Komünist
Rusya'sının yıkıldığı günlerde bir hikÜ¢ye anlatılırdı. Batılı bir
heyete Moskova'da bir ayakkabı fabrikası gezdirilir. Fabrika devasa bir
bina. İçinde aynı heybette makineler. Gösterişli bir sistem. Fabrikayı
gezdiren Rus yetkili işleyişi tanıtmaya başlar.
-Burası deri bölümü, burada ayakkabıda kullanılacak deriler işlenir.
-Burası kösele bölümü, burada köseleler hazırlanır.
-Burası boya bölümü, burada renkleri belirlenir
-Burası cila bölümü, ayakkabılar parlatılır.
Batılı heyet gerçekten fabrikanın ihtişamı ve makinaların gösterişi karşısında etkilenir.
Geze geze nihayet fabrikanın sonuna kadar gelirler ve büyük bir sabırsızlıkla üretilen ayakkabıları görmeyi umarlar.
Ancak fabrikanın çıkışına gelmiş olmalarına karşın ortada tek bir ayakkabı bile yoktur.
Bunun üzerine heyettekiler, Rus yetkiliye sorarlar:
-İyi de beyefendi ayakkabılar nerede..
Rus yetkili hiç bozuntuya vermez:
-Aman efendim; boşverin şimdi ayakkabıyı, sistem nasıl sistem!
Bizim sistemlerde Rusların ayakkabı fabrikası gibi
Mesela eğitim sistemimiz!
1981 yılında imam hatip birinci sınıfa başladığımda öğretmen tahtaya;
"Zehebe Aliyyun İlel Medresetü" yazmıştı.
"Ali okula gitti" demek.
7'inci sınıfa geldiğimizde, tahtada hala "Zehebe Aliyyun ilel medresetü" yazıyordu.
Ne Ali okula varabildi ne de biz Arapça'yı öğrenebildik.
Tam 7 sene Arapça okuyup Arapça'nın A'sını bile öğretmeden mezun eden bir sistem ucube değil de nedir.
Arapça böyle de İngilizce farklı mı!
"Mr. Brown on the street"
3 sene ortaokulda, 4 sene lisede, 4 sene üniversitede olmak üzere tam 11 yıl İngilizce okuduk ama Bay Brown bir türlü caddeden karşıya geçemedi.
Sonuç hüsran! Yıllarca İngilizce okuyup da İngilizce'nin i'sini öğrenemeden mezun olan yüz binlerce genç.
Yazık günah. Demiş ya bir büyük üstad; "bu kadar cahillik ancak tahsille mümkün"
Aynen durum bu. Komplocu olmak istemiyorum ama İngiliz sömürgesindeki Hindistan'da insanların beynini iğdiş etmek için logaritma cetveli ezberletilirmiş. Bizde de sistem öğretmek değil öğretmemek üzerine kurulu sanki.
Lafa gelince eğitim her şeyin başı. Elin batılısı eğitimde 50 yıllık stratejiler belirlerken, bizde 5 yılda bütün sistem kevgire dönüyor. Sadece sınav sistemi bile bir yılda 5 kez değişti.
Ucubelik sadece eğitimde sisteminde mi!
Varın bunu ekonomiye uyarlayın, siyasete uyarlayın, dış politikaya uyarlayın..
Mesela Başbakan'ın one minute çekişinden beri İsraille aramız bozuk. Üyle ki sayın Başbakan İsrail'i şamaroğlanına çevirdi. Bi sağdan vuruyor bi soldan. Bi Lübnan'dan vuruyor bi Ankara'dan. O vurdukça bizim yüreğimiz soğuyor...
Görüntü süper.
Heybet, cesaret, gösteriş on numara...
İyi de abi ayakkabılar nerede?
İsrail'in 60 yıllık OECD rüyasını biz gerçekleştirmedik mi!
9 tane şehit verdiğimiz Mavi Marmara'nın filmleriyle avunuyoruz.
Yeni öğrendik. MEB'in Gazze için topladığı 72 trilyon İsrail izin vermediği için bankada bekletiliyormuş!
Geçin ekonomiye...
Daha geçen hafta,
Kişi Başına Milli Gelir'in 15 bin dolara çıktığı gün,
2.5 aylık Kübra açlıktan öldü!
Anlayacağınız ucubelik diz boyu..
Minik Kübra'yı bir gün bile konuşmadık.
Ama haftalardır Show'daki Hürrem'i, Kars'daki heykeli tartışıyoruz.
Neyse efendim... Boş verin şimdi siz bunları...
Rus yetkilinin dediği gibi;
"Sistem nasıl sistem!"
C.A Toygar
-Burası deri bölümü, burada ayakkabıda kullanılacak deriler işlenir.
-Burası kösele bölümü, burada köseleler hazırlanır.
-Burası boya bölümü, burada renkleri belirlenir
-Burası cila bölümü, ayakkabılar parlatılır.
Batılı heyet gerçekten fabrikanın ihtişamı ve makinaların gösterişi karşısında etkilenir.
Geze geze nihayet fabrikanın sonuna kadar gelirler ve büyük bir sabırsızlıkla üretilen ayakkabıları görmeyi umarlar.
Ancak fabrikanın çıkışına gelmiş olmalarına karşın ortada tek bir ayakkabı bile yoktur.
Bunun üzerine heyettekiler, Rus yetkiliye sorarlar:
-İyi de beyefendi ayakkabılar nerede..
Rus yetkili hiç bozuntuya vermez:
-Aman efendim; boşverin şimdi ayakkabıyı, sistem nasıl sistem!
Bizim sistemlerde Rusların ayakkabı fabrikası gibi
Mesela eğitim sistemimiz!
1981 yılında imam hatip birinci sınıfa başladığımda öğretmen tahtaya;
"Zehebe Aliyyun İlel Medresetü" yazmıştı.
"Ali okula gitti" demek.
7'inci sınıfa geldiğimizde, tahtada hala "Zehebe Aliyyun ilel medresetü" yazıyordu.
Ne Ali okula varabildi ne de biz Arapça'yı öğrenebildik.
Tam 7 sene Arapça okuyup Arapça'nın A'sını bile öğretmeden mezun eden bir sistem ucube değil de nedir.
Arapça böyle de İngilizce farklı mı!
"Mr. Brown on the street"
3 sene ortaokulda, 4 sene lisede, 4 sene üniversitede olmak üzere tam 11 yıl İngilizce okuduk ama Bay Brown bir türlü caddeden karşıya geçemedi.
Sonuç hüsran! Yıllarca İngilizce okuyup da İngilizce'nin i'sini öğrenemeden mezun olan yüz binlerce genç.
Yazık günah. Demiş ya bir büyük üstad; "bu kadar cahillik ancak tahsille mümkün"
Aynen durum bu. Komplocu olmak istemiyorum ama İngiliz sömürgesindeki Hindistan'da insanların beynini iğdiş etmek için logaritma cetveli ezberletilirmiş. Bizde de sistem öğretmek değil öğretmemek üzerine kurulu sanki.
Lafa gelince eğitim her şeyin başı. Elin batılısı eğitimde 50 yıllık stratejiler belirlerken, bizde 5 yılda bütün sistem kevgire dönüyor. Sadece sınav sistemi bile bir yılda 5 kez değişti.
Ucubelik sadece eğitimde sisteminde mi!
Varın bunu ekonomiye uyarlayın, siyasete uyarlayın, dış politikaya uyarlayın..
Mesela Başbakan'ın one minute çekişinden beri İsraille aramız bozuk. Üyle ki sayın Başbakan İsrail'i şamaroğlanına çevirdi. Bi sağdan vuruyor bi soldan. Bi Lübnan'dan vuruyor bi Ankara'dan. O vurdukça bizim yüreğimiz soğuyor...
Görüntü süper.
Heybet, cesaret, gösteriş on numara...
İyi de abi ayakkabılar nerede?
İsrail'in 60 yıllık OECD rüyasını biz gerçekleştirmedik mi!
9 tane şehit verdiğimiz Mavi Marmara'nın filmleriyle avunuyoruz.
Yeni öğrendik. MEB'in Gazze için topladığı 72 trilyon İsrail izin vermediği için bankada bekletiliyormuş!
Geçin ekonomiye...
Daha geçen hafta,
Kişi Başına Milli Gelir'in 15 bin dolara çıktığı gün,
2.5 aylık Kübra açlıktan öldü!
Anlayacağınız ucubelik diz boyu..
Minik Kübra'yı bir gün bile konuşmadık.
Ama haftalardır Show'daki Hürrem'i, Kars'daki heykeli tartışıyoruz.
Neyse efendim... Boş verin şimdi siz bunları...
Rus yetkilinin dediği gibi;
"Sistem nasıl sistem!"
C.A Toygar
Sistem Güzelde Durmak Yok Yaya Gitmeye Devam.