banner102

Arap Baharı

BOP, iki binli yıllarda hazırlandı ve yürürlüğe kondu diye bir şey yok tabii. İnsanlığa acımasız bir zulmü reva gören bu hain projenin tarihi, en az bir üç bin yıla dayanıyor. Bu mevzuuya ‘Evanjelizim’ konulu dosyamızda kısmen değinmiştik.

Bugün insanlığa ağır bedeller ödetmeye devam eden bu lanet projenin üreticileri mevcut durumdan gayet memnunlar ve hâlâ devamından yanalar. Eş başkanlara gelince, çaresiz görevlerine devam edecekler. Onlar, hâlen dahi demokrasi ve insan haklarından dem vursalar da işin aslının bu olmadığının kendilerince de  malum olduğu açıktır. Herkes de bunun farkında.

Afganistan ve Irak’ta  patlak veren bu hain projeye başta Türkiye olmak üzere Müslüman ülkelerden zamanla tepkiler yükseldi. O nedenle Aralık/2010’da ismine ‘Arap Baharı’ dedikleri stepne bir proje sürdüler. Arap Baharı, BOP’un vitrini, yani göstermelik yüzü olarak servis edildi. İşin bu boyutu Kuzey Afrika ülkelerini kapsıyordu. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu ülkeler zaten gizli BOP’un içinde yer almıyor. Proje kapsamında Tunus ve Mısır devrimleri çok da sancılı geçmemiş ve bir yıla yakın bir sürede bu ülkelerde istikrar sağlanma yoluna girmişti.

Ancak, bu ümit verici durum ne yazık ki 2013 yılı ortalarına doğru birden bire değişti. Nisan veya Mayıs aylarında Türkiye Başbakanı Gazze’yi ziyaret planı yapmakta iken, o sıralar Amerika’da yeni görevlendirilen Dışişleri Bakanı Conn Keryy’in Türkiye ziyaretiyle iş değişti. Bu defa Başbakan Amerika’ya gitti, döndükten sonra hiç hesapta olmadığı halde Kuzey Afrika ziyareti gerçekleştirdi. Ziyaret edilen ülkeler arasında Mısır yoktu ama benzeri ziyaretlerin hepsinin arkasından mutlaka bir felaket gelmiştir. Bunda da öyle oldu ve Mısır’da meşru hükümete karşı darbe yapıldı, meydanlara toplanan insanlar üzerine mermiler yağdırıldı ve vahşetin boyutu altı bin Müslüman’ın ölümüne ve binlercesinin yaralanmasına ulaştı.

Arap Baharı kapsamında Libya ayrı bir içler acısı duruma düşürüldü. Bugün büyük bir iç savaşla baş başa bırakılmış olan ülkenin bu hale gelmesinde Türk hükümeti de NATO kuvvetlerine destek olarak donanma gönderip maalesef Müslümanların katledilmesine göz yumdu, daha da kötüsü destek verdi. Şimdi aynı şeyler Suriye üzerinde yapılıyor. Amerikası, Rusyası, Esat Rejimi, Özgür Suriye Ordusu, YPG’si, PYD’si, Türk Ordusu... Kısacası adeta taş üstünde taş kalmayan Suriye büyük bir kör düğüme dönmüş durumda.

Ortadoğu ülkelerinin durumu

Batı’nın iştahını kabartan ve böylesine vahşet bir projeyi hazırlamalarına neden olan, bazı Ortadoğu ülkelerinin stratejik önemleri ve sahip oldukları tabi zenginlikler üzerinde de durmak gerekir.

 Türkiye: Ortadoğu ülkelerine demokratik model biçilen ülke Türkiye… Eşbaşkanlardan bir tanesinin  ülkesi… Bizim ülkemiz… Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın tamamından daha fazla sınırlara sahip;  zalim ve dikta rejimleri yeryüzünden silmek, mazlumların haklarını korumak ve her din ve meşrepten  insanın adil bir dünyada yaşamasını temin için ülkeler fetheden Osmanlı’nın mirasyedisi Türkiye… Bir  yandan yeniden adil bir dünya mücadelesi veren Milli Görüşçülerin, bir yandan da bugün itibariyle  Ortadoğu’yu kana bulayan Batılıların stratejik ortağı olduğumuzu iddia eden İşbirlikçi Görüşçülerin ülkesi  Türkiye…

 Batılıların Osmanlı’dan kalan kuyruk acıları bir türlü dinmiyor. Osmanlı yıkılmış, toprakları bölünmüş  parçalanmış olsa da o topraklar hala İslam toprağı. Türkiye’nin liderliğinde bir kez daha silkinip, ayağa  kalkarak, yeniden dünyaya nizam vermek isteyebilirler. Bunun için en fazla entrikalarını Türkiye üzerinde  çeviriyorlar. Aslında tamamına yakını Milli Görüşçü olan Milletimizi bir şekilde sahte Milli Görüşçüler  vasıtasıyla İşbirlikçi Görüş’ün cenderesinde sürekli narkozlayarak uyutuyorlar.

Konumuzun önceki bölümlerinde bahsetmiştik. 2004 yılında Amerika’da yapılan G-8’ler toplantısına Türkiye, demokratik ortak sıfatıyla davet edilmiş ve başbakanına eş başkanlık görevi verilmişti. Bu görev verildiğinde AKP Hükümeti 1,5 yıldır ülkenin idaresini yürütmekteydi. Türkiye’nin o günkü demokrasisi ile bugünkü demokrasisi arasında dağlar kadar fark var. Eğer, o günkü demokrasi, Orta Doğu’ya model gösterilecek kadar özgürlükler içeriyorduysa neden onca köklü değişiklikler yapılarak bugün itibariyle ucube bir rejim ortaya çıkarıldı. Yok, eğer bugünkü haline gerçek anlamda demokrasi diyorsak (ki bu durumda öncekine demokrasi diyemeyiz) o halde öncekini ne diye Orta Doğu’ya model olarak gösterdiler? Anlaşılan demokratik alanda bir takım adımlar atılması talimatı da eş başkanlıkla birlikte tevdi edilmişti.

Peki, Türkiye demokrasisinde ne gibi köklü değişiklikler yapıldı?... Mesela azınlıkların hakları diye onlarca kilise devlet paralarıyla restore edilerek hizmete açıldı. İhtiyaç olmadığı halde binlerce apartman kilseler oluşturuldu. Yine Türkiye’de yaşayan gayri Müslimlerin ihtiyacından binlerce kat fazla domuz üretimine başlandı, bunun için teşvik kredileri verildi ve haram olduğu halde domuz eti kasaplık etler arasına sokuldu. Dinen yasak olan zina, suç olmaktan çıkartıldı. Lezbiyenlere (eş cinsellere) denek kurma hakkı verildi. Yabancılara toprak satışı 25 dönümden 600 dönüme çıkartıldı. Terörle mücadeleyi başaramadığı gibi teröristlerle anlaşma masasına oturdu. Fabrikalar, köprüler, otoyollar özelleştirilerek yabancıların eline geçti… Bu örnekler çoğaltılabilir. Özetle, Batılıların talepleri doğrultusunda demokratik adımlar atıldığı için az sayıdaki halk yararına görünen reformlar dahi zamanla aleyhe dönmüş oluyor… En tehlikelisi de bütün bunlar BOP projesine göre bu ülkeyi bölmeye doğru götürmesidir.

Afganistan: Tarih boyunca sürekli istilalara maruz kalmış bir ülke. Halife Hz. Osman veya Muaviye  döneminde İslam’la tanışmış olan Afganistan, on birinci yüzyılın başlarından itibaren yaklaşık iki buçuk asır  Gazneli ve Selçuklu Türklerin hâkimiyetinde kaldı. 1979–89 yılları arasında ise Sovyetlerin işgaline maruz  kalan Afganistan, mücahitlerin başarılı cihadları sonucu bağımsızlığı kazandılar. Burhaneddin Rabbanî  liderliğindeki Kuzey İttifakı hareketi ülkenin yönetimini ele aldı. Ancak iç karışıklıklar bir türlü son bulmadı ve  bu defa Molla Ömer liderliğindeki Taliban örgütü 1996’da yönetimi ele geçirdi.

 Artık bağımsız bir ülke olarak yoluna devem ediyor diye düşünülürken, 11 Eylül 2001’de Amerika, ikiz  kulelerin vurulmasından sorumlu tuttuğu El-Kaide örgütü Lideri Usame bin Ladin’in bu ülkede saklandığını  iddia ederek, Nato’nun da desteğiyle Afganistan’ı işgal etti. Ancak 11 yıl süreyle Bin Ladin’i bulamadı.  Neticede Pakistan’da ele geçirip öldürdüğünü iddia etmişti. Tabii bu da Amerika’nın küçük yalanlarından bir  tanesiydi.

 Amerika’nın Afganistan’ı işgalinin asıl nedenlerinden birincisi BOP kapsamında olması, öte yandan Rusya ve Çin gibi bölgenin güçlü ülkelerine karşı ağırlığını hissettirmesi ve asıl önemlisi de kendi nükleer silahını üretecek olan İran’ı kıskaca alması gibi durumlardı. Bunlar işin siyasi yönü. Tabii bir de ekonomi yönü var. Afganistan önemli yer altı zenginlikleri olan bir ülke. Bugün ülkenin kuzeyinde bulunan ve yıllık üç milyon metre küp olan doğal gaz rezervini Rusya kullanıyor. Bunun dışında Afganistan’da demir, çinko, kurşun, petrol gibi yer altı zenginlikleri var. Güney’de ise dünyanın en zengin berilyum ve yakut yatakları yer alıyor. Berilyum,erime noktası oldukça yüksek olan tek kararlı hafif metaldir.  Berilyum-alüminyum alaşımlarının yüksek dayanıklılığı nedeniyle özellikle uçak, füze ve uzay araçlarının yapımında önemli bir yeri vardır. Yakut ise safir ışıkla birlikte ultraviyole ışınını ve kızılötesi ışınını da yansıtmadan geçirdiği için optik sanayinde, ısıya dayanıklı cam yapımında, çeşitli ilmî ve teknik cihazlarda kullanılır. Bütün bunlar Amerika’nın gelecekteki planları için önemlidir.

Devamı var..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90