banner102

Öncelikle, 30 Mart seçim sonuçlarının ülkemiz ve Of'umuza hayırlar getirmesini Rabbimizden niyaz ediyorum. Türkiye'nin bir çok yerinde olduğu gibi Of'ta da seçimi kazanan, Of seçmeni değil; siyasetin, paranın ve istismarın gücüdür. Başka bir açıdan, Of'ta galibi belirleyen oylar aslında sözünü ettiğimiz üç unsur tarafından mağlup edilmiştir. Türk siyasi tarihinde hitabetiyle ünlenmiş bir şahsiyet vardı. Osman  Bölükbaşı; Bu muhterem zat, düzenlenen toplantılarda çok güzel konuşmalar yapar, dinleyenlerinden müthiş alkış ve takdir toplardı. Ne var ki seçimlerde bu alkışlara tekabül eden destek çıkmazdı.Bu nedenle "şakşaklar bize oylar başkasına" sözü bu şahsa ait olarak meşhur olmuştur. Of belediye seçimlerinde, seçmenin gönlünde İrfan bey ve arkadaşları da samimiyet ve güven veren duruşlarına, gayretli çalışmalarına rağmen başkanlığa giden desteği alamadılar. İnanıyorum ki İrfan bey gönüllerin başkanıdır, ancak girişte sözünü ettiğim faktörler buna müsaade etmediler. Ne diyelim herşey nasiple oluyor. Ak Partiden seçilen başta Salim bey olmak üzere bütün meclis üyelerine, Saadet Partisini temsil eden meclis üyelerine de hayırlı çalışmalarında başarılar diliyorum.

DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOST OLUR MU ? 

Ülkemizde yaşanan  seçimlerde en dikkat çeken sonuçları MHP almıştır. Türk siyasi tarihinde bu güne kadar düşman kardeşleri oynayan CHP ve MHP otuz mart seçimlerinde büyük ölçüde birlikte hareket ettiler. Bu sonuçları MHP tabanı nasıl karşılıyor doğrusu merak ediyorum. " Düşmanımın düşmanı dostumdur." ifadesinin siyasetteki karşılığı aynen geçerlimidir acaba ? Benim düşünceme göre bu terim siyaset için geçerli olamaz. Bu seçimin kaybedeni MHP olmuştur. İşin aslına bakarsanız bu ittifak rahmetli Erbakan Hocayı bir kere daha haklı çıkarmış oldu. Bu gidişle birilerinin söylediği gibi "Türkiye'de de Amerika'da olduğu gibi iki parti olmalı" sözü gerçek olacak galiba. Öyle de olsa değişen bir şey olmayacak.  Önemli olan bu partilerin kimi ve neyi temsil ettikleridir. Toplumu hipnotize ederek gerçek ideallerinden uzaklara savurabilirsiniz, fakat eninde sonunda bu insanlar uyanacak ve özlerine döneceklerdir. Bu, bütün kesimler için geçerlidir. Ümit ediyoruz ki Türkiye'de yaşayan ve özü Müslüman olanların yeniden Müslüman kimliğine dönmeleri ve bizim için yegane kurtuluşun İslam birliği olduğunun farkına varmaları.                                                                                                             

YORUMSUZ;

Hazreti Ali ra. efendimizden rivayet olunmuştur ki:

"Söz verirken acele etme. Çünkü söz namustur."

İstiklal şairimiz merhum Mehmet Akif'in sözünü yerine getirmesi hususundaki dikkatini anlatan yaşanmış bir hikaye anlatılır.

Meşrutiyet'in ilk yılları. Bir Cuma günü adam boyu kar yağmıştı. Akif yürümeyi çok severdi. Bazı araçlardan nedense hoşlanmazdı. O gün sevdiği araçlar çalışmıyordu. Simitçiler, ekmekçiler bile sokaklarda dolaşamıyordu. Mithat Cemallerin Çapa'daki evinde buluşacaklardı o gün. Öğle vakti geçmişti. Mithat Cemal, Akif'in gelmesinden ümidini kesmişti ki Akif göründü. Bıyığının yarısı donmuştu. Mithat Cemal şaşırmış, nasıl geldiğine akıl erdirememişti.

- Beylerbeyi'nden Beşikta'a bir vapur işledi de.

- Bu kadar mı?

- Evet, bu kadar.

- Beşiktaş'tan Çapa'ya kadar nasıl geldin? Sanmıyorum bir araç işlesin.

- Evet işlemiyordu.

- Pekiyi, kar, tipi?

- Gelmem için kar, tipi engel değil. Belki ölseydim, ancak o zaman gelemezdim. Geleceğim diye söz verdim.

İnsanların birbirine verdikleri sözün bu kadar korkunç bir şey olması, Mithat Cemal'i ürkütmüştü:

-Akif. dedi. Eğer verilen sözü sen böyle anlıyorsan, izin ver de ben bildiğim gibi anlayayım. Benim verdiğim söz, lodosa bile dayanamaz.

- Ben böyleyim, dedi Akif.

- Ben de böyleyim, diye cevap verdi Cemal. Bundan sonra herhangi bir konuda Akif'e söz vermekten hep korktu. Çünkü Akif'in gözünde, ne karayel fırtınası ne de adam boyu kar özür sayılmıyordu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90