Ülkemiz dindar nesil yetiştirme(!) sözünden sonra İslâm adına hızla erozyona uğramış ve bu gayri İslâm'i anlayış benimsenerek normal hale getirilmiştir. Bakın dikkat edin gelmiş demiyorum, getirilmiştir. Neden getirilmiş diye soracak olursanız; devletimizi yöneten siyasiler, halkın inançlarını korumakla görevli birer yöneticilerdir. Eğer bu inanç korunmuyorsa baş suçlusu yöneticilerdir.
Medyayı kendi nefsi hevalarına göre yönlendiren siyasiler, iş İslâm'ı dejenere etmeye gelince suspus oluyor hatta görmezlikten geliyorlar. Halktan gelen tepkiler ses getirince de, sıradan bir halkmış gibi onlarda sorunlu medya kuruluşlarını eleştiriyorlar.
Televizyonlarda hergün saatlerce gayri İslâm-i program yayınlanırken yetkililer uyuyorlar! Fakat iş kendilerine sataşmaya sıra gelince alenen adres gösterip medya patronlarını yerden yere vuruyor, hatta üstü kapalı tehdit ediyorlar. Oysa bütün yöneticilerin ve halkın ilk ve ana hedefi, dinini korumak ve onu dünyaya hakim kılmaktır. Bu hedef için hangi mekanda olursak olalım elimizden geleni yapmakla yükümlüyüz. Bundan dolayıdır ki Cenab-ı Allah (Celle Celalühü) yöneticileri uyararak, 'Kim Allah'ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir. "[Maide Suresi/44]buyuruyor. Bu uyarıya çok dikkat etmek zorundayız. Aksi halde, "... Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden sakınınız." (Bakara 2/24)ilahi uyarısındaki yakıt oluruz!
Evet maalesef gün geçtikçe İslâm'dan uzaklaşıyoruz. Bunu sadece etraftan görerek değil, bizzat kendimden hissederek anlıyorum. Bunun içinde yemeğe hasret bir aç gibi bir an önce gerçek İslâm-i yönetim istiyorum. Çünkü gidişattan korkuyorum..
Bundan dolayıdır ki İslâm adına ufak birşey duyduğumda seviniyorum ve onu tebrik edesim hatta herkese duyurasım geliyor. Bunlardan biride Samsun İl Müftüsü Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk'ün Trabzon’da katıldığı Sis Yayla Şenliği’nde yaptığı uyarıydı.
Müftü bey Şalpazarı Kaymakamı ve Belediye Başkanının da olduğu yerde halka seslenerek, "Bunu söylemek benim görevim. Sizi uyarmazsam bana da hesabını Allah sorar. Yanınızdaki kardeşiniz bile olsa kadınlı- erkekli el ele tutuşup horon oynayamazsınız. Kadınların kendi aralarında horon oynamalarının İslam'a göre hiçbir sakıncası yoktur. Kendi aralarında oynarlar, kendileri izlerler. Samsun Müftüsü olarak ben bile izleyemem kadınların o horonunu. Siz hiç izleyemezsiniz. Demek ki kadın oynayacak kadınlar izleyecek. Erkek oynayacak, kadın- erkek izleyecek. Kadın erkek karışık şekilde oyun оynamak İslam'a göre haramdır ve hesabı vardır. Türküler de müstehcen olmayacak." diye uyarıda bulundu. Bende bunun için helal olsun size sayın Müftüm, diyorum. İnşallah bu müftü gibi insanlar her yerde çoğalır ve Hakkı alenen haykırırılar, gaflet içindeki insanları uyarırlar.
Son olarak şunu da ifade etmek istiyorum; yaşadığım yer olan Of ilçesinde gün geçtikçe gayri İslâm-i işler artıyor. Bunun en bariz delili de sokaklardır. Sokaklara çıktığımızda afişlere asılan "Alimler Şehri Of'a Hoşgeldiniz sayın ..." yazısını maalesef göremiyoruz. Her geçen gün artan bu gayri İslâm-i yaşama maalesef elle tutulur bir tepki göstermiyoruz. Yetkililer bunun için birşey yap(a) madığı gibi din alimleri de yeterince bir çalışma yap(a)mıyorlar. Bu batıl düzenin devam etmesi ve buna sessiz kalan din adamlarının artması demek, maalesef azaba davetiye çıkarmak demektir.
İnşallah bizler bu düzene ayak uyduranlardan olmadan son nefesini verenlerden oluruz. Vesselam..
babasın babaaaaa