Bu ilahi nizam; insanın varoluşuyla birlikte, Allah elçisi olan peygamberlere vahiy suretiyle bildirilen ve insanlara tebliğ olunan en doğru yoldur.
Din insana kendi mahiyetini, nereden gelip nereye gideceğini, yaratılıştaki gaye ve hedefi, yaratıcısına karşı olan kulluk; yaratılanlara karşı olan insanlık vazifelerini bildirir. İyi ve kötüyü, hayır ve şerri, fazilet ve rezaleti öğretir. İnsana hayır ve fazilet yollarını göstererek refah ve saadete ulaştırır.
Toplumları şimdiye kadar ayakta tutan din olmuştur. İnsan, varoluş nedenini ve amacını dinde bulmuştur. Bu bakımdan din, hiç bir ideoloji ve felesefi sistemle mukayese edilemez. İdeolojiler, felsefi sistemler ömrünü doldurunca sessiz sedasız insan hayatından yok olup giderler. Fakat dini inanç sistemleri ilelebet varlığını devam ettirirler.
Hal böyle olunca cemiyeti, daha doğrusu milleti meydana getiren insanların kuvvetli ve sahih bir imana sahip olmaları, bu sahih imanlarını yüce Allah’ın emretmiş olduğu şekilde muhafaza edip ibadet ve taatle takviye etmeleri gerekir. Ancak bu sayededir ki böyle insanlardan meydana gelen millet ayakta durabilsin. Aksi halde iman duyguları zayıflamış, nefsaniyetin esiri olmuş, kin duyguları kabarmış, kendinden başkasını beğenmez olmuş, hak ve hakikatten uzaklaşmış kişilerden meydana gelen bir milletin geleceğine ümitle bakmak saflık olur.
Din için , vatan için bizi bir araya toplayacak yegane kuvvet iman kuvvetidir. Biz bu kuvvete sımsıkı sarıldığımız zaman bu necip milletin tüm fertleri mukaddes vatan toprakları üzerinde bir bütündür, parçalamaya kimsenin gücü yetmez.
Cenabı Hak Ali İmran 103. Ayetinde “Toptan Allah’ın ipine sarılın, ayrılmayın. Allah’ın size olan nimetini anın. Düşmandınız, kalplerinizin arasını uzlaştırdı da onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz sizi oradan kurtardı. Allah hidayete erişeniz diye size böylece ayetlerini açıklar.”
Yine Enfal suresi 102. Ayetnde ise: “Allah’a ve peygamberine itaat edin. Çekişmeyin. Yoksa başarısızlığa düşersiniz ve kuvvetiniz gider. Sabredin, doğrusu Allah sabredenlerle beraberdir.” buyurarak birliğin önemini, çekişmenin ve dağılıp parçalanmanın tehlikelerini bizlere beyan ediyor.
Manalarını arz etmiş olduğumuz ayetler gösteriyor ki birliğin ve barışın temeli dindir. Dinin olmadığı yerde birlikten beraberlikten barıştan nasıl söz edeceğiz, ne kadar kalıcı olur. Peygamber efendimiz de bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor “Mümin, mümin için duvarın tuğlaları gibidir. Biri diğerini sımsıkı tutar.”(Nesai kutub-ı sıtte, 2. Cilt , Sf. 374)
Yaratılışımızdaki gaye ve hedefi bilir, ona göre yaşarsak işte o zaman bu milletin hiç biri diğerini incitmez, herkes hakkına razı, herkes hayatından memnun olur ve geleceğe güvenle bakar.
Şairin deyimiyle maddeye değer veren manadır. İnsanı insan yapan Allah’a imanıdır.
"İman o cevher ki, ilahi ne büyüktür;
İmansız olan paslı yürek, sine'de yüktür !"
Mehmet Akif ERSOY