banner102

              Benim gibi, Milli Görüş hareketinin çağlar boyu sürüp gelen ve çağların ötesine hitap eden bir hareket olduğunu düşünenler için, siyaset alanındaki temsilcilerinin gerekli oyu alıp almadıklarının hiçbir önemi yoktur. Gönül isterdi ki, kendimizi insanımıza yeterince anlatabilelim, insanlık adına ortaya koymayı hayal ettiğimiz adalet ve insanlık medeniyetini en kısa zamanda kuralım, insanlığın bir sömürü çarkı içerisinde ezilmesinin önüne geçerek herkesin insanca yaşamasını öngören inanç sistemimizi devreye sokalım. Ancak, gerek bizim yeterince gayret göstermememiz ve hatta samimiyet ve fedakârlık noktasında ciddi kusurlarımızın olması ve gerekse de milletimizin mevcut yapıyı her açıdan yeterli gören yaklaşımı bize bu imkânı tanımamaktadır.

              Bende ki inanç ise, her yenilgi zannedilenin aslında büyüyen bir zafer olduğunu düşünen biriyim. Ümidimi hiç kaybetmedim, her denemenin bir tecrübe olduğunun bilinciyle baktım her seçime. Ve her seçim Milli Görüşün ne kadar haklı olduğunun yeni bir ispatı olur benim için. Ümmet adına, insanlık adına, milletim adına ne kadar büyük bir sorumluluk altında olduğumu yeniden hatırladım. Atılan her adım ümidimi artırıp, azmimi kamçıladı.

             Uzun süredir parti çalışmalarının adeta askıya alındığı, teşkilat mensuplarımızın   ümitlerini kaybettiği zannediliyordu. İşlerimizin yoğunluğu partiyi yeterince takip etmemize izin vermediği için, şahsen ben de çalışmaların askıya alındığını zanneder hale gelenlerden biriydim. Beni tekrar gelecek adına olumlu duygulara yönelten bir faaliyet bunun böyle olmadığını bana yeniden göstermiş oldu.

              Saadet Partisi Güngören İlçe Başkanı Adnan Hacıabdullahoğlu kardeşimizin teşvikiyle, 2015-Aralık Ayı İlçe Şurası’na katıldık. Sebep olduğu için kendisinden Allah razı olsun.  Bu, bu güne kadar yapılmamış bir şeydi. Ne Adnan başkan ne de önceki başkanlar böyle bir toplantı düzenleme gereği duymamışlardı. Güngören’de ikamet eden öğretmen ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin davet edilerek görüşlerine başvurulduğu bu toplantı hem ilk olması hem de verim açısından çok güzel oldu. İkinci bir güzellik ise; Güngören/Saadet Partisi’nin kuruluşundan bu güne kadar ilçe başkanlığı yapmış olan isimlerin, Köksal Şenel, Mehdi Raif Kurşun ve son nöbetçimiz Adnan Hacıabdullahoğlu’nun sergiledikleri kardeşlik görüntüsü idi. Saadet Partisi kurulduktan sonra Güngören İlçesinde belediye başkan adayı olmuş olan Mehmet İpekçi, Köksal Şenel ve Abdulkadir Çelebi. Hepsi bir aradaydı. Beni asıl duygulandıransa, Güngören ilçesinin dokuz mahalle olduğu Refah Partisi döneminden dört mahallesinin başkanları; Ahmet Sandıkçı, Celal Salcı, Hasan Kaymak ve ben bir aradaydık ve uzun süredir böyle bir ortam olmamıştı. Doğrusu böyle bir fotoğraf her zaman ele geçebilecek bir şey değildir.

              İlk konuşmayı Adnan Bey yaptı. Açılış konuşmasında önemli konuları dile getirerek; “İnsanlık bu gün yaşamak zorunda bırakıldığı bu hayattan kesinlikle memnun değildir.  İslam âlemine huzur gelmesini istiyorsak, rahmetli Erbakan hocamızın da her zaman söylediği gibi, “önce ahlak ve maneviyat”, sonra “yaşanabilir Türkiye”, daha sonra “huzurlu bir dünya” istiyorsak D8’lerin ihya edilmesi gerekir, aksi halde huzur olmaz,” diyen Başkan, daha sonra bir babayla çocuk arasında geçen bir hikâyeyi aktardı. “Pazar günü çocuk parka gitmek, baba ise dinlenmek ister. Çocuğun ısrarından kurtulamayan adamın aklına bir şey gelir. O günün gazetesinin verdiği dünya haritası ekini birçok parçaya bölerek oğluna verir. “Şunu tekrar bir araya getirerek dünya haritasını oluştur, ben de seni parka götüreyim” der ve rahat bir nefes alarak istirahat etmeye başlar. Ama çocuk çok kısa bir zamanda gelir ve: “Baba dünyayı düzelttim” der. Baba; “olamaz” der ama bakar ki olmuş, “aman evladım, bu nasıl olur” deyince, çocuk gazetenin arkasını çevirerek “bak baba”, der, “arkada insan resmi var. Ben onu düzelttim, insanı düzeltince dünya da düzeldi” der. Adnan başkan sözünü, “bizler düzelirsek dünya da düzelecek” diyerek tamamladı ve kürsüyü misafirlerine bıraktı.     

              İkinci konuşmayı Saadet Partisinin ilk İlçe Başkanı ve Belediye başkan adayı da olan Köksal Şenel Bey yaptı. Kürsüye gelen Köksal Bey Milli Görüş Belediyeciliğini hatırlattığı konuşmasında özlemlerini dile getirdi. “Biz önceleri on bin, elli bin,  yüz bin kişilik mitingler yapardık. Artık havamızı aldılar. Öyle mitingler düzenleyemez olduk. O günlerin heyecanını da elimizden aldılar.   Biz, o gün ki heyecanımızla belediyeyi alınca Güngören’in alt yapısının tamamının ve üst yapısının da yarısından fazlasının sorunlarını iki yılda çözdük.  Bu vakaya bütün Güngören halkı şahittir.” 

             Daha sonra, yine Belediye Başkan adayımız olan Mehmet İpekçi Bey kürsüye geldi. Özeleştiri yaptığı konuşmasında; “Bütün belediye başkan adayı ve ilçe başkanlarımızın konuşmalarına katılıyorum. Ancak bu işler konuşmakla da olmuyor, ben önce kendime söylüyorum ki herkes şahit olsun. Bizler konuşunca diyoruz ki, 1970’den bu tarafa her zaman Milli Görüşçü olduk ve olmaya da devam edeceğiz. İyi de,  biz o zamanlar genç idik. Şöyle yaptık, böyle yaptık. Tamamda, şu an bizler ihtiyarladık, hiç birimizin çocuğu burada değil, peki, bu dava yarına nasıl taşınacak?  Hepimizin evinde, bizim 70’li yıllardaki gençliğimiz gibi gençlerimiz var. Sanırım şu anki Milli Görüşün pazarlama sıkıntısı var. Kendimizi çocuklarımıza dahi ifade edemiyoruz, neden? Karşı taraf senin anlattığın kadar değil, kendisinin anladığı kadar seni anlar” diyen Mehmet Bey konuşmasını bu konu etrafında şekillendirdi.  

               Üçüncü olarak Mehdi başkan kürsüye gelerek selamlama konuşması yaptı. “Bizim inancımızda tesadüf olmaz. Bizde her şey mutlaka Allahın iradesi ile olur”  diyen Mehdi başkan yüreklerimize su serpti.

                Güngören’deki son Belediye Başkan adayımız olan Abdulkadir Çelebi Bey kürsüye gelerek, çocukluğunda köyde yaşamış olduğu bir olayı anlattı. “Bir gün ahırdaki ineklerin kulaklarının ve ayaklarının yenmiş olduğunu gördüm ve anneme: “Bu ineklerin ayaklarına ve kulaklarına ne oluyor” diye sordum. Annem de: “Oğlum, bunları fareler yiyor” dedi. Ben de anneme: “İnek buna nasıl müsaade ediyor” deyince annem: “Oğlum, bunu inek anlamıyor ki, fareler yerken arada bir üflüyor, ağzından farklı su salgılıyor, ineğin bir nevi hoşuna gidiyor” diyerek cevap verdi.” Bu örnekten yola çıkan Abdulkadir Bey, “sistemin bizleri nasıl üfleyerek yediğini ve bu hayattan da memnun olduğumuzu tepkisizliğimizden de anlamamız gerekir” diyerek sözlerini bitirdi.   

               Son olarak İlçe Divanımıza ilden iştirak eden İl Başkan Yardımcımız Av. İbrahim Yıldız kürsüye geldi. Gecenin konusu olarak “sosyal hayatta neler oluyor” meselesini konuşan Yıldız, sosyal ve toplumsal yapımızdaki çöküntülerden bahsetti.  “Ekonomide borçlandık, ahlaken çöktük,  bu günü yarına taşıyacak insanı yetiştiremedik.  Bundan 30 yıl önce ülkemizde evlenme yaşı 17-18 iken bugün 30’un üzerine çıktı. İnancımızla, örfümüzle, hiç ilgisi olmayan kontrolsüz yasalar çıkardık. Aileler kendi içlerinde çözülmeye başladı. Suç oranları arttı, cezaevleri son kapasite doldu, refah düzeyi yükselenler alttakileri unuttu. Hâlbuki bizler öyle bir peygamberin ümmetiyiz ki, o, Mekke’nin fethinden önce olduğu gibi sonrada hasırda yatmıştır. Hiç kimse elindekini terk etmek istemiyor. Rahatımızdan ödün vermeden de huzur bulamayacağız” diyerek, uzun ama çok güzel bir konuşma yaparak gecemizi bereketlendirdi.

              Uzun zamandır katılamadığım ve bu vesileyle eksikliğini fark ettiğim siyasi çalışmaların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha bana hatırlatan Adnan Beye teşekkürlerimi sunar, nice başarılı çalışmalarda öncü olmasını Rabbimden temenni ederim.

             Selam ve dua ile…29-01-2016 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90