Tarih sayfalarında, hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların insanların basına musallat olduğu ve o zamanki şartlar çerçevesinde yeterli mücadelenin yapılamayışından çok sayıda insanın öldüğü kayıtlıdır. Geçen yüzyılda ortaya çıkan bu hastalık salgınları ve bunlara bağlı birçok insanın hayatını kaybetmesi hem ülkemiz hem de dünya kamuoyunu meşgul etmekte ayrıca büyük korkuya neden olmaktadır. Hayvan kaynaklı hastalıklar hÜ¢lÜ¢ önemli bir halk sağlığı problemi olmaya devam etmekte olup, bu listeye Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) olarak bilinen bir hastalığın eklendiği de herkesin malumudur. Bugüne kadar yaklaşık 30 ülkeden bildirilen KKKA, yaygın coğrafi dağılımı ve ölüm oranının yüksek olması nedeni ile ülkemizde de güncelliğini koruyan yeni bir halk sağlığı sorunudur. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, ilk olarak hastalığın ismini aldığı Kırım ve Kongo'da görülen, virüs dediğimiz mikropların sebep olduğu, birçok organı etkileyen, kanamalarla seyreden ölümcül seyredebilen bir hastalıktır.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEşİ’NİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Hastalık ateş, ani başlayan baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik ve belirgin iştahsızlıkla başlar. Bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikÜ¢yetler de görülebilir. İlk günlerde; Yüzde ve göğüste kızarmalar, gözlerde kanlanmalar ortaya çıkabilir. Göğüs ve karında, ya da tüm vücuda yayılan küçük nokta şeklinde kanamalar olabilir. Bu kanamalar daha da büyüyerek vücuda yayılabilir. Hastalık tablosuna burun ve dişeti kanamaları, ağızdan kanama veya idrar yada büyük abdestten kanamalar da eşlik edebilir.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEşİ NASIL BULAşIR?
Hastalık insanlara kenelerin ısırması veya kenelerle temas sonucu bulaşır. Bu hastalık evcil hayvanlara da aynı şekilde bulaşabilmektedir. Ancak, hastalık hayvanlarda belirtisiz seyrederken insanlarda oldukça öldürücü olabilmektedir. YabanÜ® kemirici hayvanlar, kuşlar ve keneler hastalığın doğadaki saklayıcısı durumundadır.
Keneler beslenmek için bu hayvanlardan kan emerler, bu sırada aldıkları virüsü insanlardan kan emerken bulaştırırlar. Hastalık kene ısırmasının yanı sıra, vücudunda virüs bulunan hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya diğer dokularına temas etmekle bulaşabildiği gibi bu hastalığa yakalanmış insanların kan veya vücut sıvılarına temas sonucu da bulaşma olabilmektedir.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEşİ’NDEN NASIL KUşKULANILIR?
Yukarıdaki belirtilerin yanı sıra; Kene ısırması veya kene ile temas hikÜ¢yesi varsa, son iki hafta içinde çalı, çırpı, su kenarları veya gür otların bulunduğu alanlara piknik amaçlı veya diğer bir nedenle gidilmişse, ormanlarda çalışan veya avcılıkla uğraşan bir kişi ise, hayvan besleyen veya hayvanlarla yakın teması olan bir kişi ise (kesimhane çalışanları gibi), herhangi bir hayvan kanı veya diğer dokularına ya da bu belirtilerin bulunduğu hastaların kan veya vücut sıvılarına bir temas söz konusu ise Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'nden şüphe edilmeli ve vakit geçirmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEşİ, VİRÜS ALINDIKTAN NE KADAR SÜRE SONRA ORTAYA ÜIKAR VE NE ZAMAN GÜRÜLÜR?
Kene tarafından ısırılma veya kene ile temas sonucu virüsün alınmasını müteakiben hastalığın belirtileri genellikle 1-3 günde ortaya çıkar; bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir. Hasta insan veya hayvanlara ait kan, vücut sıvıları veya diğer dokularına doğrudan temas sonucu bulaşmalarda hastalığın belirtilerinin ortaya çıkma süresi 5-6 gündür; bu süre de en fazla 13 gün kadar olabilmektedir.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEşİ HANGİ MEVSİMLERDE GÜRÜLMEKTEDİR?
Hastalık mevsimsel özellik göstermektedir. Olgular ilkbahar ve yaz aylarında yoğun görülmektedir. Genel olarak Haziran ve Eylül arası görülmesine rağmen, değişik mevsimlerde görülebilir.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEşİ NERELERDE GÜRÜLEBİLMEKTEDİR?
Hastalık sıklıkla Afrika, Asya, Ortadoğu ve Doğu Avrupa'da görülmektedir. Son yıllarda ülkemizle birlikte Kosova, Arnavutluk, İran, Pakistan ve Güney Afrika'da tek tek vakalar ve salgınlar şeklinde ortaya çıktığı bildirilmiştir.
Ülkemiz, coğrafik olarak kenelerin yaşamaları ve hayatlarını devam ettirebilmeleri için oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Bu nedenle de hastalık, özellikle hayvancılığın yapıldığı, orman ve gür otlakların bulunduğu yerler başta olmak üzere ülkemizin her yerinde görülebilecek durumdadır. Türkiye’de ilk kez 2002 Haziran ayında Tokat ili ve çevresinden olgular bildirilmeye başlanmış, Takip eden yıllarda Amasya, Artvin, Üankırı, Üorum, Erzurum, Erzincan, Karabük, Sivas, Tokat, Yozgat, Gümüşhane, Bayburt, Kastamonu, Giresun’dan hastalar bildirilmiş ve bunların % 4.9’u kaybedilmiştir.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEşİ İÜİN KİMLER RİSK ALTINDADIR?
Hastalık açısından, tarım çalışanları ve hayvancılık ile uğraşanlar veterinerler, hasta hayvan ile teması olanlar ve akut hastalarla temas olasılığı olduğundan hastalığın görüldüğü bölgelerde görev yapan sağlık personeli, askerler, kamp yapanlar ile deri fabrikası isçileri, mezbaha çalışanları, kasaplar ve hastalığın görüldüğü yerlere seyahat edenler yüksek risk altındadır.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEşİ HASTALIğININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?
Tedavide en önemli basamak öncelikli olarak korunmaktır. Bu nedenledir ki hastalıktan korunmak için mutlaka KENELER İLE MÜCADELE ETMELİYİZ.
Hayvanların kanına veya başka bir vücut sıvısına temas edilmemeli, bu durumlarda eldiven kullanılmalıdır. Hayvan barınaklarına girdikten veya hayvanlarla temastan sonra, insanlar vücutlarını kene yönünden muayene etmeli, kene varsa uzaklaştırılmalıdır. Üalı, çırpı, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçlı gitme durumunda pantolon paçaları çorap içine alınmalı ve dönüşte mutlaka vücut kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun bir şekilde uzaklaştırılmalıdır. Bu tür yerlere gidildiğinde mümkünse çizme giyilmelidir. Keneler vücuttan uzaklaştırılırken koparılmamalı, bir cımbızla sağa sola oynatılarak çıkarılmalıdır. Keneler kesinlikle elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Vücuttaki kenelerin üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, çamaşır suyu, kolonya, gaz yağı vb.) dökülmemelidir. Çünkü bu kimyasallar, kenelerin kusmasına sebep olabildiğinden, kusmuktaki virüsler, kenenin kan emmek için ısırdığı yerden vücuda girebilirler.
Kenelerin yaşama alanlarında bulunabilecek kişiler, böcek kaçırıcı ilaçları vücutlarına sürerek veya elbiselerine emdirerek kullanabilirler. Hasta olan kişilerin kullandığı malzemeler ve tuvaletler çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir.
Hastalığın tedavisi hastaya ve kanamanın şiddetine göre destek tedavisi ( sıvı, elektrolit, kan, kan ürünleri vb..) olarak yapılmaktadır.
Günümüz şartlarında hastalığa karşı koruyuculuk sağlayan bir aşı halen bulunmamaktadır.
Uz. Dr. Firdevs Aksoy
Of devlet hastanesi
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı