Bayramla ilgili yazı yazmanın en kolay yolu bildik üzere bayramın güzelliği, insanlara verdiği neşe, toplumsal kaynaşma vs.vs. gibi toz pembe tablolar tasvir etmek isterdim. Lakin bunu yapmak için asgari olarak yukarıda yazdıklarımın birazını dahi günümüzde görmek çok zor. Ben biraz karamsar bir tablo ve gerçek bayramlara ulaşmanın bazı umdelerine işaret etmek istiyorum.
İnsanlar izzet ve haysiyetlerini korudukları müddetçe huzurlu ve hür bir hayat sürebilirler. İzzet ve şerefle yaşama arzusu Müslümanlar için vazgeçilmez insani değerlerdendir. “Ya istiklal ya ölüm” bu inancın klişeleşmiş bir yansımasıdır. Dünya üzerinde “onursuz” yaşamayı kabul etmeyen Japon milleti ile bu konuda ortak bir noktamız da bu olsa gerek. Öyle ki japonlar bu konunun en uç / ekstrem misalidir.
Efendimiz sav Medine’de bir ikindi vakti tam namaza duracakları vakitte Medine çarşısından bir haber geldi . Gelen kişi, Yahudi bir tüccarın, Müslüman bir hanımın giydiği kıyafetini/ veya üzerindeki şalının bir ucunu gizlice bir yere bağlayarak hanım hareket edince onun utanmasına, rencide olmasına sebep olduğunu söyledi. Resulullah efendimiz ikindi namazını tehir ederek olayı tahkik etmek için derhal çarşıya gitti. Müslüman bir hanımın namusu ve şerefine verilen öneme bir bakınız.Bir de bu gün O’nun ümmeti olduğunu iddia eden İslam alemine bakınız.
Medine’den Umre yapmak üzere yola çıkan Peygamber efendimiz sav kamp kurduğu Hudeybiye’den Mekke’ye elçi olarak gönderilen Hz. Osman ra efendimizin şehadet haberi gelince, silahsız ve Umre yapmak maksadıyle yola çıkan 1500 civarındaki sahabenin Hz.Osman ra. İntikamını almak için resulullah efendimize ölümüne biat eden müslümanları hayalinizde canlandırınız. Sonra Irak’ta , Suriye’de, Filistin’de,Mısır’da Doğu Türkistan ve Keşmirde ve daha bir çok islam ülkesinde vahşice katletilen masum Müslümanları ,çocukları, kadınları ve tecavüz edilen namuslarımızı düşününüz.Hani Müslümanlar bir binanın tuğlalrı gibiydiler, hani müslümanın dertiyle dertlenmeyen bizden değildi ....sadece lanet okuyoruz. Aciz ihtiyarlar gibi.. bir de cellatından yardım bekleyenler yokmu..
Sahabe hayatından bir başka kesit .. Efendimiz sav Bizans’a bağlı Busra valisine elçi olarak gönderdiği Haris bin Umeyr vali Şurahbil tarfından şehit edildi. Bunun üzerine 3000 kişilik bir orduyu Busra üzerine gönderen ve yüzbin kişilik o zamanın süper gücü olan Bizans ordusuyla savaşmak durumunda kalan, ta başından tayin edilen üç komutan ve birçok sahabenin şehit olacağı bilinen Mute destanı.. Öyle bir destan ki Halid bin Velid’den önce komutayı devralan Abdullah bin Revaha’nın ifadesiyle Bizans’a şöyle haber gönderiliyordu; “Sizin üzerinize öyle bir orduyla geliyorum ki, sizin hayatı sevdiğinizden fazla onlar Allah yolunda ölmeyi arzuluyorlar”. Ve nitekim çetin geçen göğüs göğüse çarpışmalardan sonra Bizans ordusu geri çekilmek zorunda kalıyor. İslam’ın izzet ve şerefini yüceltme uğruna nice kahraman ve onların mücahitlerinin destanları ile ümmet varlığını bu güne değin sürdürebilmiştir. ”Barış için savaşı göze alamayanlar tarih sayfalarında yer almaya hak kazanamazlar.”
Müslüman Osmanlı ve onun devamı olan Türkiye cumhuriyeti her zaman ezilen, sömürülen mazlum insanların yardımına koşmuştur. Ve bunu her şekilde icra etmiştir. Şartlar ve kifayet miktarınca. Merhum Erbakan 1974 senesinde Rumlar tarafından Kıbrıs’ta yapılan soykırımın son bulması için diplomasi yolunu hiç denemedi. Çünkü o çok iyi biliyordu ve her zaman söylediği bir cümle vardı. “onlar/ kafirler aygır at’a benzer sadece güçten anlarlar”. Rahmetli boş boş konuşmuyordu sadece icraat yapıyordu. Şimdi dünya üzerindeki başsız, zavallı Müslümanlar izzet ve şereflerinin ayaklar altına alınışını para dolu kasalar, lux ve konforlu villalarında, sahte iktidar koltuklarından seyrediyoruz. Laf edebiyatı / diblomasi maskaralığıyla oyalanıyoruz. Be hey zavallı, gafil Müslüman sen bayram yapacaksın ha.. Filistin’li, Irak’lı, Suriye’li müslüman kardeşin cehennemi yaşarken sen bayramı kutlayacaksın öylemi... Kıymetli müslüman kardeşlerim özellikle bir asırdan beri İslam ümmeti üzerinde oynanan oyunları iyi araştıralım kimin dost kimin düşman olduğunu öğrenelim. Daha da önemlisi nasıl bir yol izlememiz gerektiği konusunda sağlam fikir sahibi olmaya gayret edelim. Bu vesile ile islam cephesinde savaşan tüm mücahitlere selam olsun diyorum.Selam hidayete erenlerin üzerine olsun.
