Hepimiz bu haftaya kahramanca yapılan bir operasyon (!) haberiyle başladık. Süleyman Şah Türbesi başarılı bir operasyonla yıkılmış ve türbe oradan tahliye edilmiş; yani geri çekilmişiz. Bunları yaparken de kimseden izin almamışız. Sana ait olan bir topraktan geri çekiliyorsun diye sana kim ne desin ki zaten? Şimdiye kadar orada nöbet tutan askerlerimiz neden nöbet tuttular? Eğer güvenlik tehdidi olan yerde çözüm geri çekilmekse Çanakkale'de neden 250 bin şehit verdik?
Şimdi gelelim bu yapılan hamlenin Anayasa'ya aykırı olan kısmına. Öncelikli olarak Anayasa'mızın 3. maddesini bir inceleyelim.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.
Anayasamızın 3. maddesinde, “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” denilerek ülkenin bölünmez bütünlüğü ilan ediliyor. Bu hükme göre:
Ülkemizin bir parçası yabancı bir devlete verilemez. Yani devletimizin ülkeyi oluşturan topraklarını terk etme veya devretme yetkisi yoktur. Daha açık bir ifadeyle söylemek gerekirse; Türkiye Cumhuriyeti, ülkesini oluşturan bir toprak parçasını başka bir devlete bırakamaz.
Öyleyse bu toprak kaybı Anayasa'ya aykırı değil mi? Türk Ceza Kanunu ne diyor bu konu hakkında, bir de ona bakalım:
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak
MADDE 302. - (1) Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, Devletin birliğini bozmak, Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak, Devletin bağımsızlığını zayıflatmak amacına yönelik elverişli bir fiil işleyen kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Sonu pek hayırlı olmayan kötü bir sürece doğru gidiyoruz...
Allah (cc) devletimize milletimize zeval vermesin.
İdarecilerimize hidayet, dirayet ve basiret nasip etsin...