasıl amel ettiğinin sorulması, aslolanın öğrenmek değil, onu hayata geçirmek olduğunu göstermektedir. Kur'an'da Rabbimiz öğrendiği ilmi uygulamayan insanları, "kitap taşıyan eşeklere" benzetmektedir. Çünkü, her ikisinin de taşıdığı ilimden bir kazancı yoktur. Yine Peygamberimizin (a.s.m.), " İnsanlar helâk oldular âlimler müstesna, âlimler de helâk oldular ilmiyle amel edenler müstesna, amel edenler de helâk oldular ihlâslı olanlar müstesna, ihlâslılar da büyük bir tehlikenin üzerindedirler" hadisi, hepimizi titretmeli ve daha bir dikkatli olmaya sevk etmelidir.
Yukarıdaki izahlarla birlikte bu hadiste önemli bir soruya da cevap var.

Bu hadis, "Yaşlanınca ibâdet ederiz" diyen gençlerin büyük bir hata ettiğini gösteriyor. Böylece insanın sadece yaşlılık döneminden değil, gençliğinde yaptıklarından da sorumlu olduğu ihtar ediliyor.
Nitekim Kur'an'da Zilzal Sûresinde, "Kim zerre kadar iyilik yaparsa onu görür, kim de zerre kadar kötülük yaparsa onu görür" buyrularak, insanın bütün ömründe yaptıklarından sorumlu olduğu ifade edilmiştir.
Rabbim cümlemizi, "hayatını, sağlığını, vaktini, gençliğini ve zenginliğini" Allah'ın rızası yolunda sarf edenlerden eylesin.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
erol 2014-12-07 12:05:52

güzel bir yazı,murat bey.

banner90