Güzel ülkemizde siyasi olayların cereyan ettiği hatta muhtarlık secimi yüzünden kavgaların olduğu şu günlerde, insanlar bazı şeyleri unutuyorlar. Bazıları da bu süreçte insanları uyutuyolar!
Ben siyasetten bahsetmeyip tamamıyla başka konudan bahsedeceğim. Güzel Of’umuzda çok sayıda esnaf arkadaşımla konuştum, işlerini sordum ve yüzde doksan dokuzundan aldığım cevap; Allah'a şükürler olsun, idare ediyoruz, oldu. Fakat kendileri ile sohbeti biraz ilerlettikten sonra, gerçekler birer birer ortaya çıkıyor. İnanın bir ekmek parası siftahla iş yeri kapatan var. Sebep sordum, ne oluyor diye, çok sebep sayanlar oldu, ama bir tanesi çok dikkatimi çekti. Diyor ki esnaf arkadaş: 'Bizde bereket yok' Evet biraz düşününce ne demek istediğini sanırım anladım. Ama şu bir gerçek; bereket ve Allah'ın rahmetini kazanmak için ne yapıyoruz veya ne yapmalıyız, bunu düşünmek lazım.
Eskiden büyüklerim, sabah namazına kalkıp hemen evlerinin kapısını acarlardı. Bizde merak ederdik, neden böyle yapıyorlar d,ye. Büyüyüp aklı selim olmaya başladığımız da, bunun neden yapıldığını anlamaya başlıyoruz. Allah (cc) rızık meleklerini sabah yeryüzüne gönderir ve açık kapılardan içeri rızıklar dağıtılır. Kapın açıksa nasibini fazlasıyla alırsın, ama kapın kapalıysa melekler belki açarsın diye biraz bekler, kapı açılmazsa giderler. İşte bu olayın özeti bu.
Ne yapmak gerek? Bilhassa Oflu esnaf arkadaşlarımızın yapması gereken sabah namazına kalkmak ve namaz kılındıktan sonra yatmamak olmalıdır. İşyerlerinin kapısını açmak ve rızık meleklerini beklemek gerek. Rahmet kapılarını genişleterek açmak daha da iyisi, sabah namazını camide kılmak hem cemaat sevabını alırız, hem de cami cemaatinin sayısı artar. Hem işyerlerimizi açarak bereket kapısını iyice açarız. Sabah güneş doğmadan işyerleri açılmalıdır ve bilinmelidir ki. Allah'ın bereketi rahmeti sonsuzdur. Bu dediklerimi namaz kılmak hariç en iyi yapan toplum hangisidir. Biliyor musunuz; hiç sevmediğimiz, sevemediğimiz Yahudi toplumudur. Onlar güneş doğmadan kalkarlar, evinin kapısını açarak işyerlerine giderler. Çocukları da aynısını yapmaya alıştırırlar. Çünkü onlar bu konuyu bizden daha iyi biliyor ve uyguluyor. Yahudiler Kur'an-ı azimuşşanın Ayetlerini belki de bizden daha iyi anlamışlardır. Rızık hakkındaki ayetleri iyi çözmüşler ama inatları ve küfürleri yüzünden inanmıyor gibi yapıyorlar. Yoksa Yahudiler Kur'an-ı Kerim'inin işlerine yarayan ayetlerini bizden çok daha iyi uyguluyorlar. Bir Yahudi başbakanına sormuşlar; Müslümanlar ne kadar tehlikeli diye. Oda: Şuanda tehlikeli değiller, demiş. Peki ne zaman tehlikeli olurlar sorusuna cevaben şöyle demiş: Sabah namazlarında cemaat, caminin avlusuna taştığı an onlardan korkun ve kaçabildiğiniz kadar uzağa kaçın, demiş. Belki kurtulursunuz onlardan.
İşte çok değerli Oflu esnaf arkadaşlarım; var mısınız sabah namazlarını camide kılmaya. Var mısınız sabah namazından sonra güneş doğmadan işyerlerimizi açmaya. Bir çok konuda isim yapmış Oflular olarak var mısınız?
Ülkemizde bir ilki gerçekleştirmeye ve Oflu esnafların adını altın harflerle tarihe yazmaya. Hem dünyamızı kurtarmış oluruz, hem de ahiretimizin kurtulmasına vesile oluruz. Hem kazancımız bereketli olur, hem ruhumuz manen doyuma ulaşır.
Ayhan Kondel (Esnaf)
işiniz gücünüz müslümanları asıl gündemlerinden uzak tutmak...