banner102

Görmez: Biz Ramazanı değiştirmeye kalkışıyoruz

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türkiye ve İslam dünyasında son yıllarda ramazan ile ilgili bazı yanlış uygulamalara dikkat çekti.

17 Temmuz 2012 Salı 13:59
Görmez: Biz Ramazanı değiştirmeye kalkışıyoruz

Diyanet İşŸleri BaşŸkanı Mehmet Görmez, ramazanın en büyük gayelerinden bir tanesinin günlük hayatın koşŸuşŸturması içerisinde kendi özünü, kendi mayasını kaybeden, değŸişŸen, dönüşŸen insana iyi yönde yeniden değŸişŸmesini sağŸlamak olduğŸunu belirterek, ''Ancak, gerek ülkemizde gerekse İslam dünyasında son yıllarda ramazan ile ilgili uygulamaların özellikle ramazanın bizi değŸil, biz ramazanı değŸişŸtirmeye kalkışŸıyoruz'' dedi.



Diyanet İşŸleri BaşŸkanı Görmez, Diyanet İşŸleri BaşŸkanlığŸı Konferans Salonu'nda basın toplantısı düzenledi ve ''Ramazan geldi selam ile'' başŸlıklı temanın tanıtımını yaptı.



Görmez, milletçe yeni bir ramazana aşŸkla, heyecanla, sevinçle kavuşŸulduğŸunu belirterek, ''Ramazan ayı, her bir Müslümanın derin bir işŸtiyakla kendisiyle yüzleşŸtiğŸi, kendisini yenilediğŸi, iç dünyasını tazelediğŸi ve her yıl müminleri değŸişŸtirmek ve dönüşŸtürmek üzere gelen rahmet ayı, bereket ayı, mağŸfiret ayı. Bizi böyle bir aya kavuşŸturan Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun'' dedi.



Ramazan ayını her yıl ötelerden gelen kutlu bir misafire benzettiğŸimize dikkat çeken Görmez, ''Ramazan, bize her sene Kur'an-ı Kerim'i yeniden getirir. Ramazan başŸta vatan sathi olmak üzeren bütün yeryüzünü bir mabede dönüşŸtürür ve bütün müminlerde günün her anında, her saniyesinde abit olurlar. Ramazan aynı zamanda iradelerimizi eğŸiten bir mektep olur, bizi biz insanları her türlü beşŸeri arzularımızın egemenliğŸinden kurtararak gerçek özgürlüğŸe, gerçek hürriyete kavuşŸturur'' diye konuşŸtu.



Görmez, ramazanın sahurun bereketi ve iftarın sevincini getirdiğŸini anlatarak, toplumun sosyal yaralarını ramazanın şŸifalı elleriyle sarıldığŸını söyledi. Görmez, zenginin, yoksulun halini anlaması için ramazanın çok büyük bir fırsat olduğŸuna işŸaret ederek, şŸunları söyledi:



''Zarafet, kardeşŸlik, dayanışŸma ramazanın bize getirdiğŸi yüce hasletlerdendir. Ramazan bizi her türlü kötü alışŸkanlıklara son vermek için her yıl ilahi fırsat olarak önümüze gelir. İyiden, güzelden yana yeni sayfalar açmak, ahlakı güzelleşŸtirmek, hakkı, hakikati, adaleti ve sevgiyi tesis etmek için ramazan bize büyük bir fırsattır.



Ramazanın en büyük gayelerinden bir tanesi günlük hayatın koşŸuşŸturması içerisinde kendi özünü, kendi mayasını kaybeden, değŸişŸen, dönüşŸen insana iyi yönde yeniden değŸişŸmesini sağŸlar. Ancak gerek ülkemizde gerekse İslam dünyasında son yıllarda ramazan ile ilgili uygulamaların özellikle ramazanın bizi değŸil, biz ramazanı değŸişŸtirmeye kalkışŸıyoruz. Biz ramazanı değŸil, ramazan bizi değŸişŸtirsin. ܇ünkü insan oğŸlu mayasındaki bazı özelliklerle iyilikleri de kötülüklere, doğŸrulukları yanlışŸlara dönüşŸtürme kabiliyetine sahip. Nice insanı düzeltmek üzere gelen dinler dahi insan eliyle değŸişŸmeye yüz tutmuşŸtur.



Bugün İslam dünyasında ramazan ile değŸişŸmekle ramazanı değŸişŸtirmek arasında gidip gelen yeni bir takdim sorunu dikkat çekmektedir. Oysa aslolan, doğŸru olan ramazan ile değŸişŸmektir, ramazanı değŸişŸtirmek değŸil. ܇ünkü ramazanı değŸişŸtirdiğŸimiz zaman ramazanın bizi değŸişŸtirme gücünü de ortadan kaldırmışŸ oluyoruz. Ramazan bütün imtihan süreçleri ile bize değŸişŸme imkanı sunar. Hakka, hakikate, ahlaka dönme imkanı sunar. Ramazanda değŸişŸmek, onun etkili manevi ortamında değŸişŸimi gerçekleşŸtirme, muradı ilahiye uygun bir kul olarak bu sınavlardan geçmek her bir Müslüman için kuşŸkusuz en büyük bahtiyarlıktır. Hal böyleyken bu ayda değŸişŸmek gibi gerçek ve derinlikli bir amaca uygun hareket etmek yerine onu değŸişŸtirmeye kalkışŸmak, ramazanı değŸişŸtirmeye kalkışŸmak asla doğŸru değŸildir.''



Ramazanın Kur'an ve sünnetle belirlenmişŸ sabitelerinin asla değŸişŸtirilmeye kalkışŸılmaması uyarısında bulunan Görmez, bazı kutlama ve şŸenliklerin de İslam'i adab ve gelenek içinde yeni bir değŸerlendirmeye tabi tutulması gerektiğŸini kaydetti. Görmez, ''Bilhassa hepimizi kuşŸatan popüler kültürümüz, bizi değŸişŸtirmeye gelen ramazanımızı da orucumuzu da ibadetlerimizi de olumsuz yönde etkiliyor. ܖzellikle buna dikkat çekmek istiyorum'' dedi.



-GösterişŸli iftar programları-



Görmez, değŸişŸmek için ramazanın ruhaniyetine teslim olmak gerektiğŸine vurgu yaparak, ''Ramazanın ruhaniyetini ve maneviyatını ihlal eden her türlü davranışŸtan uzak durmak gerekiyor. GösterişŸli iftar programları, sınıf ve itibar esasına dayalı ihtişŸamlı davetler, Ramazanı yanlışŸ bir şŸekilde bir tür eğŸlence, karnaval ve festival havasında terennüm eden eğŸilimlerin mevcut gidişŸatı ciddi olarak dikkat çekmeye başŸlamışŸtır. İnsanlık durumumuzu yüce Rabbimiz indinde tahkim etmenin yolu, lütuf ve ihsan ayı Ramazanın ruhaniyetine ve maneviyatına bihakkın teslim olmak, yeniden yapılanmak ve değŸişŸmektir'' diye konuşŸtu.



İbadetle neşŸelenen gönüller müminler arasındaki muhabbeti de pekişŸtirmesi gerektiğŸine işŸaret eden Görmez, ''Bu coşŸku bir eğŸlence, şŸatafat ve bir gösteriye asla dönüşŸmemelidir'' ifadesini kullandı.



''Ramazanda en çok dikkat edeceğŸimiz hususlardan bir tanesi iftar sofraları israf sofralarına dönüşŸmemelidir'' uyarısında bulunan Görmez, son yıllarda özellikle büyükşŸehirlerde beşŸ yıldızlı otellerde ve gerekse değŸişŸik mekanlarda hazırlanan iftar sofralarının kendi içinde israfı ve gösterişŸi barındırdığŸını söyledi.



-Zenginlik müminler için bir statü değŸildir-



Görmez, zenginliğŸin müminler için bir statü olmadığŸını belirterek, ''Ne de fakirlik ve yoksulluk insanı ötekileşŸtiren bir vasıftır. Aksine müminlerin ahlakı, camideki gibi aynı safta olanların her zaman bir ve beraber olmasını esas alır'' dedi.



İslam dininin zengin ile fakiri eşŸit gördüğŸünü anlatan Görmez, paylaşŸımın yoğŸun yaşŸandığŸı bu ayda elde edilen ahlaki meziyetleri bütün zamanlara yaymanın herkesin görevi olduğŸunu bildirdi.



Görmez, iftar çadırlarına da değŸinerek, şŸunları kaydetti:



''BaşŸlangıçta tamamen yoldan geçenlerin ve yolda kalmışŸların bir çorba ile iftarını açması ile ilgili son derece güzel bir düşŸünceye dayanılarak ortaya çıkan ve kurulan iftar çadırlarının son zamanlarda bu gayenin dışŸına çıkarak bir gösteri aracına dönüşŸtürülmemesine özellikle kamu hizmeti yapanların dikkat etmesi gerekir.



Dini hükümlerin ortaya koyulmasında ve tatbikinde aslolan bu hükümlerdeki hikmetlerdir. Hikmeti kaybolan bir hükmün tatbiki İslam'ın istediğŸi bireysel kemale erme yolculuğŸuyla oluşŸacak olan erdemli bir toplumun inşŸasına yardımcı olmayacaktır.



Ramazan dolayısıyla müminler arasında yaşŸanan toplumsallaşŸma tabiidir. Ancak bu tarz sosyallikler doğŸal seyrinde yaşŸanmalıdır. Ramazanın dönüşŸmememi ve bizi iyi yönde değŸişŸtirmesi için özellikle dikkat edeceğŸimiz hususlardan bir tanesi, ramazanda yaşŸadığŸımız sosyalleşŸmelerin, toplumsallaşŸmaların bir reklama, tanıtıma ve gösteriye dönüşŸmemesine azami gayret sarf etmektir. Bütün sosyal, kamusal ve ticari kuruluşŸlara buradan bir çağŸrıda bulunmak istiyorum. Her yıl ramazan ayında yaptıkları hayırlı faaliyetlere elbette devam etmelidirler. Ancak bunu yaparken ramazanın ruhuna, maneviyatına, tevazusuna, sükunetine ve huzuruna riayet etmek her birimizin vazifesidir.''



Görmez, kamu ve özel kuruluşŸlara toplu iftarları çalışŸanlarıyla birlikte yapmaları çağŸrısında bulunarak, ''܇alışŸanlarla, işŸçilerle, memurlarla ve emekçilerle, işŸ sahiplerinin, patronların, amirlerin ayrı dünyaların insanı olmadıklarını ramazan dolayısıyla gösterelim. Bu iftarla oluşŸan manevi atmosferi bütün bir yıla yayarak bu kardeşŸliğŸin kalıcı olmasını sağŸlayalım'' dedi.



YardımlaşŸma ve dayanışŸma için toplumda yeni bir dile ihtiyaç bulunduğŸunu söyleyen Görmez, ramazan dolayısıyla son yıllarda her tarafta görünür olan gıda paketlerinin toplumsal yaraları ne kadar sardığŸının da tartışŸmalı olduğŸunu vurguladı. Görmez, ''Bireyin onuruna yakışŸanı kendi ihtiyaçlarını kendisinin almasıdır. Yardım edenlerin bu hassasiyeti göz önünde bulundurarak toplumsal dayanışŸmaya katkı vermelerinin insan onuruna daha yakışŸır olduğŸunu özellikle ifade ediyorum'' diye konuşŸtu.



-Ramazan ayının teması: Selam-



Geçen sene komşŸuluk ilişŸkilerini ramazanda tema olarak belirlediklerini hatırlatan Görmez, bu senenin temasının ise ''selam'' olduğŸunu bildirdi. ''Selamı yaymak için seferber olmak istiyoruz'' diyen Görmez, ''selam''ın tanışŸmanın, buluşŸmanın, görüşŸmenin ilk adımı olduğŸunu ve selamla açılmayacak kapı, varılmayacak hedef olmadığŸını söyledi.



Görmez, sözlerine şŸöyle devam etti:



''Müminler her durumda ve koşŸulda selam vererek güvenlerini tazelemek durumundadırlar. Birbirlerine merhamet eder, birbirlerinden emin olurlar selam ile. Bugün cümle mevcudata karşŸı perdelenmişŸ bir ilişŸkiler ağŸı ile karşŸı karşŸıyayız. Bu ilişŸkiler ağŸında selam yeni bir umut ve taze bir başŸlangıçtır. Selam İslam'ın en temel şŸiarları arasında yer alır ve müminler birbirlerine selam verdikleri her seferinde barışŸa, esenlik ve huzura atıfta bulunurlar. Selamsız geçmenin küçük düşŸürücü birer davranışŸ olarak kodlandığŸı bir dünyadan selamı bir külfet olarak gören yeni bir dünyaya geçişŸin bedeli tüm insanlık için çok ağŸır olmuşŸtur. Selamsızlık, telafisi imkansız hasarlara yol açmışŸtır. Ramazan ayı vesilesiyle selamı ihya ederken, bunun bir sonucu olarak da kardeşŸliklerimizi, dostluklarımızı, yakınlıklarımızı, tanışŸıklıklarımızı takviye etmişŸ olacağŸız.''



-Ramazan ve medya ilişŸkisi-



Görmez, medyanın dini konuları anlamsız tartışŸma ve gerilim konusu olmaktan özenle kaçınmaya dikkat etmesinin takdire şŸayan olduğŸunu ifade eden Görmez, ''Elbette İslami konular kamuoyunda konuşŸulmalı ve gerektiğŸi ölçüde tartışŸılmalıdır. Ancak, bu konuşŸmalar asla reyting kaygısı ve magazin boyutunda olmamalıdır. İslami konular, İslami ahlak, yüksek bilgi ve hikmet çerçevesinde ele alınmalıdır'' dedi.



Ramazan'da yapılan bazı dini programlarda ''dini tecrübede kabul görmemişŸ birtakım zayıf görüşŸlerin, tedbiri ikinci plana iten tevekkül anlayışŸının ve reytingin de etkisiyle hüzün eksenli bir menkıbe ve dramatik din anlayışŸının'' öne çıkarıldığŸına işŸaret eden Görmez, ''Dini içerikli programlarda aslolan, İslam'ın genel, kuşŸatıcı ve doğŸru şŸekilde anlatılması olmalıdır'' diye konuşŸtu.



Görmez, Ramazan'a yönelik olarak 30 ilçeye müftü, camilere 9 bin görevli ve 500 vaiz atandığŸını, yurt dışŸında 179 diyanet çalışŸanın görevlendirildiğŸini, Alo 190 Dini DanışŸma ܇ağŸrı Merkezi'nin sabah 09.00'dan gece 23.00'a kadar hizmet vereceğŸini, Kur'an portalını hizmete soktuklarını belirterek, Diyanet TV'nin Ramazan'ın birinci gününde yayına başŸlayacağŸını aktardı.



-Arakan'daki insanlık dışŸı muameleler son bulsun-



Görmez, ''Ramazan-ı şŸerifin, Suriye'de akan kardeşŸ kanının bir an evvel durmasına vesile olmasını ve dünyanın gözünden uzak bir yerde, Burma'da/Arakan'da yaşŸayan din kardeşŸlerimize reva görülen insanlık dışŸı muamelelerin sona ermesine ve dünyanın muhtelif yerlerinde saldırılara ve zulümlere maruz bırakılan Müslümanların felahına vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum'' dedi.

 

 Haber 7

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90