Seri ölümler hala gizemini korurken ortaya çıkan bulgular olayın perde arkasına ilişŸkin önemli ipuçları veriyor. 5 mühendisin de Türkiye'yi dışŸa bağŸımlılıktan kurtaracak kritik silah teknolojilerinde özellikle şŸifre sistemleri ve kontrol mekanizmaları alanında uzman olmaları şŸüpheleri bu noktada yoğŸunlaşŸtırdı.
Uçak gibi kritik savunma teknolojilerinin bir çoğŸunda kontrol mekanizması satın alınan ülkede bulunuyor. Kontrol sistemini elinde bulunduran ülkeler istedikleri zaman söz konusu silahları uydu sistemleri aracılığŸı ile devre dışŸı bırakabiliyor. ܖlen mühendislerin bu şŸifre kırma ve kontrol sistemlerinde uzman oldukları belirtiliyor.

2006-2008 yılları arasında ASELSAN bağŸlantılı 5 mühendisin şŸüpheli ölümü BaşŸbakan Recep Tayyip ErdoğŸan'ın araşŸtırılması için BaşŸbakanlık TeftişŸ Kuruluna verdiğŸi talimatla yeniden gündeme geldi. İntihar olarak kayda geçen Hüseyin BaşŸbilen, Evrim Yançeken, Halim ܜnsem ܜnal ve Burhanettin Volkan ile askerde şŸüpheli şŸekilde ölen Zafer Oluk olayı hakkında Ankara Cumhuriyet SavcılığŸınca da soruşŸturma yürütülüyor. Yapılan araşŸtırmalar şŸüpheli 5 ölümün ortak bir noktasını ortaya çıkardı. Her 5 mühendisin de Türkiye'nin savunma sanayisini dışŸa bağŸımlılıktan kurtaracak projelerde, özellikle de şŸifre kontrol sistemleri alanında uzman oldukları belirlendi. YurtdışŸından alınan silah teknolojilerinin çoğŸunda satıcı ülke kontrol sitemini elinde bulunduruyor. Herhangi bir savaşŸ durumunda satan ülke örneğŸin bir savaşŸ uçağŸını kolaylıkla devre dışŸı bırakabiliyor. İntihar eden mühendislerin tamamının millileşŸtirilmesi planlanan kritik projelerde görev almaları, kontrol mekanizmalarının şŸifrelerini çözme ve haberleşŸme teknolojileri konusunda uzman olması soru işŸaretlerini bu noktada yoğŸunlaşŸtırdı.

20 Haziran 1998 tarihli Bakanlar Kurulunda Türk Savunma Sanayi Politikası ve Stratejisi Esasları Dokümanı onaylanarak yürürlüğŸe sokuldu. Dokümanın amacı Türkiye'nin kritik silah teknolojisinde yüzde 85'i geçen dışŸa bağŸımlılığŸını sonlandırıp, silahlı kuvvetlerin ihtiyaç duyduğŸu silah, araç, gereç ve mühimmatın azami ölçüde Türk savunma sanayinin imkan ve kabiliyetleri ile üretilmesiydi. ASELSAN bu kararlardan bir yıl sonra 1999'da Hava Savunma Erken İkaz ve Komuta Kontrol Sistemi, MILSIS Elektronik Harp ve X-Band Uydu HaberleşŸme Sistemi sözleşŸmelerini imzaladı. 1999 depremi ve ardından 2001 krizi çalışŸmaları geciktirdi. AK Parti'nin iktidara gelmesiyle çalışŸmalar yeniden hızlandırıldı. Savunma Sanayi MüsteşŸarlığŸın 2007-2011 Stratejik Planını yürürlüğŸe soktu. O dönemde başŸlatılan çalışŸmaların meyveleri önümüzdeki birkaç yıl içerisinde toplanacak. ATAK helikopteri 2013'te, insansız hava aracı ANKA 2014'te, Muharip Gemi MİLGEM-S 2016'da envantere alınacak. Milli tank Altay'ın ilk prototipi 2015'te yılı sonunda tamamlanacak.
Bu hamlenin başŸlatıldığŸı dönemde çalışŸmaların merkezindeki ASELSAN'la bağŸlantılı esrarengiz ölümler yaşŸandı. Milli tank projesi Altay'da görev yapan Makine Mühendisi Hüseyin BaşŸbilen 7 AğŸustos 2006'da otomobilinin içinde bileğŸi ve boğŸazı kesilmişŸ halde ölü bulundu. BaşŸbilen öldüğŸü gün Altay tank projesinin sunumunu yapacaktı. ASELSAN'ın yan kuruluşŸu Mikes'te F-16 savaşŸ uçaklarının modernizasyonu projesinde bir dönem çalışŸan Elektirik mühendisi Halim ܜnsem ܜnal 17 Ocak 2007 tarihinde kafasına aldığŸı tek kurşŸunla ölü bulundu. 9 gün sonra 26 Ocak 2007'de ASELSAN'da elektrik mühendisi olarak çalışŸan 26 yaşŸındaki Evrim Yançeken'in Ankara'daki evinin altıncı katından atlayarak yaşŸamına son verdiğŸi haberi düşŸtü bültenlere. Bu olayları bilgisayar ve yazılım mühendisi Burhanettin Volkan'ın 9 Ekim 2007 tarihindeki intiharı ve elektrik mühendisi Zafer Oluk'un 6 Mayıs 2008'de askerde şŸüpheli ölümü izledi.
Hayatının baharında, geçmişŸleri başŸarılarla dolu, çok kritik projelerde görev yapmışŸ ve gelecekleri oldukça parlak gözüken bu 5 gencin ölümü hÜ¢la esrarını koruyor. Ailelerin hiçbirisi bu ölümleri normal karşŸılamıyor. 5 mühendisin tamamının özellikle savunma sanayi alanında Türkiye'yi dışŸa bağŸımlılıktan kurtaracak projelerde görev alması şŸüphelerin yoğŸunlaşŸtığŸı nokta. DışŸ güdümlü elektronik sistemlerin devre dışŸı bırakılması ve Türkiye'nin kendi kontrol teknolojisini üretme çabası projelerin ana eksenini oluşŸturuyor.

İNTİHAR KAYDI CİNAYETE DܖNܜşžTܜ
ASELSAN intiharları olarak bilinen ölümler serisinin ilki ve en çok bilineni Makine Mühendisi Hüseyin BaşŸbilen olayı. 10 yıllık ASELSAN çalışŸanı olan BaşŸbilen, 7 AğŸustos 2006 tarihinde Ankara'da Pursaklar Ayancık yolu üzerinde otomobilinin içinde bileğŸi ve boğŸazı kesilmişŸ halde ölü bulundu. 31 yaşŸındaki BaşŸbilen henüz 2 aylık evliydi. BaşŸbilen'in ölümü kayıtlara "intihar" olarak geçti. Savcılık dosyayı kapattı. Ancak baba Vehbi BaşŸbilen'in çabası ile dosya yeniden açıldı ve yapılan incelemelerde cinayet şŸüphesi ağŸırlık kazandı. İlk adli tıp raporunda BaşŸbilen'in boynundaki kesik izi 2-3 santim olarak kayıtlara geçmişŸti. Rapora göre kesik yüzeyseldi ve BaşŸbilen önce boynunu kesmeyi denemişŸ sonra da bileğŸini kesmişŸti. İkinci raporda boyun kesiğŸinin 20 santim olduğŸu ortaya çıktı. 3 adli tıp uzmanının imzasını taşŸıyan 28 Eylül 2007 tarihli rapora göre intihar olgusu mümkün gözükmüyordu. Bir insanın hem boynunu hem bileğŸini keserek intihar etmesi imkansız gibiydi.

ACILI BABA: FAİLLER BULUNSUN
şžoför emeklisi Vehbi BaşŸbilen oğŸlu Hüseyin'i büyük imkansızlıklarla okutmuşŸ. Hüseyin de gösterdiğŸi üstün başŸarılarla ailesini hep gururlandırmışŸ. ODTܜ'yü dereceyle bitirdikten sonra girdiğŸi ASELSAN'da 10 yıllık çalışŸma hayatı boyunca gece görüşŸ dürbünleri, kanas silahları, uçak modernizasyonu, milli tank projesi gibi önemli projelerde görev almışŸ. Hep gurur duydukları, henüz iki aylık evliyken ölen oğŸullarının ölümü aileyi yıkmışŸ durumda. Anne Kezban BaşŸbilen psikolojik tedavi görüyor. Her gün oturduğŸu dairenin balkonundan saatlerce oğŸlunun akşŸamları gelip arabasını park ettiğŸi yere bakıyor. Baba Vehbi BaşŸbilen'in anlattığŸına göre olay günü karakola gittiklerinde kendilerine kimseden şŸikayetçi olmamaları telkin edildi ve dosya kapatıldı. Vehbi BaşŸbilen yaşŸadıklarını şŸöyle anlatıyor: "O zamanlar şŸimdiki gibi değŸildi. Savcı bizi odasından kovdu. Sonra ortaya bazı şŸeyler çıktı bu Ergenekon'da da geçti. O yüzden sayın BaşŸbakan'ımızın bu olayın aydınlatılması için verdiğŸi talimat bizi çok umutlandırdı. İnşŸallah her şŸey ortaya çıkar. Ama ben bu işŸin peşŸini asla bırakmayacağŸım. İntihara asla inanmıyorum. OğŸlum dini bütün birisiydi. Altay tank projesinde çalışŸıyordu. ܖnce inkar ettiler sonra kabul ettiler. İlk üç gün sunumu yaptı, dördüncü sunumu yapacağŸı gün o olay oldu. Ben evladımı kaybettim, neler yaptığŸını ben biliyorum, ama bunu devlet anlasın, millet anlasın istiyorum. Bu beyinler kolay yetişŸmiyor."

TܜRKİYE GAZETESİ