banner102
 “Hicret Ve Cihad”

(Besmele hamdele ve salveleden sonra)

“Allah, içinizden îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) de bulunanlara yemîn ile va'd etti ki kendilerinden evvel gelenleri nasıl (kâfirlerin) yerine getirdi (hakim kıldı) ise onları da yer (yüzün) de muhakkak (müşriklerin) yerine geçir (ip hükümran ede) cek, onlara kendileri için beğendiği dîni (Islâmı) her halde pâydâr kılacak, onların korkuların (ı üzerlerinden kaldırdık) dan sonra (hallerini) kat'î bir emînliğe çevirecekdir. (Tâki) onlar (bu güvenlik içinde) bana ibâdet etsinler, bana hiçbir şey'i ortak tutmasınlar. Kim bundan sonra nankörlük ederse artık onlar fasıkların ta kendileridir”.(NUR-55)

İslami hâkim kılmak isteyen Müslümanların temel dayanağının Nebevi olması zorunludur.

Bunun için peygamberlerin (Rizvanullahi aleyhim ecmain)islami davet usullerine riayet edilmeli ve zerre sapmadan hedefe kilitlenmelidir. İslam davetçisi tüm insanlığın kurtuluşunu istediği için nefsani harekette bulunamaz.

Bunun gerçekleşmesi içinde öncelikle davetçinin en iyi şekilde yetiştirilmesi en önemli meseledir.

Allah resulu(sallallahu aleyhi ve sellem)ilk zamanlarda (Mekke döneminde) islami tebliğde önce imana davet etmiş, sonra da iman edenleri sabırla olgunlaştırma ve yetiştirme yolunu takip etmiştir. Müslümanların sayısı belli bir noktaya gelince de artık ilahi ferman gelmiş ve hicret yolu açılmıştır. Kurtuluşun birinci merhalesi hicretle başlar.

Hicretten anlaşılması gereken şudur ki; müslüman hakkı hâkim kılmak için tüm yönleriyle kendisine ait olan hiçbir şekilde batıldan izler taşımayan ve tamamen islami olan bir yöntemle ve de sabırla yoluna devam etmelidir. “Ve hakkı bâtıl ile örtüp karıştırmayın. Ve hakkı saklamayın. Halbuki siz bilirsiniz”.(bakara-42)

Bizlerin hicreti nasıl olmalıdır sorusuna şu cevabı verebiliriz.

Hicret: isyandan uzaklaşarak islam’a, beşeri tüm yötemler den kaçıp ilahi düstura teslim olma ameliyesidir.

Hedefe ulaşmanın ikinci merhalesi ise cihaddır. “Onlar muktedir olabilseler sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaştan geri durmazlar”.(bakara-217)

Yukarda zikredilen ilahi ferman bize göstermektedir ki; gayrimüslimlerin koyduğu kurallarla islamı hâkim kılma mümkün değildir. İdeologya örgüsü’nde Üstad merhum N.fazıl

“Dışımızdaki emperyalistlerin, içimizdeki taklitçi ajanları vasıtasiyle, Batılılaşma bayrağı altında bizi mahkûm ettikleri tam mânevî sömürge durumunu her sâhâda anlama ve onlara paydos diyebilme dâvası ve esası”

 “Bize bütün bir cihan imparatorluğu kazandırmış olan mânevî temelimiz ve ahlâk kökümüzün çeyrek, yarım, tam ve bir buçuk asır boyunca sistemli yıpratılışı karşısında ne hale geldiğimizi bugün entariler düşmüşçesine ayan beyan görüyor ve her felâketin yalnız o yüzden doğduğunu artık lâboratuar tecrübesi kesinliği içinde kavrıyorsak, beklediğimiz inkılâbın esası elimizde demektir.

 O halde ana şahsiyet ve asliyet kutbumuza en doğru anlayışla sarılmanın zaruretini teslim etmek ve ettirmek, buna göre de muazzam bir fikir (aksiyon)una yol açmak ve açtırmak... İşte beklediğimiz inkılâbın esası!.. Tek kelime: Su katılmamış ve suyu çekilmemiş tam hakikatiyle İSLÂM”..(ideologya Örgüsü-N.F)

Müşrik batı tarafından üretilip adına demokrası denilen ve müslümanlara bir takım ğafil gürüh tarafından islama uyduğu iddia edilen sistem daha yakın geçmişte demokrasi kurallarına göre iktidar olan müslüman başbakanı bir takım yöntemler kullanarak (28 şubat) ta zorla indirmedi mi?

Ya şimdi mısırda olanlara bakmak bize kâfi derecede fikir vermiyor mu? Yoksa sizde sırf müslüman olduğu ve islami referanslarla hareket ettiğinden dolayı alçakça bir darbeyle görevinden uzaklaştırılan KAHRAMAN MUHAMMED MÜRSİ nin bir takım yanlışlar yaptığından dem mi vuruyorsunuz. Ne kadar zavallısınız!

Ey demokrasi yı savunan islâm etiketli batı şakşakçıları, demokrasi putunu gerekli gördüğünde kutsayan, amma işler yolunda gitmeyince yemekten geri kalmayan batılıların sisteminin İslâm a uyduğunu iddia etmeniz ne kadar gülünçtür.

Sizler kurandan ne kadar habersizsiniz.

Mısır halkının bugün başına gelenlerin sebebi neydi dersiniz. Batının kurallarına göre iktidar olan Müslümanların zorla iktidardan uzaklaştırılması değimli.

Ve artık demokrasi denilen aslında Demokratur(halkın yönetime alet edilmesi)olan sistemin müslümanlara hayat hakkı tanımadığı güneş gibi ortadadır. Müslümanlar bu sistemde ancak güdülen olabilirler yani gönüllü köleler.

Umarım ki; mısır müslümanları artık uyanırda bir daha batı nın sistemine geri dönmezler. İşte o zaman direnişin bir anlamı olacaktır. Ve İslam inkılabı nın gerçek önderleri olacaklardır. Ey kahraman mısır müslümanları Sizlerin direnişi müslümanlara yeni ufuklar açacaktır. Suriye de Afganistan da, Filistin de, Türkiye de ve tüm dünyada şuurlu müslümanlar sizin başarmanız için dua etmektedirler.

 Haydin bir kez daha gösterin “Musa” ların firavunları nasıl mağlup ettiğini.

Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun.

Esselamu aleyküm verahmetullahi veberekatüh.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90