Dil, beynin elidir demişti Amerikalı bir nörolog. Düşüncelerimizin, eylem safhasına geçebilmek için sağlam bir lisana ihtiyaçları var.. İnsan meramını ifade edecek zengin kelimelere sahip olmalı. Dilin zenginliği, düşüncelerin ifade gücünü artırıyor.. Düşüncelerin,dil pazarında rekabetin güçlü olduğu bir ortamda vitrine çıkması gerek..
'amerikan başkanı, 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirdi.'
Bu haber üzerinden, lisanımızın düşüncelerimize sunduğu olanakları test edelim.
Bu karar Amerika ile olan ilişkilerimizde tefrika çıkartır,diyorsak şayet bu sadece lafta kalmaz, bu kelam bizi amerikaya karşı güdüler,
Tefrika :ayırma, ayırt etme, parçalama, dağılma,
Anlamına gelen bir sözcük,
bu deneyim karşısında beyin, dile bir tefrika çıktığı sinyalini gönderiyorsa, bunun gereği olan tiksinme, tavır alma, düşman görme halinede bürünecektir. Tarihte hassas bir döneme temas eden 1915 yılı ile ilgili asılsız bir karara imza atan Amerika sahiden tavır alınmayı hak edecek bir tutum sergilemiştir.
Beyin burada dile doğru sinyali göndermiş, kendisini de bu duruma uygun dizayn etmiştir.
'aptal bu Amerika ya' da dilin beyinden alma ihtimali olduğu sinyallerden birisidir. Bu bir tespit olması sebebiyle hem bireyseldir hemde yüzelsel.
Amerikanın aptal olduğu kararı insanda bir tavır ve tarz değişikliğine neden olmaz. Zaten bilinen bir şeyin tekrarı sığ kalacak, Amerika içinde bir tehtid oluşturmayacaktır. Üstelik söyleyeni, bu yanlış karşısında rahatsız etmeyecek aksine bir şey demiş olmanın suni rahatlığıyla uyutacaktır..
Beynin elini kolunu bağlayan dar kelime dağarcıklarından, fikir sahasını kasıp kavuracak, insanı rahatsız edecek, düşünmeye sevk edecek yeni kelimeler çıkmıyor. Hal böyleyken, amerikanın çokta umrumdaymiş gibi ona sayıp sövmekten öteye gitmiyor tepkimiz..
Kaç kelimeyle konuştuğumuz kadar önemlidir, kaç kelimeyle düşündüğümüz, kaç kelimeyle üzüldüğümüz..
Neyi konuşursak onu dert ederiz, neyi dert edersek onu değiştiririz. Lafla peynir gemisi yürümez belki ama kaptanın ve tayfanın başının etini yersek kim bilir belki hareket etmeye ikna ederiz onları..
