banner102

Bir toplumda var olan meşŸruluk ve ahlak kavramları toplumun değŸer yargılarının yansımasıdır. Bu iki kavrama getirilecek eleşŸtirilerin boyutu dini kuralları ve toplumsal örfü kapsayacak ve aşŸacak denli genişŸ anlam yelpazesine sahiptir. Sözlük anlamlarıyla meşŸruluk; yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğŸru bulduğŸu, yasalara uygun, kanuni, meşŸru, legal anlamına gelmekteyken, ahlak; bir toplum içinde kişŸilerin uymak zorunda oldukları davranışŸ biçimleri ve kurallarıdır ve bu yönüyle iki sözcük birbirinin tamamlayıcısı bir niteliğŸe sahiptir.

Toplumda egemen olan ahlaksızlık tabiri daha çok kişŸisel beğŸenilerin, alışŸkanlıkların, önyargıların gölgesinde kullanım alanı bulmaktadır. şžöyle ki; değŸerlendirmeler çoğŸu zaman ortak bir algı oluşŸturmamakta ve taraflarca üzerinde mutabakata varılamamaktadır. O halde aranması gereken cevap bu kavramların hangi kriterlerle ortak bir düşŸünce zemininde buluşŸturulabileceğŸidir. Çünkü ahlak denen tutum ve davranışŸlar, erdem ve faziletin insandaki yansıması olduğŸundan, bunun formüle edilmesi oldukça güç bir hal almaktadır.

Ahlaksızlık denilen vakıanın başŸlıca iki sebebi vardır, bunlardan biri çağŸın getirdiğŸi bilinçsizlik ve eğŸitimsizlikken, diğŸeri yaradılışŸtan gelen sapma sonucu meydana gelen kırılmalardır ki; bu iki sebep de insanın kendisi ile çelişŸmesine yol açar. EğŸitimden kasıt modern eğŸitim müesseselerinde eğŸitim görmek değŸil, kişŸinin kendisini çağŸın gerektirdiğŸi asgari donanıma hazır ederek bu fiili durumun önüne geçmesidir. Bununla birlikte sorunun önüne geçmenin yolu kişŸileri isnat ile değŸil, üstünlük kullanılarak problemi çözmeye odaklı bir yöntem gelişŸtirilmesinden geçer.

Hakikat mefhumu genel anlamıyla zaman ve zeminde mutlak gerçekliğŸi ifade ederken, doğŸruluk daha çok yüzyılların, kültürlerin ve coğŸrafyanın etkisine paralel bir anlam ifade etmekte, çoğŸu kez değŸişŸimden nasibini almaktadır. Dikkat edilecek olursa toplumların tecrübeleri, olaylara bakışŸ açıları ve vakıalardan çıkardıkları anlamlar pozitif veya negatif yönde birikimsel bir seyir izledikçe ahlaksızlık olarak nitelendirilen vakıalar da değŸişŸiklik göstermektedir.

Kanaatimce ahlaksızlık salt kişŸilerden kaynaklanmayıp, toplumun genel olarak muvazenesini kaybetmesinden meydana gelir, dolayısıyla bir tür toplum hastalığŸıdır. Toplum kendi ahlaki ölçütlerini sağŸlıklı bir temele oturtamamışŸsa, bunun bir süreç ürünü olduğŸunu göz ardı edip, toptancı ve tepeden inme mantıkla ulaşŸılabilen çözümlerle yetiniyorsa, ahlaksızlık dediğŸimiz toplumun temelini çürüten vakıa tehdit boyutuna ulaşŸmışŸ demektir.

21. yüzyılın ilk çeyreğŸinde değŸerler ve menfaatler yarışŸıyorsa, paylaşŸma, birliktelik vs. gibi özellikler arka planda kalmışŸsa ahlaksızlık meşŸruluk kazanmışŸ demektir. Ve buna paralel olarak kavramların içinin boşŸaltılması sonucu ilmin haysiyetinin sokak kavgalarını aratmayacak hal alması, insanın eşŸrefi mahlÜ»kat olduğŸu fikrinin silinip, insanın, insanın kurdu olduğŸu savını güçlendirecek kanaatin toplumda yerleşŸmesi asıl üzerinde durulması gerekli ahlaksızlık emareleridir, çünkü yaşŸam biçiminden kaynaklanan ahlaksızlıklar toplum bünyesine sirayet ettiğŸinde bunların tedavisi mümkünken, ilke bazında yaşŸanan sapmalar toplum bünyesinde onulmaz yaralar açmaktadır. En basitinden muhatabının söylediklerine onun geçmişŸi, dünya görüşŸü vs. bakarak değŸer veren bir kişŸi kendisiyle çelişŸmekte ve ahlaki tutarsızlık sergilemektedir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90