Tam 9 yıl önce AKP, CHP, MHP ve BDP ( HDP)’nin yıkım ortaklığıyla 26 dakikada yasalaşan İstanbul Sözleşmesi bugün Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile resmen ayrıldı.
Toplumun aile yapısına adeta dinamit koyan ‘İstanbul Sözleşmesi’ ile birçok aile yıkılmış ve şiddetin içine sürüklenmişti. Kadının beyanı esastır anlayışı ile birçok aile reisi evden uzaklaştırılmış ve şiddetin kapısı aralanmıştı. Bu lanet sözleşme ve benzeri AB uyum yasaları ile toplumun temelini oluşturan aileler, her geçen gün artarak dağılmış ve aile kurumu büyük yaralar almıştır.
Devletin resmi istatistik kurumu TUİK verilene göre boşanmaların artması ve evlilik yaşının ilerlemesi bu ifsat sözleşmesi ile AB uyum yasalarının ülkemizin yararına değil zararına olduğunu göstermiştir.
Neyseki zararın neresinden dönersen kardır edasıyla bir yanlıştan dönüldü ve ifsat sözleşmesi olan ‘İstanbul Sözleşmesi’ Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle fes edildi.
"Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan 'Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 3'üncü maddesi gereğince karar verilmiştir."
KADEM’DEN SÖZLEŞMEYE DESTEK!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın başkan yardımcılığını yaptığı KADEM, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin ardından açıklama yaptı.
İstanbul Sözleşmesine açıkça destek veren KADEM, yine aynı söylemlerini sürdürdü. Israrla takipçisi olacaklarını belirten KADEM, 6284 sayılı kanunun daha da güçlendirilmesi için tüm gücümüzle çalışacağız" dedi.
KADEM'den yapılan açıklama şu şekilde:
İstanbul Sözleşmesi kadına şiddetle mücadele için önemli bir girişimdi. Geldiğimiz noktada zemininden koparılmış ve toplumsal bir gerilim öznesi haline dönüştürülmüş durumda. Verilen fesih kararını da bu gerilimin bir neticesi olarak okuyoruz.
Kadın ve Demokrasi Derneği olarak bu konudaki tercihimiz, Avrupa Konseyi’ne söz konusu tartışmaları bertaraf edecek bir yorum beyanı verilmesi yönündeydi. Nitekim şimdiye kadar hükümetin kadın hakları konusunda tüm ön açıcı ve destek politikalarıyla önemli kazanımlara imza atıldı.
KADEM olarak, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da "Varoluşta Eşitlik Sorumlulukta Adalet" sloganıyla genel kadın hakları mücadelesinde kazanımlarımızın ısrarlı takipçisi olacağız.
Şiddetle mücadele noktasında 6284 sayılı kanunun daha da güçlendirilmesi ve uygulamalardaki sorunların giderilmesi için tüm gücümüzle çalışacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz.