Lafı eveleleyip dolandırmadan ortaya söyleyelim. Kitabın orta yerinden konuşalım. Mavi Marmara katliamı sonrası Siyonist lobilerin ve İsrail devletinin istediği gibi konuşarak ‘otoriteden izin almadan neden İsrail’e gittiniz?’ diye çıkışan Fetullah Gülen ile daha geçtiğimiz gün İsrail ile yapılan ve milletimizi derinden yaralayan, milli çıkarlarımızı yerle bir eden, ümmetin yüreğini burkan İsrail-Türkiye anlaşmasının mürekkebi kurumadan üstelik iftar programında ümmetin onuru olan Mavi Marmara gemisini düzenleyen samimi insanlara yönelik ‘bana sordunuzda mı o gemiyi ambargoyu delmek için harekete geçirdiniz?’ diyen Recep Tayyip Erdoğan arasında bir fark var mıdır? Hiçbir fark yoktur! Çünkü her ikisi için de güç merkezi İsrail’dir. Muhtaç olunan ülkedir. Otoritedir!
Geçmişte Filistin Davası adına göstermelik de olsa onca sözü söyleyen bir kişi işte böyle kendi ağzından çıkan tek cümlelik bir sözle aslında Filistin, Gazze davası adına ne kadar samimi(!) olduğunu işte böyle ispat etmiştir.
Sorsanız halen daha kendilerine göre haklıdırlar. Sözde İsrail’e özür diletmişler (özrün ismi var, cismi yok) şehit aileleri için tazminat almışlar ve güya ambargoyu delmişler! Onlara sorsanız 5 bin küsur senelik Siyonist mikroba ilk kez bu denli bedel ödetmişlerdir! Ama gelin görün ki İsrail’de Türkiye’yi yeniden ‘yedeğe almanın’ sevinç naraları atılıyor! İslam dünyasının doğal ve tek lideri Türkiye’yi de ‘hizaya getirmenin’ mutluluğu yaşanıyor İsraillilerde. Ortadoğuya sıkışıp kalan, Akdeniz’de eşkıya gibi çullandığı doğalgaz rezervlerini batıya pazarlamak için Türkiye gibi bir ülkeye ihtiyaçları vardır ne de olsa. 5 bin küsur yıllık mikrop, İslam dünyasının doğal lideri konumunda olan bir ülkenin birinci yetkilisinin ama kimliğinden bihaber bir yetkilisinin diliyle Türkiye’nin kendisine muhtaç olduğu yalanını dedirtmiştir.
Her ne kadar devletin tepesindeki isim ‘İsrail’e muhtacız’ diyerek bu aziz milletin onurunu ayaklar altına almaya çalıştıysa da bu söz elbette milletimizi bağlamaz. Asırlar boyu mazlumun yanında, zalimin karşısında durmuş bu aziz millet Allah’tan başkasına muhtaç olmamıştır. Bu millet için kuvvet kudret sahibi tek merkez Allah’tır. Otorite de O’dur.
Şimdi İsrail dostları için elem verici bir son vardır. Allah’ın ‘hristiyan ve Yahudileri dost edinmeyin’ ‘müminler ancak ve ancak Allah’a dayansınlar’ ayetlerini görmezden gelerek Müslümanların ve insanlığın en azılı düşmanı Siyonist Yahudileri muhtaç olarak görenler, onları dost kabul edenler sözüm sizlere…
Sizler bu milletin kimliğini, irfanını, ferasetini, cesaretini asla ve asla temsil edemezsiniz. Milletimizin kimliğinden kopuk öyle ya da böyle yerleştiğiniz o makamlar size bu hakkı vermez. Siz kendinizi Siyonist İsrail’ muhtaç ya da dost görebilirsiniz. Ama milletimiz İsrail’i dün dost görmediği gibi bugün de yarında dost görmeyecektir.
Mavi Marmara insanlık tarihinin en korkunç ambargolarından birini delmedi sadece. O ambargoya maruz kalan mazlumların aslında İsrail’den çok İslam ülkelerinin işbirlikçi ve kendini İsrail dostu gören yöneticilerini de deşifre etti. Mavi Marmara, mazlumların sırtından geçinenleri teker teker ifşa ederek sapla samanı birbirinden ayırmıştır.
