Günümüz Türkiye'sinde İslami şuur ve bilgideki vasatı dikkate almadan, TV ve İnternet ortamında İbni Arabî veya Hallacı Mansur misali çıkışlar yapanlar, mevcut tedrisatın ürünü insanların akıllarını ilahlaştırmalarına zemin hazırlamış oluyorlar.
Kendi meşrebi ve şeyhini yüceltmek adına yapılan çıkışlar (tarikat ve tasavvufta normal olan ve orada kalması gerekenlerin) avamın bu kesimden uzaklaşmasına sebep olmaktadır. Ayrıca bu çıkışları yapan ve kendilerini gelenekçi ve ehlisünnet olarak niteleyenler, karşı oldukları ilahiyatçıların yıldızını parlatmaktan başka bir iş de yapmış olmuyorlar.
İnsanlar, gördükleri veya duydukları olağan dışı olayları anlayamadıkları için, inkâr yoluna girerek aklı öne alırlar. Bu nedenle mucize ve keramet gibi olağanüstü olayları, göz yanılması, sihir veya büyü gibi kavramlarla açıklamaya çalışırlar. Bunu yaparken de Mistizmin/tasavvufun, metafiziği aşan çıkışlarını da, bu yolu benimseyenleri de sapık ve yanlış yolda görürler. Bu nedenle de, daha çok aklı ön plana çıkaran, her şeyi "imkân" dairesinde değerlendirenlerin peşine takılırlar. Yani akılcılığı benimserler.
Dünya tarihinde, günün idrakinin kavrayamadığı veya fiziki âlemdeki kanunların bazılarının henüz anlaşılamadığı dönemlerde, bilim adamları ve düşünürler aforoz edilmiş, yargılanmış ve idam edilmiştir. Bunları biliyoruz.
Özellikle xxı. Yüzyılın ilk çeyreğinde radikalizm ve Mistizm arasına sıkışan Müslümanlardan büyük bir kısmı, akılcılığa önem veren reformist ilahiyatçıların peşine takılmış durumda. Müslümanların içine düştüğü bu durumdan kurtulmaları için, gerçekten İslam diye derdi olan "ehlisünnet" uleması varsa, Türkiye ve dünya gündemiyle ilgili fikirlerinizi paylaşın. "gemisini kurtaran kaptandır" fikrini değil, başkalarının gemisine de kılavuzluk yapanlar olmaya çalışın. Bunu yaparken de geniş halk kitlelerinin anlayacağı, İslam’ın zahirine göre ve etkin bir kul olmanın kapılarını gösteren rehberler olunuz. Gündemi sizler belirleyin. Gündemi olmayanlar başkalarının gündemini takip etmek zorunda kalırlar. Selam hidayete erenlerin üzerine olsun.
