banner102
Yaşanabilecek tüm sorunları, en kötü senaryoları en başından öngörmüştük. Bu sütunda ‘terör örgütü ile müzakere yapılmaz, mücadele edilir’ dediğimizde iktidar cenahından gelen ‘siz çözüme karşsınız’ tepkisi ile karşılaşıyorduk. Ne çözüme ne de anaların gözyaşlarının dinmesine karşı olduk. Ama feraset sahibi her insanın bildiğini biz de söyledik: Bunca taviz ile terörü bitiremezsiniz, aksine onun daha da güçlenmesine yardımcı olursunuz.


Şimdi ülke öyle bir hale geldi ki ülkenin başkentinde bombalar patlıyor. Onlarca insanımız ölüyor, yaralanıyor. Seçim güvenliği tartışılır hale geldi. Türkiye güvenli ülke deyişi yerini, acaba seçimi zamanında yapabilir miyiz noktasına kadar gitti! Seçim güvenliği için güneydoğuda kimi sandıkların taşınması ve birleştirilmesi gibi öneriler dahi konuşuldu. Terör örgütünün ihanet süreci olduğu netleşen sözde çözüm sürecinde inanılmayacak kadar silah stokladığı, lojistik güç kazandığı hatta ilçe merkezlerinde dağ kadrosuna kayıtlar alınıp sevkedildiği ortaya çıktı. Dahası bunların devletin güvenlik birimlerinin ve istihbaratının bilgisi dahilinde olduğu fakat devletin tepesinden valilere operasyon yapmayın talimatı geldiği de gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanının canlı yayında “silah stoklandığını biliyorduk ama çözüm süreci vs vs…” sözlerini siz de duymuşsunuzdur. Bir başka ülke olsa yer yerinden oynar, anayasada silah taşımanın devletin anayasal güvenlik güçlerine verildiği, başka unsurların silah taşımasına müsaade edilemeyeceği ilkesi bilen her kimse benim gibi şok geçirmiştir cumhurbaşkanının bu sözleri karşısında. Çözüm süreci boyunca demekki terör örgütünün bu tür güçlenmelerine göz yumulmuş ve bunu bizzat cumhurbaşkanı dahi itiraf etmiştir.  Öve öve bitiremedikleri terörist başı canisi apo artık hükümete yakın yandaş kanallarda artık boy göstermiyor. Oysaki hükümetin içinden bazı isimler ve iktidar partisinden kimi milletvekilleri yandaş yazar bebek katiline bu süreçte çok büyük roller biçmişti. Şimdi çıkıp konuşsalar ya! 


Bu ahval ve şerait içersinde bir kez daha seçime gidiyoruz. Patlayan bombaların insanları kamplaştırdığı ya bizdensin ya da onlardan denilerek iki yanlıştan birine sevkedildiği bir süreç altında hemde. İyi de iki seçenek de doğru değil, ikisi de yanlış. Kimi AKP’li dostlarımız 1 Kasım seçimlerinin kritik öneme haiz olduğunu ülke olarak kenetlenmemiz gerektiğini söylüyor. Evet seçimler kritik. Ama yanlışları düzeltmeden aynı yanlışları üst üste koyacak bir siyasi atraksiyona evet diyecek halimiz yok. Yani terörün bugünlere gelmesinde 1 numaralı başat aktör olan AKP politikalarına teslim olmak akıl tutulması değil de nedir? Düşünsenize çözüm süreci denen ihanet sürecini hala buzdolabında tuttuklarını söylüyorlar. Zamanı gelince buzlarını çözüp servis edecekler. Peki sonra? Terör örgütü yine silah stoklayacak, yine dağa adam kaldıracak, yine siyasi ve lojistik güç kazanacak. Oslo’da verilen sözler tutulmadığı zaman yeniden bombaları patlatmaya başlayacaklar. Yine şehit cenazeleri, yine kanlı eylemler… 


Delimiyiz biz? Yaptıklarından ders almayan, kendi bedel ödemeyen ama bedellerin en büyüğünü millete yaşatan siyasi bir hareketin peşinden gidecek kadar aklımızı yitirmedik! Şuurlu Milli Görüşçüler, ferasetli milletimiz asla bu tuzağa düşmez. Terörün arkasındaki en büyük güç olan ABD için İncirlik’in kullanım süresini uzat, o da yetmedi Diyarbakır’da yeni bir üs inşa etmesine olanak ver, sonra da teröre karşı omuz omuza diye koftiden bir ifade ile benden oy iste. Hadi ordan!


Bu noktada aziz milletimize şunu söylemek isterim. Terörün arkasındaki odakları engelleyerek, ABD Çekiç Güc’ü denen terör örgütü destek gücünü Türkiye’den kovan ve bu sayede terörün belini kıran sadece ve sadece Milli Görüş olmuştur. O’nun tek temsilcisi de bugün Saadet Partisi’dir. Evet milletimizin birlik olması şart bu konuda hemfikiriz. Ama bu toplanma merkezi herşeyi başlı başına hata ve yanlış olan ve bu hataları yanlışları kendileri bile itiraf eden AKP olmamalı, Saadet Partisi olmalıdır. Adım adım ülkemizi parçalamaya çalışıyorlar. İlk adımı attılar. Bu gidişatı dürdürecek yegane güç siyonizmin korkulu rüyası Milli Görüş ve Saadet Partisi’dir. Haydi Bismillah…
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90