2014-12-27 14:57:24

AKP-Cemaat kavgasının bedelini millet ödüyor!

Hamit KÜÇÜKAKYÜZ

hamitk1978@hotmail.com Twitter: @HamitKucukakyuz 27 Aralık 2014, 14:57

AKP Hükümeti ile cemaat arasındaki savaş şiddetini artırarak devam ediyor. En son cemaatin yayın organlarının üst düzey yöneticilerine yapılan gözaltı operasyonu ve tutuklamalarla gerilim yeni bir boyuta taşındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'dönemin başbakanı' iken sarfettiği, "inlerine gireceğiz!" ifadesi şu günlerde yine kendini göstermeye devam ediyor. Cemaatin yayın organlarının üst düzey yöneticilerine yapılan yargı operasyonuna dayanak ise dizi senaryosu ve birkaç makaleden ibaret.

17 ve 25 Aralık'ı meşru hükümeti devirme olarak gören AKP Hükümeti, bunun bedelini cemaate ödetmek için elinden geleni ardına koymuyor. Fakat bu noktada hafızalarımızı tazelemekte yarar var. Bilindiği üzere 17 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde hedefinde bakanlar, bakan çocukları gibi üst düzey isimlerin bulunduğu yolsuzluk operasyonunda ele geçirilen paralar için AKP'li pekçok isim 'o paraları paralelci polisler' oraya koydu' ifadesini kullanmıştı. Ama geçtiğimiz günlerde bu paraların yolsuzluk operasyonunun 1 numaralı ismi İran kökenli Reza Zarrap'a ait olduğu ortaya çıktı. Hatta bu paralar yasal faiziyleyle Zarrap'a geri ödendi. Öte yandan bu operasyonlarda gözaltına bakan çocuklarının babaları olan bakanlar, şimdilerde Yüce Divan'a gönderilmek için meclis komisyonunda beklemedeler. Hatta Başbakan Davutoğlu, 'yanlış yapan kardeşimiz de olsa kolunu kopartırız' diyerek üst perdeden tepki göstererek tavrını belli etti. Tüm bunların yanında geçtiğimiz haftalarda yolsuzluk iddialarını içeren yasal dinleme kayıtlarının devletin resmi kurumlarından Adli Tıp tarafından 'tapeler montaj değildir' denilerek onaylanması da olayın gerçeklik boyutunu bir kez daha ortaya koydu. 

Bunca realiteye rağmen AKP'lilerin '17 ve 25 Aralık'ı hükümeti devirmeye yönelik bir darbe' olarak nitelemesi gerçekçilik taşımıyor. Şimdilerde ise medya gücü kullanılarak algı oluşturma çabası ile cemaatin üstüne giderek tüm bu fecaat derecesindeki skandallar örtbas edilmeye çalışılıyor. Cemaati paralel örgüt olmak ve hükümeti devirmeye çalışmakla suçlayanları, "bugüne kadar nerdeydiniz? Cemaate en güçlü dönemini yaşatan sizler değilmiydiniz? Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan, cemaat için ne istediniz de vermedim, demedi mi?" diye soru bombardımanına tutmak gerek ama mübareklerin hiçbiri bu soruları cevaplamak bi yana duymak bile istemiyor! Öyle ya daha 1-2 yıl öncesine kadar,Fethullah Gülen'i vatan hasreti ile yanıp tutuşan hizmet sevdalısı ilan ederken bugün paralel örgütün başı ilan eden de sizsiniz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye sormak hakkımız değil mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, AKP diğer yetkililerin cemaate yaptıklarının bedelini ödetme konusunda haklı gerekçeleri olabilir. Ama milletin de siyasi iktidara, geçmişte kanka olduğunuz şahısları bugün darbeci, terörist diyerek hedef tahtasına oturtmanın daha doğrusu bizzat darbeci, terörist muamelesi yaptığınız kişileri geçmişte devletin en kritik noktalarına sokmanın bedelini ödetmesi de gayet doğaldır.

Türkiye son 1 yıldır yaşanan AKP-Cemaat kavgasından bıktı usandı. Öyleki milletin gerçek gündemi olan işsizlik, yoksulluk, adaletsiz gelir dağılımı gibi konular konuşulmuyor. Hangi tvyi açsanız AKP-Cemaat kavgası alıp başını gidiyor. 600 milyar doları aşan borçtan, yüzde 10'ları geçen işsizlikten, patlayan cari açıktan, ülkeyi yılan gibi sarıp boğan faiz lobisinden bahseden yok. Bu kısır döngü içinde devam eden savaş bir yandan ekonomideki felaket tablosunu örterken, öte yandan terör örgütü pkk'nın güçlenip devlete daha fazla kafa tutar hale gelmesini sağladı. Terör örgütü kandilden talimat gibi talepler sıralarken, eğer bunları yapmazsanız diye gözdağı vererek güneydoğudaki illerde ayaklanmalar çıkarıyor. AKP Hükümetini bu noktada tedbir alması gerekirken pkk'nın ekmeğine yağ sürercesine güneydoğudaki illerimizde illegal yapılanmalara göz yummması da işin cabası oldu. pkk, kck yapılanması ile dağa eleman alıyor, kendi kolluk teşkilatını kuruyor ama 'bizimkiler' çözüm süreci diye seslerini çıkarmıyolarlar. 

Bu yaşananların bedelini millet ödemek zorunda mı? 

Böyle devlet yönetilmez.
Bu en hafifinden gafletttir.
Gafletin sadece bir adım ilerisi de ihanettir!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.