banner102

İslâm'ın beş şartından biri oruç. Ruhun başta gelen gıdalarından bir diğeri... Oruç, insanın Rabbini daha iyi tanıması, O’na kulluğunu daha da masumane takdim etmesi için yine Rabbi tarafından lütfedilmiş harikulade bir ibadet ve mükemmel bir manevi ziyafettir. Bilene!..

Oruç, öyle nefsin verdiği gaz ile hava atacak, çalım satacak, racon kesecek, kadar haşmetinin olmadığını hatırlatır insana. Had bilmeyene haddini bildirir.

Bir bakmışsın zavallının biri kafa tutuyor Rabbinin kanunlarına!.. ‘Kimsin sen ya! Sıradan bir kulsun işte. Şunun şurasında yarım gün dahi açlığa dayanamıyorsun! Kime caka satıyorsun? Cürmün ne? ... Şöyle adam gibi kulluk yap bari de belki Ukbâ’da kurtulursun.’ diye hatırlatmak gerek o zavallıya.

Evet, eğer ki oruç insana kulluğunu hatırlatmazsa, o orucun Allah bilir ya indi ilahide bir kıymeti harbiyesi olmaz. Zaten Yüce Allah da orucun sebebi hikmetini şöyle beyan buyuruyor: ‘Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.’ (Bakara/183)

Hakikat şu ki bütün ibadetler, Yüce Allah'ın rızasını kazanmak için yapılır. Oruç da bir ibadettir ve Yüce Allah'ın rızası için tutulur. 
Kul bir müşkülünden dolayı oruç tutmayabilir mi? ... Elbette ki olabilir. Tabii ki Yüce Allah kulunun zafiyetini bilir. Hiç mucit icadının hassas noktasını bilmez mi? ... Bilir. O halde Hâlik de yarattığının acziyetini bilir. Oruç ibadetini yerine getirmeye gücü yetmeyenlere veya tutmada güçlük olan durumlarda kolaylık dilemiştir. Mesela, ‘Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar.’ buyuruyor. (Bakara/184)

Oruç tutmayan bir müslüman farz bir ibadeti yerine getirmemiş olur ve günah kazanmış olur. Ancak Yüce Allah kullarına zulmetmez. Oruç tutmayanlara değil de tutamayanlara alternatif şartlar dilemiştir. Mesela, ‘Oruca gücü yetmeyenler, bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır.’ (Bakara/184) Ancak, her şeye rağmen ola ki insan nefsi hareket edip de ‘ben oruca dayanamam' düşüncesine kapılma ihtimaline karşı da: ‘Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.’ (Bakara/184) şeklinde uyarıyor.

Oruç, kimi günahlara da kefaret olabiliyor: ‘Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun kefareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin kefareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size ayetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz. (Maide/89)

Oruç, imsak saati ile başlayıp, akşam ezanıyla birlikte iftar edilinceye kadar tutulur. Bu süre içerisinde yeme içme ve cima yasaklanmıştır. Bunların yanında her zamankinden daha dikkatli bir şekilde dedikodudan, iftiradan, koğuculuktan Allah'a sığınmalı ve uzak durmalıdır insan.

İftar ile birlikte yeme içme ve eşlere yaklaşma artık bir sonraki günün orucunun başlamasına kadar serbesttir. Tabi yine haramlardan, şüpheli şeylerden uzak durmak şartıyla.

‘Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz...’ buyuruyor Yüce Rabbimiz. (Bakara/187)

Peygamber Efendimiz de: ‘Ey insanlar Allah’tan korkunuz (ona karşı sorumluluk bilincinde olunuz, yolunuzu O’nun kitabıyla bulmaya çalışınız), beş vakit namaza devamlı ve duyarlı olunuz, ramazan orucunu tutunuz, mallarınızın zekatını veriniz, sizden olan müslüman yöneticilere itaat ediniz ki; doğruca cennete giresiniz.’ buyurmuştur. (Tirmizi)

Bir başka hadisi şerifte de: ‘Yoksula bir şey vermek sadakadır. Akrabaya verilen sadaka ise iki sadaka yerine geçer. Biri sadaka sevabı diğeri de akrabayı görüp gözetme sevabıdır.’ buyrulmuştur. (Tirmizi)

Oruç ile birlikte anılan diğer ibadetlerin (namaz, zekat, infak, haramlardan uzak durma...) Ramazan ayında yapılanları sevap açısından daha büyük boyutlara erişebiliyor. O zaman bu ayda müslümanların zikredilen ve sair ibadetleri daha çok yapması inşallah Cenneti kazanmalarına vesile olacaktır.

İftar etmeyle ilgili de şöyle davranmamızı istemiştir Sevgili Peygamberimiz: ‘Biriniz oruç açacağınız zaman hurma ile açsın çünkü hurma berekettir. Hurma bulamazsa orucunu su ile açsın çünkü su temizdir. (Tirmizi)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90