banner102

Yol insan yaşamını kolaylaştıran ve medeniyetlerin önde gelen alametlerindendir. Yolsuz medeniyet düşünebilir mi?

Yollar, insan ve vasıtaların gelip geçmeleri için kamu adına düzenlenmiş vakıf arazilerdir.  Yola tecavüz kamu malına tecavüzdür. Kamu malına tecavüz sanki bir kazanımmış!  Ne kötü bir algı.

Oysa kul hakkının en şerlisi kamu malına tecavüzdür. Kıyamete kadar kimle, kaç kişiyle, nasıl helalleşeceğin düşünüyor musun?

Dedelerimizin evlerinin önünde mutlaka geniş bir kapı meydanı olurdu, bahçenin ortasında da meyve ağacı. Bu bir kültür idi.

Çağın gereklerine göre bizler bu konuda daha duyarlı olmamız gerekirken, maalesef bizlerin bu konuda çok duyarsız ve kültürsüz olduğumuz görülüyor.  

Adam evini, kamuya ait yolun sahanlığını da gasp ederek yola sıfır noktada yapıyor. İstinat duvarını da yolun üzerine kuruyor.  Ne kendine park alanı bırakıyor ne de misafirine.

Kimisi de yolların üzerine fasulyelik, lahanalık yapıyor, sanki birkaç fide onu abad edecek. Üstelik bunu da en çok maddi imkânları fevkalade iyi olanlar yapıyor. Sonra da konuşurken mangalda kül bırakmıyoruz.

Lütfen yeni nesillere kötü örnek olmayalım. Bu yerleri onlar adına emanet kullanıyoruz.

Mal da Allah’ın mülk de, bizler birer emanetçiyiz.

Ne olur yaşamı kendi ellerimizle zorlaştırmayalım. Ve bu fani dünyada dua almaya bakalım, lanet almaya değil.

Bazılarımız da bahçesini temizlerken eline ne geçirirse yola atıyor. Bir diğeri de çerini çöpünü biriktirip akarsulara atıyor. Allah aşkına böyle bir Müslümanlık olur mu? Bu nasıl bir anlayıştır? Anlamak  gayri kabil.

Ne böyle bir Müslümanlık, ne de bir İslam medeniyeti var.

Köyler böyle de şehirler çok mu iyi?

Üç köyü bir siteye topluyorsun, ne bir otoparkı, ne bir çocuk parkı ne de bir yeşillik alanı var. Medeni şehircilik bu mu?

Yollara yapılan tecavüzlerin, düğün ve cenaze merasimlerinde ne kadar zorluk yaşattığına hep beraber şahit oluyoruz. Oysa Allah Kuran’ı Kerim’de, “Allah kullarına kolaylık diler, zorluk dilemez.” (Bakara/185) buyurmaktadır.  

Peygamber efendimiz de Müslümanı tarif ederken “Müslüman, Müslüman’ın elinden dilinden emin olduğu(zarar görmediği) kimsedir” diye söylemiştir.

Yüce Allah, yolların geniş ve rahat olmasına dikkatimizi çekerek bakın ne buyuruyor: “Rahat gidebilsinler diye dağların aralarında geniş geniş yollar yaptık.” (Enbiya/31) Evet yüce Allah dağların arasına geçitleri ve geniş yolları niçin koyduğunu açıklamakta, insanları yollarını bulmaları, yani maksatlarına rahat bir şekilde ulaşmaları için yeryüzüne bu şekli verdiğini açıklamaktadır.

Yüce Allah, daima insanlığın rahatlığını ve yaşamının kolaylığını ve mutluluğunu takdir etmiştir. O kadar ki, onun yolunu, geçitlerini bile yaratılış planına koymuştur.

Ayrıca Peygamber efendimiz hadislerinde “yola hakkını veriniz” buyurdu.  Ashab, “Ya Rasulellah, yolun hakkı nedir?” diye sordular. Hz. Peygamber (s.a.v.) ”halka eza vermekten içtinap etmek(kaçınmak)” buyurdu.

Yine bir hadisinde de bizlere şunu müjdelemektedir: “Kim Müslümanların yolundan eziyet veren bir şey kaldırırsa kendisine bir sevap yazılır. İyiliği makbul olan kimse cennete girer.” (Buhari,Edep)

Konuyla ilgili Peygamber efendimizin diğer bir hadisi şerifi de şöyledir. “İman yetmiş küsur şubedir. En üstünü “La ilahe illellah” sözüdür. Şubelerden biri de yoldan eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Utanma da imandan bir şubedir.” (Et-Tac,1,27)

Evet, İslam’da yol bu kadar önemli iken yollarımızın genişliğine ve güzelliğine gereken hassasiyeti gösteriyor muyuz? Lütfen bu konuda kendimizi biraz sorgulayalım.

Mülki idarecilerimize ithaf olunur.

Selamlar…..



Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90