EYVAH; BİZ YİNE SİYONİZMİN OYUNUNA GELDİK

OF

Of’ta Fetih Gecesi coşkuyla kutlandı. Gecede konuşma yapan Süleyman Akyüz Hocaefendi çarpıcı mesajlar verdi

Anadolu Gençlik Derneği’nin ülke genelinde yüzlerce noktada düzenlediği Mekke'nin Fethi’nin 1383. yıldönümü programı, Of’ta da Süleyman Akyüz Hocaefendinin katılımıyla Of Belediye Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

Program İstiklal Marşı ve Of Zehra Hatun Kur'an Kursu öğreticisi Osman Kağıt hocanın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlatıldı. Ardından Anadolu Gençlik Of Temsilcisi Hasan İnan kürsüye gelerek Fetih ve noel hakkında açıklamalarda bulundu.

İnan, "Allah (Celle Celalühü) adına yapılan bu mücadelede, insanın hür iradesinin tecelli etmesine engel teşkil eden her türlü yapılanmanın, her türlü şeytanı düşüncenin, toplumlar ve insanlar üzerindeki baskısı kırılmadan, Allah'a (Celle Celalühü) kulluk kesinlikle gerçekleşmez. Böylesi bir toplumda özgürlükten de asla bahsedilemez" dedi.

İnsanların Mekke'nin Fethinden önceki günlerde olduğu gibi bu günlerde de özgürlük adına, derin bir köleliğe itilip mahkum edildiğini iddia eden İnan, "İslam toplumundaki bu fetih ruhu var olduğu müddetçe şeytan iktidarları asla rahat hareket yapamayacaklardır" diyerek noel kutlayanlara göndermede bulundu.

Fetih gecesi, bölgemizin önde gelen alimlerinden Süleyman Akyüz Hocaefendinin günün anlam ve önemine binaen yaptığı sohbetle devam etti.

Mekke'nin Fethini günümüz olayları ile kıyaslayarak anlatan Akyüz Hocaefendi, ara ara gür bir sesle tekbir getirterek salondakilerin heyecanını artırdı.

CENAB-I HAK HERKESİ CENNETE DAVET EDİYOR

Allah'u Teala'nın bütün insanları cennete davet ettiğini, fakat herkesin bu davete iştirak etmediğini ifade edem Akyüz Hocafendi,"Cenab-ı Hak ezeli ilmiyle kimin bu davete iştirak edeceğini biliyor, dolayısıyla davete iştirak edenleri İslam defterine yazmış, diğer bir kısmını da Şakiler defterine yazmıştır" dedi.

MÜSLÜMANLAR BÖYLE BİR DÖNEM GEÇİRMEDİ

Müslümanların mutlaka bulunduğu zaman ve şartları bilmesi ve buna göre mücadele etmesi gerektiğini söylenen Akyüz Hocafendi, "Günümüzün en büyük tehlikesi, Müslümanların batıl sistemlere teslim olması ve daha da kötüsü bu sistemlerden razı olup sistemle birlikte Müslümanlığı yaşayacaklarını zannetmeleridir. Ülkemizde de bir çok Müslüman rahatlıkla ibadatlerini yapdıklarını ve buna kimsenin karışmadığını söylüyor. Bu Müslümanlar; camilere rahatlıkla gidebildiklerini, çocuklarını Kur'an Kurslarında okuttuklarını ve rahatlıkla okullara gidebildiklerini söylüyor. Bu Müslümanlara sormak lazım; hergün tonlarca içki tüketilen, devlet eliyle kumar oynatılan ve kadın pazarlanan bu sistemden Cenab-ı Allah (Celle Celalühü) razımı?" diyerek soru sorarak devlet eliyle oynatılan kumara “milli” kelimesinin verilmesini sert bir dille eleştirdi.

BÖYLE RAHAT ÜLKE GÖRÜLMEMİŞ (!)

Milletimiz ülkemize Müslümanlık geldiğini zannediyor diyen Akyüz Hocafendi, "Sanki böyle bir rahat ülke görülmemiş gibi zanneden insanlar başörtüsü serbest oluyor diye sevinç yaşıyorlar. Halbuki Cenab-ı Allah (Celle Celalühü) sadece “başörtüsü serbesttir” diye bir ayet göndermemiş. O (Celle Celalühü) "Ey Peygamber; hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle baştan aşağıya güzelce örtünsünler. Bu onların hür ve namuslu kadın olduklarının bilinmesi, eziyet görmemeleri için daha hayırlıdır" buyuruyor. Tabi yıllarca baskı ve zorla açılma olduğu için şimdiki serbestliği gören müslümanlar ülkeye İslam geldiğini zannediyorlar" diyerek günümüz müslümanlarının algı anlayışlarını ortaya koydu.

EYVAH; BİZ YİNE SİYONİZMİN OYUNUNA GELDİK

Gayrimüslimlerin en büyük hedefinin Müslümanlardan cihad ruhunu koparmak olduğunu belirten Akyüz hocafendi, Türkiye'de son uygulanan tatbikatın bu olduğunu ifade ederek sözlerine şu şekilde devam etti:

Yeni yaptıkları tatbikatla beraber Müslümanları uyuşturarak büyük bir çoğunluğundan cihad ruhunu aldılar. Cihad ruhu olmayan Müslümanların devamı için günümüzde de yeni yeni filmler çevirmeye başladılar. Maalesef oynadıkları bu oyunlara en sağlam Müslüman dahi kanıp yanlış yolda gidenleri masum görmeye başlayarak hemen saf değiştiriyor. Aynı oyunları Demirel zamanında da yapıp, komünistler geliyor diye yıllarca Müslümanları kandırdılar. İş işten geçtikten sonra da "vay anası be aldanmışız" dediler. Günümüzde de oynanan oyunları ileriki zamanlarda anlama imkanını elde edenler olacak ve yine iş işten geçecek ve pişmanlıkları bir işe yaramayacaktır.

SAYI İLE ZAFER KAZANILMAZ!

Müslümanların kazandığı birçok zafer, zayıf oldukları halde kazanılmıştır. Bundan dolayı zaferin çoklukla değil iman gücüyle kazanıldığını bilmemiz gerekiyor. Bu konuda Cenab-ı Allah (Celle Celalühü) bizleri uyararak "Allah'ın izniyle nice az topluluklar, çok topluluklara galip gelmiştir." buyuruyor. Bu uyarı bize geçmişte olduğu gibi günümüzde de ışık tutması lazım.

İMANI GÜÇLÜ OLANLARIN YARDIMCISI CENAB-I ALLAH'TIR

Bir Müslüman elçi öldürüldü diye Sevgili Peygamberimiz (Sallahu Aleyhi Vesellem) Bizans'a savaş açıyor ve 3 bin kişilik ordu gönderiyor. Realiteye göre baktığımızda o gün, Dünyanın yarısı kadar olan Bizans'ın karşısında 3 bin kişilik ordu ne yapabilir? Tabi ki güçlü bir iman ile kazanılmayacak zafer olmaz. İmanı güçlü olanların yardımcısı Cenab-ı Allah'tır (Celle Celalühü). Bir kişiye veya bir orduya Allah (Celle Celalühü) yardım ederse, onun karşısında kimse galip gelemez. Bu, dünyanın süper gücü de olsa fark etmez.

SAĞA SOLA GİDENLERE BENDEN HABER GÖNDERİN

Birçok Müslümanın, kimlerin ve ne için kurduğunu bilmeden sadece oy çokluğunu görerek teşkilatlara destek verdiğine şahit oluyoruz. Bazen güzel işler yapıyorlar diye destek verilen teşkilatları kimler kurdu? Bunlar Allah (Celle Celalühü) için mi kuruldu? sorularını her Müslümanın sorması ve yeterli derecede araştırma yapması lazım. Hem ülkemizde yıllar önce kurulmuş bir teşkilat varken bu insanlara ne oluyor da başka tarafa kayıyorlar? Allah (Celle Celalühü) rızası için kurulmuş bir teşkilat varken bir takım bahanelerle bu teşkilattan ayrılıp başka yola sapılmaz. Daha güzel işler yaparım veya yapıyorlar diye var olan bir teşkilatı bölmek çok büyük bir yanlıştır. Bu düşmanların ekmeğine yağ sürmekten başka birşey değildir.

AKILLI BİR ADAM BEN ATEŞE TALİBİM DERMİ?

Konuşmasının son bölümünde İslam ordusu ve onun komutanlarından bahseden Akyüz Hocaefendi, İslam komutanlarını günümüzle kıyaslayarak önümüzdeki yerel seçimlerde aday olanlar hakkında şu cümleleri kullandı:

Bir insanın durup dururken bir makama talip olması İslam inancına göre ateşe talip olması demektir. Geçenlerde Trabzon'da asılan bazı afişler dikkatimi çekti. Bu afişlerde "Ben Belediye Başkanlığına talibim" diye yazıyordu. Hayret ettim, hiçbir akıllı Müslüman ateşe talip olur mu? diye düşündüm. Çünkü Sevgili Peygamberimiz (Sallahu Aleyhi Vesellem) "Görevi sana zorla verecekler" buyuruyor. Konuyla ilgili olarak İmam-ı Azam'a zamanında Kadılık görevini vermek istediler fakat kendisi istemeyince hapsettiler ve hapiste canını teslim etti. Bizimde İmanımız bu şekilde olmalıdır. Bununla ilgili Cenab-ı Allah (Celle Celalühü) "Emanetleri ehline verin" buyuruyor. Dikkat edin alın demiyor, verin diyor.

Mekke'nin fethinden önce mücadele edenlerin mükafatı, Mekke'nin fethinden sonra mücadele edenlerin ki gibi değildir. Bu günümüzde de aynıdır. Şu zor dönemde mücadele eden Müslümanlar ile İslam hakim olduktan sonra mücadele edenleri ki gibi olmayacaktır. Bundan dolayı yaptığımız çalışmalara çok daha fazla önem verelim ve Hakk'ın hakim olması için elimizden geleni yapalım. 

Diğer Videolar için : //www.youtube.com/watch?v=awXrK5UveNI&list=UUsy-clK73397v0Lb196uPDg

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.