banner102

DÜŞMANI ASIL DURDURAN 27. ALAY’DIR!

Çanakkale zaferinin 100. yıl dönümü münasebeti ile Anadolu Gençlik Derneği Of Şubesi, Çanakkale tarihi konusunda uzman olan Ekrem Şama'nın katılımı ile konferans düzenledi.

Fahri Hacıcaferoğlu
Fahri Hacıcaferoğlu
25 Mart 2015 Çarşamba 21:54
Anadolu Gençlik Derneği Of Şubesi Konferans Salonunda düzenlenen "100. Yılında Çanakkale" başlıklı konferansa katılan tarihçi-yazar Ekrem Şama Çanakkale konusunda birçok bilinmeyen konuyu Oflularla paylaşarak, Çanakkale şehitlerini anmanın, ağıt yaparak değil, onların yaşantılarından ibret alarak günümüz olayları için ders çıkartmakla mümkün olacağını söyledi.

Çanakkale konusunda bugüne kadar üzerinde pek durulmayan bir yürüyüşü milletimizin gündemine taşımak isteriz diyen Ekrem Şama, 25 Nisan 1915 tarihinde yaşanan ve bu güne kadar doğru-dürüst anlatılmayan olayı şu şekilde anlattı:

3000 Askerlik 27. Alay!

"25 Nisan 1915 tarihinde gece yarısından sonra ANZAK birlikleri Arıburnu’na çıkarma yapmaya başlamıştır. 27. Alay’a bağlı bazı birliklerimiz düşmana direnmeye çalışmaktadır. Alayın diğer birlikleri ise Maydos’un takribi 4 km. batısında zeytinliklerde konuşlanmıştır. 27. Alay Kumandanı Yarbay Şefik Bey, aldığı emir üzerine şafakla beraber yaklaşık 3000 mevcutlu alayını Kanlısırt istikametinde yürüyüşe geçirmiştir. Güneş doğduğu sıralarda bir vadiye gelmişlerdir.

DÜŞMAN GEMİ VE UÇAKLARI KEŞİF YAPARKEN..

Yürüyüş güzergâhı üzerinde bulunan ve geçilmesi gereken bu geniş vadi, düşman gemilerinden alenen görülebilir bir konumdadır. Düşman uçakları yoğun bir şekilde bölge üzerinde uçmakta, hem keşif yapmakta, hem de lüzumlu gördüğü yerleri bombalamaktadır. Dahası; düşmana ait bir keşif balonu da bu yürüyüş güzergâhı üzerinde tarassut ve gemi ateşlerini yönlendirme görevi yapmaktadır.

Şefik Bey 27. Alayı düşmanı durdurmak için cepheye yetiştirmek zorundadır. Lakin bu geniş vadide askerin saklanarak yürümesini sağlayacak bir örtü yoktur. Buna rağmen bu vadiyi geçmek zorundadırlar.

Yürüyüşün bundan sonrasını Şefik Bey’in anılarından okuyoruz:

DÜŞMAN ASKERLERİNİN GÖZLERİ ÖNÜNDEN GEÇEN..

“Yürüyüşümüz devam ediyordu. Ovayı geçmemize az kalmıştı. Artık donanma tehlikesini atlatmaya başlamıştık. Hem donanmanın, hem balonun, hem tayyarelerinin gözleri önünde bu ovayı tahminen bir saate yakın uzun bir zaman içinde geçtiğimiz halde bizi ateş altına almadıklarını bir iyi talih ve bir ilahi yardım olarak kabul ettim. Gariptir ki, o kadar uzun yürüyüş yapan alayımız, ancak Kavaklıderesi’ne girerken gerilerimize donanmanın ateşi başladı. Geçtiğimiz ovayı yaladı, taradı. Fakat hangi hedefe attığını biz anlayamadık. Çünkü vadide gerimizde ateş etmelerini gerektiren bir hedef görünmüyordu.”

Yine Şefik Bey’in ifadesine göre, gemi ateşi ve uçak bombardımanı kendilerini yakalasa idi, yürüyüşlerini engelleme ve büyük zayiatlar verme gibi sonuçlar kaçınılmaz olurdu. Şayet düşman 27. Alay’ı bu vadide durdurabilseydi Conkbayırı ve Kocaçimentepe’yi kolaylıkla işgal eder, böylece zafere giden yolda dev bir adım atmış olurdu. 

ALLAH’IN YARDIMI BU YÜRÜYÜŞ SIRASINDA..

İşte Allah’ın yardımı bu yürüyüş sırasında askerlerimizden yana olmuş, zırhlılardaki, uçaklardaki ve balondaki düşman personelinin gözlerine adeta bir sis perdesi çekilerek birliklerimizin açıktan yürüyüşleri sağlanmıştır.

Bu esrarengiz olayı Allah’ın bir yardımı olarak gören Alay Kumandanı Şefik Bey, düşman açısından baktığında kendilerini neden göremediklerini tahmin etmeye çalışmaktadır: 

 “Donanma şüphesiz bizi görmeye çalıştı fakat göremedi. Çünkü:

a) Yürüyüş kollarımız, donanmaya nazaran güneş istikametinde idi. Güneş henüz yükselmemişti, donanmadan bakanların gözü bu şekilde güneş ışınları dolayısıyla bizi görememiş olabilir.

b) Mevsim ilkbahardır. Denizden ve karalardan çıkan buhar bizi gizlemiş olabilir.

c) Haki renkli elbiselerimiz, gölgelikler dolayısıyla bizi gizlemiş olabilir.

d) Yürüyüşü yollardan değil de açık araziden yapmamız, dikkatlerin yollarda olduğu bu anlarda bizi gizlemiş olabilir.” 

Şefik Bey bu izahları yaparken işin aslını kendisi de biliyordu. Yani bunun ilahi bir lütuf olduğunu yukarıda kendisi ifade etmiyor mu idi? 

Şimdi bu ifadeleri okuyanlar, meselenin bu şekilde tabiat olayları ile izah edilmiş olduğunu düşünmemelidirler. Çünkü bu açıklamalar bunu izah etmekten uzaktır. Ya uçakların niçin göremediğini, daha alçakta olan balonun niye göremediğini nasıl izah edeceğiz? Birlikler tam geçtikten sonra boş arazilerin bombalanmaya başlaması konusunda ne diyeceğiz?"

Şama bir başka Enteresan olan durumu da şu şekilde paylaştı:

DÜŞMANI ASIL DURDURAN 27. ALAY’DIR!

"ANZAK’ları ilk duraksatan 27. Alay’a bağlı gözetleme birliğidir. Onların şehit olmasından kısa bir süre sonra, takriben güneşin doğumundan 1 saat sonra yukarıda anlattığımız şekilde cepheye gelmiş bulunan 3000 mevcutlu bu alayımız düşmanı durdurmayı başarmıştır. Bigalı köyünde bulunan Yarbay Mustafa Kemal’in kumanda ettiği yedek 19. Tümen’e bağlı 57. Alay ise, 27. Alay’dan saatler sonra Conkbayırı istikametinde yürüyüşe geçmiş ve ancak öğleden biraz önce imdada yetişmiştir. Düşmanı asıl durduran 27. Alay’dır. İşin enteresan tarafı bugün her 25 Nisan günü şafakla birlikte 57. Alay’ın yürüyüşü 10 binlerce gencimiz tarafından sembolik olarak yapılmaktadır. Cepheye 57. Alay’dan çok önce ve Allah’ın yardımı ile yürümüş bulunan 27. Alay adeta unutturulmuştur."

Unutturulan bu alay için, "Arzu ederiz ki, Çanakkale Zaferimizin 100. yılını kutlarken artık 27. Alayımızı da hatırlayalım ve Eceabat civarından başlayıp Kanlısırt’ta sona eren o kutlu yürüyüşlerini canlandıralım." diyen Şama, bunu ancak Milli Görüş gençliği başarabilir, diyerek "Milli Görüşçüler! Var mısınız, gerçek Çanakkale tarihini canlandırmaya?"sözü ile konuşmasını tamamladı.

Of'un Nabzı | Of'un Büyük Haber Portalı

Son Güncelleme: 30.03.2015 17:53
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
helen 2015-03-26 14:38:15

amaç atatürk ü meşhur etmek

Avatar
hasan @baştürk 2015-04-01 19:35:27

haydar hocanla ve atatürk liderinle ahirette bir olursun inşallah..

Avatar
baştürk 2015-03-30 10:06:44

gazi mustafa kemale dokunmadan olmaz.bır kez adı gecmış ordada kçumsenmış.konferans amacına ulaşmış.hadı cennete...

banner90