İlçe Teşkilatında yapılan genişletilmiş İlçe divan toplantısına İl Başkanı Cevat Kurt, İl Başkan Yardımcısı Musa Gözütok, İlçe Yönetim Kurulu üyeleri, İlçe İstişare Kurulu Üyeleri ile çok sayıda partili katıldı.

BU DAVANIN NEFERİ OLMAK BÜYÜK BİR ŞEREFTİR

Güncel konuların konuşulduğu İlçe Divan Toplantısına İlçe Başkanı M.Celal Vahapoğlu'nun açılış konuşmasıyla başlandı. Yeryüzüne iyiliklerin ve güzelliklerin hakim olması için mücadele eden bir teşkilatta çalışmanın eziyet değil mükafat olduğunu söyleyen Vahapoğlu, "Öyle bir davanın neferiyiz ki, bu dava yeryüzünde bulunan bütün insanlığın saadetini isteyen bir davadır. Bu dava dünyanın bir ucundan diğer bir ucuna kadar kim varsa onların adaletini, huzurunu ve sağlıklı şekilde yaşamasını isteyen bir davadır. Bunun için bu davanın neferi olmak büyük bir şereftir." diyerek toplantıya katılanlara katılımlarından dolayı teşekkür etti.

İlçe Başkanını konuşmasından sonra mikrofon toplantıya katılanlara uzatıldı ve isteyen kişi dilek, temenni ve eleştirisini parti yetkililerine iletti.

Dilek temennilerin ardından söz alan İl Başkanı Cevat Kurt, "Biz bu kürsüye insanlara nutuk atmak çıkmıyoruz. Bütün insanlığın sorunlarını konuşmak ve çözüm üretmek için bu konuşmaları yapıyoruz. Bu konularda dertleniyor ve çare üretmek için mücadele ediyoruz. Bunun için bu dert sadece kürsülerde konuşanlarda değil, bütün Milli Görüş neferlerinde olmalıdır. Kardeşlerimiz bizi, yaptığımız hatalardan dolayı uyarmalı, doğrular neyse birbirimizle paylaşmalıyız. "diyerek katılımcıların sorularını cevapladı.

15 Temmuz Milletin sadece kuklaya değil kuklacılara meydan okuduğu bir tarihtir diyen Kurt, "Milletimiz darbe girişiminde bulunan  kuklalara değil kuklacıya da birlik içerisinde karşı durmuştur. Bu duruş sayesinde mevcut hükümetin ve muhalefetin bu sese kulak verip yerli ve Milli politikalara döneceğini umut ettik, umut etmeye de devam ediyoruz. Ancak; mevcut iktidar umutlarımızı karatmaya maalesef devam ediyor." diyerek şu önemli açıklamaları yaptı:

MİLLET VATAN DİYOR, HÜKÜMET İSRAİL DİYOR!

"Bundan yıllar önce AP azınlık hükümetinin Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen'in israil ile gizli görüşme yapması karşısında dik duruş sergileyen Milli Görüş Kadroları, 24 Milletvekili ile gensoru vererek Dışişleri Bakanlığı’ndan düşürülmüştür.  Aynı duruşu bu millet 15 Temmuz da göstermiş ve sadece kuklalara değil kuklacılara da mesaj vermiştir. Ki bu kuklacılar, bizim yıllardır haykırdığımız israil denen siyonist devlet ve onun hamisi durumunda olan abd dir. Hükümetimiz kuklalarla uğraşırken kuklacılar ile Milletin Meclisinde anlaşma yapmıştır. Üstelik bu milletin milli ve manevi değerlerini hiçe sayarak.

UYARDIK AMA O CU BU CU OLDUK!

Biz Milli Görüş'çüler olarak hükümeti her konuda uyardık ve haklı çıktık. Suriye konusunda uyardık Esat'çı olduk, Ergenekon konusunda uyardık, Ergenekoncu olduk, Balyoz konusunda uyardık, Balyozcu olduk, Ilımlı İslam, Dinlerarası Diyalog konusunda uyardık bölücü olduk. Hangi konuda uyarmışsak hepsinde haklı çıktık. Çünkü biz nefsimizden değil ilahi değerlerden ilham alarak uyarıyoruz. Bizim derdimiz birilerini eleştirmek değil, ülkemiz ve bütün insanlığın saadeti için çalışmaktır.

ŞİMDİ ANALAR AĞLAMIYOR MU?

Ülkemiz adeta kan gölüne döndü. Şehit haberi duymadığımız gün yok. Bu yaşanan acılı olayların sebeplerine bakmalıyız. Mevcut Hükümet çözüm süreci altında çözülme sürecini başlatmıştır. Biz Milli Görüş kadroları olarak defalarca uyardık ve bunun bir oyun olduğunu, bunun BOP projesi kapsamında büyük israil projesinin bir parçası olduğunu söyledik. Fakat bize; siz kan dökülsün istiyorsunuz, siz analar ağlasın istiyorsunuz.. dediler. Sonuç ne oldu? Çözüm süreci boyunca pkk abd yardımı ile daha fazla silahlanarak şehre indi ve yerleri patlayıcılarla döşedi. Buna analar ağlamasın diyerek seyirci kaldılar. Şimdi Hükümet yetkililerine soruyoruz; hergün şehit haberi geldiğinde analar ağlamıyor mu? Şehrin göbeğinde patlatılan bombalar bu milleti acıtmıyor mu?

HADİ NAMAZ ALDATTI DA PKK NASIL ALDATIYOR?

Dışa bağımlı bir politika izleyerek bir yere varılmayacağını defalarca uyarmamıza rağmen bizi sert bir dille eleştirdiler. Biz yılmadık ve uyarmaya devam ettik. Üzülerek gördük ki her dediğimiz bir bir ortaya çıktı. Fakat bu işleri yapanlar sürekli aldatıldık diyerek işin sorumluluğunu üzerlerinden atmak istiyorlar. Evet bir insan aldatılabilir, yanılabilir, ama her defasında uyarılmanıza rağmen aldatıldık, yanıldık demek ne kadar samimidir? Bu milletin inancı ile oynayan ve yozlaştırmak isteyenlerle 10 yıl 'Ne istediniz de vermedik' diyerek kolkola dolaştınız. Sonunda onların namazı beni aldattı diyerek işin içinden çıktınız. İnsanın namazı dahi insanı aldatmaması lazım fakat hadi aldattı diyelim, eli kanlı bir örgütün binlerce kurbanı ortada iken seni nasıl aldatıyor?

Rusya konusunda da aynı senaryo gerçekleştirilmesine rağmen hükümetimiz buna da aldandı. Önce sınır ihlali konusunda, 'Ben büyük devletim, sınır ihlali affedilemez, tekrar ihlal etsinler yine vururuz' dediler, sonra uçağı vuranın fetöcu olduğunu söylüyorlar.

4 GÜÇ VE 4 PROJE ÇÖPE ATILMAZ SA!

Dünyayı kan gölüne çeviren 4 küresel güç israil, abd, ab ve nato'nun ortak hedefi Türkiye'yi bölmek ve yok etmektir.  Ülkemizde 28 üssü bulunan nato bizim için bir tehlike değil mi? İncirlik üsstü bir tehlike değil mi? Bu tehlikeleri göz ardı edip varsa yoksa fetö diyerek sorunun çözülebileceğini mi zannediyorsunuz? Fetö denen zat Dinlerarası Diyalog projesini yürütüyor, sizde Büyük Ortadoğu projesini yürütüyorsunuz! Bu iki projenin merkezinin aynı olduğunu anlamıyor musunuz? Ki bu projelerden Ilımlı İslam projesi, Medeniyetler İttifakı projesi, Dinlerarası Diyalog projesi ve Büyük Ortadoğu projesi ile yukarıda saydığımız küresel güçler ile ilişiğimizi kesmezsek, iflah olmamız mümkün değildir.