banner102
 "Din adamı olarak ortaya çıkıp da kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı içtihatta bulunan kişiler ortaya çıkıyor" diyen Erdoğan, "Bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada yaşıyorlar. Çünkü İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslam'ın hükümlerinin güncellenmesi var. Siz İslam'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız. Beni birçok hocaefendi tefe koyacak o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın" dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu ifadeleri 8 Mart dünya Kadınlar Gününde aslen Oflu olan ve videoları özellikle kırpılıp çarpıtılan Nurettin Yıldız hocanın 5 yıl öncesi bir açıklamasına binaen yaptı. Erdoğan, "Bu konuda marjinallari asla dikkate almayız. Din adamı olarak ortaya çıkıp da kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı içtihatta bulunan kişiler ortaya çıkıyor. Anlamak mümkün değil" ifadesini de kullandı. Nurettin Yıldız Hoca’nın Kur’an’da kadına yönelik ifadeleri alıntıladığı 5 yıl önceki videonun bugünlerde kamuoyu önüne sürülüp bir linç kampanyasına dönüştürülmesinin ilginçliği bir yana Erdoğan’ın, Kur’an ve sünnetten ortaya çıkan fıkhi bir ifadeyi ‘marjinalllik’ olarak nitelemesi daha da ilginç! Cumhurbaşkanı Erdoğan doğrudan Kur’an ve sünnetten ortaya çıkan bir fıkhi meseleye neden marjinallik ifadesi atfeder? Bu açıklamaları ondan başka İslami kimliği silik bir başbakan ya da cumhurbaşkanı yapsa bu açıklamalar şaşırtıcı olmazdı. Çünkü bu ülkede dinde reform isteyen hatta Kur’an ayetlerinin bir kısmının bu çağa uygun olmadığını iddia eden başbakan ve cumhurbaşkanları olmuştur. Fakat nerdeyse aynı ifadeleri kullanan kişi İslami duyarlılığa sahip olan Erdoğan olunca şok etkisi oluşturuyor.


Peki İslami hükümler güncellenebilir mi? Örneğin bir dönem yine Erdoğan’ın dediği ‘faiz dünya gerçeğidir’ bir güncelleme sayılabilir mi? Mesela diyanetin kimi akademisyen hocaları Kur’an ve sünnette yer alan faiz ile alakalı hükümleri yumuşatacak yeni fetvalar verebilir mi? Ya da kadının özellikle toplumsal hayatta, iş ortamında, sosyal ortamda vs daha fazla yer alması için Kur’an ve sünnet içerisinde geçen ‘mahremiyet’ kuralları bir kenara bırakılarak yeni içtihatlar/güncellemeler yapılabilir mi? Bir örnek daha verelim: Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan 2004’te Cidde Ekonomik Forumu’nda ‘Ben İslam Ortak Pazarı anlayışını doğru bulmuyorum. Çünkü, ne olursa olsun bu birliktelikleri ne etnik, ne dini kökene ne de coğrafyaya bağlı olarak düşüneceğiz. Artık dünyada bunların hiçbirisi kaldı mı? Ekonomi ilişkilerde böyle bir şey var mı? Kuruluşları böyle oluşturmaya kalktığımız anda kamplaşmalar başlar, münasebetler kesilebilir’ ifadelerini kullanmıştı. Oysaki Kur’an ve sünnet kaidelerine göre İslam ülkeleri birlik içinde olmalı ve bu birliktelik yoksa bu noktada mücadele vermelidir. Bu noktadan baktığımızda da Erdoğan yine bu konuda bir güncelleme/içithad değişikliği istiyor görünüyor. Her ne kadar kullandığı ifadede ‘14-15 asır öncesinin hükümleri ile İslam’ı bugün uygulayamazsınız’ dese de hangi konularda güncelleme istediği konusu hala muğlak! 


Peki bu güncellemeyi/içtihad değişikliklerini kim yapacak?


Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesine göre bu işin sahibi diyanet ve o eksende hareket eden ilahiyat fakültelerinin akademisyenleri. Bu noktada parantez açmak lazım. Maalesef diyanet ve akademisyenler için de sünnete muhalif hatta sünneti nass olarak kabul etmeyen geniş bir kesim var. Bununla birlikte sünneti nass kabul edip İslami hükümlerin sünnet merkezinden geçmesi gerektiğini ifade eden ehli sünnet ekolünü diyanet içersinden refüze etmeye/dışlamaya çalışan bir yönetim de diyanete hakim durumda. Yine Of kökenli ve son dönemde çok önemli ilmi çalışmalar yapan İhsan Şenocak hocanın yakın zamanda diyanet içinde görevine son verilmesi bunun en açık örneği. Ehli sünnet görüşünün diyanet içinden refüze edilmesine/dışlanmasına seyirci kalıp sünneti nass kabul etmeyen diyanet akademisyenlerini ‘sahaya’ çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan bu nokta da büyük yanlış içerisinde. Çünkü sünneti hatta ayetleri bile inkar eden kimi hoca diye geçinen tipleri bünyesinde barındıran diyanet ve akademisyen camiası içinde İslama faydalı olabilecek bir güncelleme yapılabilmesi kökten sakıncalı, yanlış ve İslam’a zarar verecek nitelikte bir beklentidir. 


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sakıncalı, yanlış açıklamalarına pekçok önemli ilmi isim cevap verdi. İhsan Şenocak Hocaefendi, Ebubekir Sifil Hocaefendi son olarak da İsmailağa Cemaati adına açıklamalar peş peşe geldi. Bu açıklamalar en başta sayın cumhurbaşkanı tarafından ardından da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından dikkate alınmalı. İslamın ayet ve hadis noktasında güncellenmesi mümkün olmadığı gibi böyle bir ihtiyaç da kesinlikle yoktur. İslam doğası itibari ile tüm çağlara ışık tutacak yapıdadır. İslam’ın güncellenmesi değil ihtiyaç olan Müslümanların güncellenmesidir. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
ayhan kafkaslı 2018-04-10 09:36:50

hamit bey siz cumhurbaşkanımız dan daha mı iyi bileceksiniz güncellenmeyi reis diyorsa doğrudur siz bir avuç partisiniz

Avatar
hakkı 2018-05-07 09:47:08

artık kimin müslüman ,kimin münafık olduğunada reis karar veriyor
itikad güncellemeleri yeni geldi hayırlı olsun....

Avatar
mazlum ferdi 2018-06-07 01:03:41

akp
isalami chp sizi güncelliyor İngiliz temel de uyuyor
MÜCAHİTLER

banner90