banner102
 

Bismillâhirrahmânirrahîm...

Esselâmû Aleykûm ve Rahmetûllâhi ve Berakâtûh…

Bilindiği üzere vekâlet veren kişiye müvekkil, vekâlet verilen kişiye vekîl denir.

Tevekkül ise, vekâlet verilene güvenmek, inanmak ve teslim olmak demektir.

Rabbimiz(c.c.) buyurdu ki;

 “Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır (c.c.). Vekîl olarak Allah yeter.” (Nisâ – 132)

“Allah'a tevekkül et, vekîl olarak Allah yeter.” (Ahzab - 3)

Peki! Allah’ı(c.c.) vekîl edinmek, yâni Allah’a(c.c.) müvekkil olmak nasıl olur?

Vekâlet verdiğimiz bir avukata güvendiğimiz kadar Rabbimiz’e(c.c.) güveniyor muyuz?

Yada Rabbimiz’in(c.c.) tehditleri, bir icrâ mektubu kadar bize tesir ediyor mu?

Bir düşünelim!

Dünyalık önemli bir dâvâmız var, sağlam da bir avukatımız var. Bu dâvâyı kazanmak için, avukat ne derse onun söylediklerini harfiyyen uygulamaya gayret ederiz, yapmamamızı söylediği şeylerden de özellikle uzak dururuz.

Öyle ya!

İşin ucunda para var, arsa var, dünyalık menfaat var veya kaybedersek hapse girmek var, cezâ ödemek var…

Ne olursa olsun dâvâyı kazanmalıyız…

Dünyadan el etek çekelim demiyoruz, diyemeyiz de…

“Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.”(Kasas-77) âyet-i kerimesinde Rabbimiz’in(c.c.) buyurduğu üzere elbette ki dünyanın meşru’ nîmetlerinden faydalanmalıyız.

İyi ama! Ucunda cennet yada cehennem olan bir dâvâ için ne kadar gayret ve îtina gösteriyoruz ki?

Dünyalık bir dâvâmızın avukatı ne derse yaparken, âhiretimiz için, sonsuz bir cennet hayâtını kazanmak için,  vekîl edindiğimizi iddia ettiğimiz Rabbimiz’in(c.c.) emir ve yasaklarına riâyet etme konusunda ne durumdayız acaba?

Tuttuğumuz takımın gol pozisyonunu kaçırmasına üzüldüğümüz kadar bir vakit namazı kaçırışımıza üzülüyor muyuz mesela?

Allah’a(c.c.) ne kadar güveniyoruz ve teslim olabiliyoruz?

“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Her birinin (dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konulacakları yeri de O bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı)dır.” (Hûd -6) buyuran Rabbimiz’e(c.c.) rızık konusunda yeterince güveniyor muyuz?

 Yoksa en ufak bir imtihanla karşılaştığımız zaman, Kur’an’ımızda  Allah(c.c.) ve Resûlü’ne(s.a.v.) savaş açmak olarak târif edilen  fâize mi sarılıveriyoruz?

Dilimizle rızkı verenin Allah(c.c.) olduğunu söylerken, uygulamada işverenimizin bize vereceği maaş kadar Rabbimiz’in(c.c.)’in Rezzak sıfatına güveniyor muyuz acaba?

Rabbimiz(c.c.) buyurdu ki;

“Allah(c.c.) size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, artık ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak Allah'a(c.c.) güvenip dayansınlar.” (Âl-i İmran – 160)

Bu âyet-i kerimeye göre hayatımıza bir bakıverelim;

Dünyalık güç ve saltanatı olanları mı daha büyük görüyoruz, onlara mı daha çok güveniyoruz yoksa Allah’a(c.c.) mı?

Bir bakan arkadaşımız olsa, “bir telefonla işimi hallederim” diye düşündüğümüz gibi Allah’a güvenme konusunda da bu kadar rahat ve tereddütsüz olabiliyor muyuz?

Bütün bu soruları kendimize sorduğumuzda vicdanımızdan alacağımız cevap, îmânımızın kalitesini gösterecektir.

Allah(c.c.)’ın bir lütfu olarak Yusuf’un(a.s.) kuyudan çıkabilmesine, Musa’nın(a.s.) denizi yarabilmesine, Hâcer’in(a.s.) zemzemi bulabilmesine, İbrahim’in(a.s.) ateşten kurtulabilmesine, İsmâil’in bıçaktan kurtulabilmesine, sayı ve silah açısından az olan toplulukların sayı ve silah olarak daha çok olan topluluklara gâlip gelmesine sebep olan şey, SAĞLAM ÎMAN VE SAĞLAM TEVEKKÜL sâhibi olmalarıdır.

Her biri ayrı bir ders konusu olan bu misaller ve daha başka birçok tevekkül misâlini, ibret almamız için bize öğreten Rabbimiz’(c.c.), şu âyet-i kerîme ile, şeytanın da gerçek tevekkül karşısında hiçbir etkisinin olmadığını öğretiyor bizlere…

Gerçek şu ki; şeytanın, inanan ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimseler üzerinde bir hâkimiyeti yoktur. (Nahl – 99)

Rabbimiz(c.c.), bizleri gerçek mânâda tevekkül ve tereddütsüz îman sâhibi olan kullarından eylesin!

Allah’a emânet olunuz!

Esselâmû Aleykûm!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90