Esselâmû Aleykûm Ve Rahmetûllâhi Ve Berakâtûh…
Hiçbirimiz kabullenmek istemesek de;
"Yok canım! Ben medyadan filan etkilenmem!" diye kendimizi kandırsak da;
MEDYA KULLANILARAK ZİHİN KODLARIMIZLA OYNANIYOR!
Nasıl düşüneceğimizi,
Neye kızıp, neye kızmayacağımızı,
Neyi, ne zaman konuşacağımızı,
Kimi övüp, kimi yereceğimizi,
Kimleri tekfir edeceğimizi,
Kimleri hâin ve düşman îlan edeceğimizi ve hayatımızdaki daha bir çok şeyi MEDYA belirliyor mâlesef!
Hattâ! üzülerek ifâde etmeliyim ki;
Dün "beyaz" dediğimize bugün "siyah" diyebiliyoruz,
Aynı şeyi birileri yapınca takdir edip bir başkası yapınca eleştirebiliyoruz...
Toplum olarak medya yorumcularının sözleri ve medyadan pompalanan haberler fikir dünyamızı büyük ölçüde kontrol altına almış olduğundan, medyadan duyduğunu söyleyen, ona göre konușan ve ona göre tavır alan bir toplum hâline geldik MÂLESEF!
Halbuki değişmez ve şaşmaz ölçümüz olan Kur'an ve Sünnet'e göre değerlendirme yapmalıydık...
Toplumumuzun maslahatı için gerekli olduğuna inandığımız doğruları ve tavsiyeleri dile getirmek yada ülkemize ve ümmetimize zarar verecek tehlikeleri haber vermek için elbette ki HAK VE HAKİKATİ ORTAYA KOYMALIYIZ!
Ancaaaak!
Medyanın gazına gelip sırf işimize geldiğinden dolayı sosyal medyada paylaşarak yada başka bir şekilde bir haberi yayıyorsak, yalan ve iftiralara âlet olmamak, bir kişi veya kişileri karalamamak yada elimize bir "HÂÌN DAMGASI" alıp önümüze geleni damgalamamak için șu âyet-i kerîmeleri bir kez daha dikkatlice okuyalım;
"Ey iman edenler! Eğer size bir fasık(yalancı, günahkâr medya vs.) bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz" (Hucurat-6)
"Bu iftirayı işittiğinizde, erkek ve kadın mü’minlerin birbirleriyle ilgili hayırlı düşüncelerde, hüsn-ü zanlarda bulunarak:
'Bu apaçık bir iftiradır' demeleri GEREKMEZ MİYDİ?" (Nur - 12)
"Hani siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız, ciddi, kesin bilgiye dayalı delilinizin bulunmadığı şeyi, ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki, BUNUN DOĞURDUĞUBÜTÜN GÜNAH VE ZARAR ALLAH(C.C.) KATINDA ÇOK BÜYÜKTÜR.
O iftirayı duyduğunuzda:
'Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu çok büyük bir iftiradır.' demeli DEĞİL MİYDİNİZ?" (Nur - 15,16)
Resûlullah(s.a.s.) Efendimiz de buyurdu ki;
"Kişiye, yalan olarak, her duyduğunu anlatması yeter!" (Müslim Mukaddime 5)
Defalarca yalanı ortaya çıkmış olan birçok televizyon, gazete vs. yayın organlarından duyduğumuz haberin doğruluğunu iyice araştırmadan hemen bir hükme varıp bu haberi yaymak oldukça tehlikelidir.
Namaz kılarken, oruç tutarken nasıl ki Kur'an ve Sünnet'e göre hareket ediyorsak duyduğumuz bir haberi değerlendirirken de SOSYAL MEDYADA HERHANGİ BİR PAYLAŞIM YAPARKEN DE YORUM YAZARKEN DE yine ölçümüz Kur'an ve Sünnet olmalıdır.
Rabbimiz buyurdu ki;
"Kim güzel bir (işte) aracılık ederse, ona o işin sevabından bir pay vardır. Kim de kötü bir (işte) aracılık ederse, ona da o kötülükten bir pay vardır. Allah’ın her şeye gücü yeter." (Nisa - 85)
Yâni;
Yalan, yanlış, çarpıtma ve iftira paylaşımların vebâlinin yanında, o paylaşımların altındaki küfür ve hakâret yorumlarının her birinin bir misli de sebep olan kimsenin amel defterine yazılır.
Bu bir kul hakkıdır ve Efendimiz (s.a.s.) buyurduğu üzere kul hakları eğer bu dünyada hak sahibi ile helalleşilemezse yârın âhirette bu hakları, sâlih amellerimizi vererek ödemek zorunda kalırız. Eğer salih amellerimiz yetmezse hak sâhibinin günahlarını yüklenmek durumunda kalırız.
Efendimiz (s.a.s.) bu durumda olan kimse hakkında "İŞTE GERÇEK MÜFLİS O KİMSEDİR" buyurmuştur.
O yüzden!
Âhiretimizi berbât etmemek için, bir paylaşımı yaparken iyice araştırmamız ve kişilere hakâret içeren paylaşım ve yorumlar yapmamamız gerekir.
İftirâlara âlet olup cımbızlama ve yorum ilâveleriyle saptırılan haberleri iyice araștırıp ișin aslını öğrenmek gerekir.
Zirâ bu iftirâlar âhirette karşımıza çıktığında, BİNBİR GÜÇLÜKLE BİRİKTİRDİĞİMİZ SÂLİH AMELLERİMİZE YAZIK OLUR...
Șâyet böyle bir paylașım yapılmıșsa bundan tevbe etmek gerekir ve bu tevbe o kadar da kolay değildir.
1- Evvelâ o paylașımı kaldırmak gerekir...
2- O paylașımı yaptıktan sonra kișiden kișiye yayılmıș olacağından BU PAYLAȘIMIN DOĞRUSUNU PAYLAȘMAK ve sebep olunan yanlıșın ulaștığı herkese ulaștırabilmek için âzâmî gayret göstermek gerekir...
3-Bu iftiranın atıldığı kiși ve kișilerden helallik istemek gerekir.
4- Ve tabi bu duruma sebep olunduğu için Allah'tan(c.c.) af dilemek ve samîmî bir tevbe etmek gerekir...
DOLAYISIYLA BİR HABERİ NAKLEDERKEN VEYA SOSYAL MEDYADA PAYLAŞIRKEN YADA YORUM YAZARKEN ÇOK AMA ÇOK DİKKATLİ OLMAMIZ GEREKİR...
Rabbim (c.c.) kardeşlik hukukumuzu zedeleyecek, ahirette bizleri zora sokacak tavır ve davranışlardan uzak durmayı ve O'nun(c.c.) rızâsına uygun amelleri yine SÂDECE O'NUN(C.C.) RIZÂSI İÇİN YAPMAYI nasip eylesin bizlere!
Mevla Teala bütün günlerinizi hayırlı eylesin!
Allah’a emânet olunuz!
Esselâmû Aleykûm!
