Geçenlerde bir okulun veli toplantısına gitmiştim. Öğretmen ile veliler karşılıklı şekilde velisi oldukları öğrencilerin durumlarını görüşüyorlardı. Öğrencilerin eğitim durumlarının önceki zamandan! daha kötü olduğu düşüncesini bir çarşaflı bayan söyleyince, diğer çarşaflı bayan da, kız-erkek ayrımı yapılmadan önce kız çocuğunun başarısı daha iyi olduğunu söyledi. Bunlardan destek alırcasına sınıf öğretmeni de, kız-erkek ayrımı yapılmadan önce sınıfın kontrolünün daha rahat olduğunu ve buna paralele olarak öğrencilerin başarısı daha iyi olduğunu söyledi. Kızların erkeklerden çekinip yaramazlıklarını azalttığını, erkeklerinde kendi aralarında söylediği argo kelimeleri azalttıklarını söyleyen sınıf öğretmeni işi daha da ileriye götürerek, kız-erkek ayrımının yanlış olduğunu söyleyen Çarşaflı Hüsniye'lere dilekçe ile şikayet etmelerini söyledi.
Bu konuşmaları duyunca ne kadar ağlanacaklık halimizin olduğunu yeniden fark ettim. Sakallı Hüsnü'ler yıllar önce türemiş ve batı sevdalısı olarak merhum Erbakan hocamızın diline düşmüştü. Şimdi ise daha vahimi olan çarşaflı Hüsniye'ler türedi..!
Halbuki Sakallı Hüsnü amcada şekil itibari ile örnek bir Müslüman, çarşaflı Hüsniye teyze de örnek bir kadın. Fakat en önemli kısım olan düşüncelere sıra gelince maalesef batının esiri olmuş bir düşünceye sahip, amca ve teyze ortaya çıkıyor.
Oysa Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretleri biz kullarına, “İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.”(Maide, 5/3) buyuruyor. bu da demek oluyor ki; neferi olduğumuz İslam dini, insanoğlunun doğumundan ölümüne kadar bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir dindir. Hayatımızın her alanında, her ne ihtiyacımız, sıkıntımız ve eksiğimiz varsa İslam dini bunu tamamlar. Müslümanım diyen bir kişi derdine İslam'ın dışında bir çare arayamaz. Çünkü İslam her derde çaredir.
Yüce Rabbimiz çocukların eğitimi konusunda bir hüküm koymamış mı da, aciz kullar bu konuda kendi görüşlerini ortaya koyarak hüküm koyuyorlar?
Hani biz Müslümanlar Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretlerinin zati ve subuti sıfatlarına inanmıştık? Bu sıfatların arasında Yaratmak, yaşatmak, rızık vermek varda, hüküm koymak yok mu? Elbette inananlar için vardır ve bakidir. Bunun için her Müslüman, yaşamın her alanında kanun koyanın Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretleri olduğuna inanması gerekmektedir. Ki bu inançta şüpheye de yer yoktur.
Bundan dolayı hayatımızın her alanında karşılaştığımız sıkıntılara çareyi İslam'da aramalıyız. Her hangi bir sıkıntımız olduğunda batının kokuşmuş kurallarına değil, İslam'ın eskimeyen kurallarına sarılmalıyız.
Çocuklarımızın eğitiminde bir sıkıntı varsa, bu sıkıntı İslam'ın kurallarıyla çözülür. Aksi halde ne kadar çare ararsanız arayın bu sorun çözülmez. Eğitimdeki kız-erkek karışımından Rabbimiz razı olurmu ki, insanlar bu konuda görüş ortaya koyarak bu şekilde çözüm olur diyebiliyor? Bu ve diğer konularda görüş bildirmek ne vatandaşa düşer nede idarecilere. Çünkü her konuda söz söylenmiştir ve tamamlanmıştır. Bundan sonra Müslüman vatandaşa ve yöneticiye düşen görev inandığı dinin hükümlerine uyarak yaşamak ve yönetmektir. Bu şekilde hayat sürdüğümüz takdirde hem bu dünyamızı hemde ahiretimizi kurtarırız.
Rabbim bizleri kendi emir ve yasaklarına layıkıyla uyanlardan eylesin.
Fahri bey artık adını anarken Yobaz diye anacağım bilgin
olsun. Geçelim Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretleri’nin
konu ile ilgili bakış açısına “İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve
üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı
beğendim.”(Maide, 5/3) ayetini
yazarak konuya ışıkmı tutmuş oluyorsun? Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretleri’nin konu ile ilgili bir ayetini paylaşırmısın? Eskiden koçunuyordunuz kıyafetimize karışıyorlar zülüm ediyorlar öyle yapıyorlar böyle yapıyorlar. Siz bir mertebe daha atlayarak düşüncelere mi karışıyorsunuz? Biliyorum o pis düşüncelerinizi insanlara aktarıp bir cevap bile verme zahmetinde bulunmayacağınızı da.