Benim sivil toplumla tanışmam 2012 yılının Aralık ayında olmuştu. O günden beri Tema Vakfı’nın Genç Tema bünyesinde sivil toplumcu olarak faaliyetlere katılıyorum. Üç yıl sonra ise Trabzon Genç Tema Başkanlığını yürütmek için gönüllü oldum.
Gönüllülük ve sivil toplum belki de birbirinden asla ayrı kullanılamayacak iki kavramdır. Bir insan bir işe gönüllü ise aynı zamanda bir sivil toplumcudur demektir. İşte bende bu işe Tema ile başlayarak önce insanı çevreye karşı bilinçlendirmek sonra da onlarla birlikte çevreyi korumak için gönüllü oldum.
Türkiye’de istatistiklere baktığımız zaman insanların sivil topluma vakit ayırmamasının en temel sebeplerinden birisi, bu tür alanların siyasi içerikli ya da belli bir ideolojiyi insanlara aşılamaya çalışmak gibi amaçları olan yerler olarak görüldüğü içindir. Lakin sivil toplumcu olmak kendi görüşünden olmasa bile, dinsel, ırksal farklılıklar olsa bile bir insana isteyerek, gönüllülükle yardım etmektir.
Tema Vakfı ‘da öğrendiğim en önemli şey ise ‘’insanı seven doğayı da sever.’’ olmuştu. Gerçekten de öyle değil mi? Bir insanı sevmek bir ağacı sevmek, bir çiçeği sulamak gibi hissettiriyor. Ülkemizde insan ayrımcılıklarını kaldırarak her insanı sevmek ve aynı zamanda doğayı da sevmek dileği ile.
