2015-06-02 15:21:00

Sarayın Şarlatanları ve Hocalarımız

Ömer Yusuf

omeryusuf@ofunnabzi.com 02 Haziran 2015, 15:21

Hamd alemlerin rabbi olan Allah( c.c) ' a mahsustur. Bütün alemlerin yaratıcısı kalplerin yegane sahibi odur.

Salat ve selam zulmün en büyük savaşçısı hak davanın en büyük neferi olan Muhammet Mustafa (S.a.v) üzerine olsun.

Selam Allah(c.c) 'ın bu kutlu davasında Resullah (S.a.v)'ın yolundan ayrılmayan ashabının üzerine olsun.

Selam Allah (c.c)'ın hükümlerinin yeryüzüne hakim kılmak için canıyla, malıyla, diliyle mücadele eden mümin ve müminelerin üzerine olsun.

Sarayın şarlatanları aldı başını gidiyor bu dönemde: Sarayın şarlatan hocaları,şarlatan iş adamları, şarlatan yazarları, şarlatan mebusları ve bürokratları. Sarayın ihtişamına o kadar kendini kaptırmış ki bu şarlatanlar, çevresinde olup bitenleri ne görebiliyor, ne duyabiliyor nede işitebiliyor. Onların görevi kah makam ve mevki ile kah üç beş kuruşla kah bir okşamayla kendilerine emir ferman buyuran efendilerinin emirlerine eksiksiz yerine getirmekten ibaret.

Bu şarlatanlar sayesinde hakikatler gölgeleniyor, yanlış bilinenler doğrulanıyor, doğru olanlar ise usta bir manevrayla yanlış ilan ediliyor. Kamufle etmek, gözleri başka yöne çevirmek, kavga çıkarmak, sarayın menfaati söz konusu olduğu zaman herkesi bir şeyci ilan etmek, hırsızlığa, yağmacılığa, kibriyata başka anlamlar yüklemek; şarlatanların ifa etmiş olduğu görevlerin yanlızca bir kaç tanesini temsil ediyor.

Bu kadar enaniyet sahibi, gözünü makam hırsı bürümüş, bundan dolayı A.B.D ' nin ve onun babası siyonistin kuklası olmuş ve bunların uğruna Irak'ta milyonların katledilmesine, Avupa Birliği uyum yasası çerçevesince zinanın serbest bırakılmasına, domuzun kasaplık et sınıfına girmesine, toprak satışlarının 30 katına çıkarılmasına, Libya'nın tarumar edilmesine, Suriye'de ki müslümanlara zulum edilmesine, Mavi Marmara da 9 vatandaşımızın şehit edilmesine, müslüman coğrafyanın kan gölüne dönmesine rağmen, islam birliğini bir kenara atarak tarihte ilk kez Avrupa Birliği bakanlığı kurularak bu kapılarda telef olunmasına,Mısır da laikliği pazarlayarak bunu kabul etmeyen Mursi'nin alaşağı edilmesine, çırağının faize helali hoş olsun, Allah sayısını arttırsın demesine neden olan zatlara göz yuman şarlatanların çoğunu anlıyorum da, bu şarlatanların arasına katılan değerli bildiğimiz hocaları ve avenesini maalesef bir türlü anlama cihetine giremiyorum.

Mitinglere kurslarını tatil etme delaletiyle katılan ve açık bir partili gibi davranan sözde bu hocalara yukarıda saymış olduğum maddeleri Allah hakkı için, Peygamber hakkı için açıklanmasını istiyorum ve artık yeter diyorum. Sizin üç kuruşluk menfaatiniz, makamınız, rahatınız bir müslümanın bile ölmesinden kıymetli değilken siz milyonlarcasına göz yumuyorsunuz. Az bir paha karşılığı ahiretini satan yahudi alimlerinden ne farkınız kaldı. Dilsiz şeytan olanlardan ne farkınız kaldı.

Özellikle belli bir yaşı geçmiş olan taifeye söyleyecek sözüm yok, Allah'tan umut kesilmez ama görmeyen gözlerinin açılması çok zor. Daha genç hocalarımıza yalvarıyorum ne olur elinizi vicdanınıza koyun ve öyle düşünün. Bu işin vebali hangi makama, hangi mevkiye değer. Rahmetli Muhsin Yazıoğlu'nun söylediği gibi '' biraz sonra yaşayacağımız dahi belli olmayan bu dünyada bu kadar fırıldak olmaya gerek var mı?'' Dosdoğru olun, yamulmayın, yıkılmayın, hocalarınızı Rab yerine koyarak onların fikirlerini hakkın önüne geçirmeyin.

Şunu da belirtmekte fayda görüyorum; bir kaç hoca müsveddesinin bir siyasi partinin mitingin de bulunup boy boy pozlar vermesi, Mahmut efendi hazretlerini bağlamaz. Bunların yaptıkları İsmailağa vakfını bağlayabilir bu onların sorunu. Ayrıca İsmailğa vakfının resmi olarak Mahmut efendi ile bağlantısı yoktur. Efendi üzerinden rant devşirmeye çalışanlar alçaktırlar, şarlatandırlar. Efendinin ikemetgahı Beykoz Çavuşlu'dur. Söz söylemek isterse sürekli yanın da bulunan bacanağı Muhammet Keskin hoca vasıtasıyla o da resmi ve yazılı olmak kaydıyla sözünü söyler. Bunu daha önce yapmıştır ve bundan sonra da böyle yapacaktır. Diğer şarlatanların onun adına söyledikleri toz hükmündedir. Arkasından iş çevirenler bunun hesabını burda olmasa da mahşer de verecektirler.

Bizim bu hakikatleri söylememizin birilerini rahatsız ettiğini biliyoruz. Fakat onlara üstad Sezai Karakoç'un şu şiiri ile cevap veriyoruz.

'' Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak..Halbuki; Biz sussak tarih susmayacak..Tarih sussa hakikat susmayacak..

Onlar sanıyorlar ki,bizden kurtulsalar mesele kalmayacak..Halbuki; Bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar..Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar..Tarihin azabından kurtulsalar, Allah'ın azabından kurtulamayacaklar''.

Es-selamu Aleyküm...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.