Dünya Müslüman ve mazlumların kanlarıyla adeta kan gölüne dönmüş iken ben Müslümanım diyen bizler oyunda oynaştayız..
Analar evlatlarının cansız ve doğranmış bedenlerini görüp gözyaşı dökerken, ben Müslümanım diyen bizler oyunda oynaştayız..
Arakan'da sırf Müslüman oldukları için diri diri yakılanlar, dilim dilim kesilenler bizim din kardeşimiz diyoruz, fotoğraflarını görüyoruz fakat oyundan ve oynaştan geri duramıyoruz..
Dünyanın en rahat yaşantısı sürülen Libya'daki Müslüman kardeşlerimiz de aynen bizim gibi dünya sevgisiyle haşır-neşir idiler.. Fakat şimdi ne evleri, ne işleri nede dünyalık diğer işleri düşünebilir durumda değiller.. Bütün bunları gören, duyan ve daha da ötesi bu duruma alkış tutan biz Müslümanlar, irkileceğimiz yerde oyunda oynaşta oluyoruz..
Hemen yanıbaşımızdaki komumuz olan Suriye'de yaşayan kardeşlerimiz kısa zaman önce bizim gibi sabah kalkıp işine, akşam eve gelip ailesine,hafta sonu gezintisine, boş zamanlarında eğlencesine gidiyorlardı!.. Fakat şimdi ise ne iş, ne eş-aş ve nede dünyalık diğer beklentiler onların birer hiç olmuş.. Çünkü başlarına hergün bombalar yağıyor.. Ocaklarına hergün ateşler düşüyor.. Bütün bunları görev, duyan ve umursamayan biz Müslümanlar ise hâlâ oyunda oynaştayız..
Dünya kan gölüne dönmüş, bizler oyunda oynaştayız.. Ülkemizde hergün şehit haberleri var, bizler oyunda oynaştayız.. Komşumuz aç susuz bizler tok şekilde oyunda oynaştayız..
EMİR VE YASAKLAR SIRADANLAŞTI!
Bütün bu sorunlar varken, oyunda oynaşta olmak gerçekten çok üzücü bir olay.. Fakat bütün bu sorunların üstünde olan bir dert, bela veya musibet var ki; o da Yüce Rabbimizin emir ve yasaklarının sıradan bir emir gibi çiğnenmesidir.
Müslümanım diyen bizler, bu kelimeyi söylerken teslim olma anlamı taşıdığını herhalde bilmiyoruz veya anlamıyoruz. Halbuki Müslüman demek teslim olan demektir. Ki teslimiyetin de sadece ve sadece Âlemlerin Rabbi olan Allah Zülcelal ve Tegaddes Hazretlerine yapılacağını bilmemiz gerekiyor. Bu teslimiyet ki; Kur'an ve Sünnet ile bize ulaştırılan bütün emir ve yasakları kapsar. Devlet yönetiminden, tuvalet adabına kadar insanın nefes aldığı her anını kapsar. Bunun için ben camiye gider, ibadetimi yapar, dışarıya çıkıp istediğimi yaparım diyemeyiz. Namazımı kılar, orucumu tutar, zekatımı verir, haccıma gider ve ahlaklı olurum işim biter, diyemeyiz.. Teslimiyet doğumdan ölüme kadar olan her anı kapsadığı için aldığımız her nefesi Kur'an ve Sünnet çizgisinde değerlendirmeliyiz.
Bu konularda önde olan insanların hassasiyet göstermesi çok daha elzemdir.. Çünkü okuyup araştırmayan, dertlenip sorgulamayan avamın örnek aldığı kesim öndeki insanlardır! Bunun için gerek Hocaefendiler, gerek siyasiler, amirler, memurlar ve toplum tarafından benimsenen diğer insanlar HAKK namına kötü örnek olmamak için çok hassas davranmalıdırlar..
Sigara içen bir babanın evladına 'sigara içme oğlum' demesi ne kadar abesse, Ahlak ve Maneviyata ters hareketler yapan ve bunlara destek olan bir Cumhurbaşkanının, Başbakanın, Bakanların, Valinin, Kaymakamın veya Belediye Başkanının ahlaktan, güzellikten ve doğruluktan bahsetmesi o kadar abestir..
Başta dediğimiz gibi dünya kan gölüne dönmüş iken, Müslümanlar gözyaşları içindeyken ve bunlardan çok daha önemli olan Yüce Rabbimizin emir ve yasakları sıradanlaşmışken oyunda oynaşta olmamız büyük felaket değil mi?
İlla deprem, sel, afet veya savaşmı olması lazım ki uyanalım.. Yüce Rabbimize karşı toplu şekilde yapılan isyanlara dur diyelim.. Edep ve ahlaksızlıklara karşı mücadele edelim..
Yüce Rabbim kendi rızası doğrultusunda yaşamayı ve insanlara örnek olmayı cümlemize nasip eder inşAllah.
