Kimileri farklı yorumlayabilir, kimileri şu korona virüs hakkında bir takım komplo teorileri üretebilir.
Özellikle sosyal medyanın kafası oldukça karışık.
Herkes ayrı bir pencereden bakıyor, herkes farklı farklı yorumların peşine düşmüş.
Ancak işin aslı nedir? Bu, derin güçlerin insanlığa bir ihaneti midir? Yoksa ilâhi bir mesaj mıdır? Dedik ya herkes kendince bir senaryo peşinde.
Açıkçası kafalar epeyce karışık! Bir anlamda şaşkınlık had safhada.
Bizler elhamdülillah iman etmiş insanlarız. Âlemlerin Mâliki olan Yüce Allah’a teslim olmuş kimseleriz. Dolayısıyla olaylara inanç esaslarımız penceresinden bakarız.
Yüce Allah, geçmiş kavimlere aynı musibetleri vermiş midir? Onlara verdiği musibetlerin benzerlerini bizim başımıza da verir mi ona bakmalıyız...
A’raf Suresi’nde Nuh, Hud, Salih, Lut ve Şuayip peygamberlerin kavimlerinin haberlerinde Yüce Allah: ‘Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek halkını mutlaka Allah'a yönelip yalvarıp yakarsınlar diye çeşitli dert ve sıkıntıya uğratmışızdır.’ Sonra darlık ve sıkıntıyı kaldırıp yerine bolluk ve rahatlık getirmişizdir. Nihayet çoğaldılar ve: “Atalarımız da darlığa uğramış ve bolluğa kavuşmuşlardı.” dediler. (Nankörlüklerine karşılık) Biz de, farkında değillerken onları ansızın yakaladık.’ (A’raf/94-95)
‘Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler(in kapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı yakalayıverdik. Yoksa o memleketlerin halkları geceleyin uyurken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular? Ya da o memleketlerin halkları kuşluk vakti gülüp oynarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?’ buyuruyor. (A’raf/96-99)
Tabi Kur’an’daki bir çok ayetten, o kavimlerin öncelikle peygamberleri vasıtasıyla uyarıldıklarını, ancak biraz önceki ayetlerde zikredildiği gibi iman etmeyenlerin Yüce Allah’a yönelip, ondan yardım dilemeleri için bir takım sıkıntılara maruz bırakıldıklarını görüyoruz. Hâlâ da iman etmedikleri takdirde ise Yüce Allah’ın o kavimleri helak ettiğini de anlıyoruz.
Bu bilgiler ışığında bu gün yaşadığımız musibetleri daha bir net okuyabiliriz. Hz. Peygamber bir kavme veya bir memlekete değil bütün insanlığa elçi olarak gönderilmiştir. Onun Rabbinden getirdiği mesajlara bütün insanlık muhataptır.
Bugün yaşadığımız musibetin Yüce Allah’tan geldiğine herkesin inanması icap eder. Günün bir saatinde birilerini alkışlamak ve ışık yakıp söndürmek gibi geçmiş kavimlerinkine benzer bir takım hurafelere itibar etmek oldukça yanlıştır.
Bizden istenen Yüce Rabbimize niyazda bulunarak, bu musibeti bir an evvel üzerimizden almasını dilemektir. Yoksa işte geçmiş kavimlerin yaşadıkları o helâklere top yekûn maruz kalırız Alim Allah
Dikkate alınması önem arz eder.
